Translation of "öpücük" in Russian

0.005 sec.

Examples of using "öpücük" in a sentence and their russian translations:

Öpücük için teşekkürler.

Спасибо за поцелуй.

Tom'a bir öpücük ver.

Поцелуй Тома.

Bir öpücük alabilir miyim?

Можно мне поцелуй?

Bana bir öpücük ver.

- Поцелуй меня.
- Поцелуйте меня.

Ona bir öpücük verdi.

Он её поцеловал.

Tom, Mary'ye öpücük attı.

Том послал Мэри воздушный поцелуй.

Babana bir öpücük ver.

- Поцелуй папу.
- Поцелуй папочку.
- Поцелуйте папочку.

Sana bir öpücük vereyim.

Позволь мне тебя поцеловать.

Ona bir öpücük ver.

- Поцелуй его.
- Поцелуйте его.

Buna öpücük mü diyorsun?

Ты называешь это поцелуем?

Tom Mary'ye bir öpücük attı.

Том послал Мэри воздушный поцелуй.

Bir öpücük için harika zamandı.

Это был идеальный момент для поцелуя.

Tom, Mary'ye bir öpücük verdi.

Том поцеловал Мэри.

Sen bana bir öpücük borçlusun.

Ты мне поцелуй должна.

Bana bir öpücük vermeyecek misin?

Ты не собираешься меня поцеловать?

Ona hızlı bir öpücük kondurdu.

Он быстро поцеловал её.

O ona bir öpücük attı.

Она послала ему воздушный поцелуй.

Sana bir öpücük verebilir miyim?

- Можно тебя поцеловать?
- Можно Вас поцеловать?

Ve sonra ona öpücük verdi.

А потом она его поцеловала.

Tom bir öpücük almayı umuyordu.

Том надеялся на поцелуй.

Tom Mary'ye hızlı bir öpücük verdi.

Том чмокнул Мэри.

Bir öpücük için mükemmel bir an.

Это идеальный момент для поцелуя.

Tom Mary'ye romantik bir öpücük verdi.

Том подарил Марии романтический поцелуй.

Tom Mary'ye büyük bir öpücük verdi.

Том крепко поцеловал Мэри.

Tom'a benim için bir öpücük ver.

Поцелуй от меня Тома.

O ona büyük bir öpücük verdi.

Он крепко её поцеловал.

Ona benim için bir öpücük ver.

- Поцелуй его от меня.
- Поцелуйте его от меня.

Tom Mary'ye şefkatli bir öpücük verdi.

Том нежно поцеловал Мэри.

Tom Mary'nin yanağına bir öpücük kondurdu.

Том чмокнул Мэри в щёку.

Bıyıksız bir öpücük tuzsuz bir yumurta gibidir.

Поцелуй без усов что яйцо без соли.

Seninle olamayacağım için, sana bir öpücük gönderiyorum.

Так как я не могу быть с тобой, я посылаю тебе поцелуй.

Tom Mary'nin ona bir öpücük vermesini istedi.

Том попросил Мэри поцеловать его.

Tom Mary'ye yanaktan hafif bir öpücük verdi.

Том легонько поцеловал Мэри в щёку.

Mary onun yanağına küçük bir öpücük verdi.

Мэри чмокнула его в щёку.

- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük veririm.
- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük vereceğim.

Если ты купишь мне мороженое, я тебя поцелую.

Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.

Поцелуй без усов, как суп без соли.

Tom Mary'ye bir öpücük verdi ve otobüse bindi.

Том поцеловал Мэри и сел в автобус.

Tom Mary'ye bir öpücük verdi ve arabasına bindi.

Том поцеловал Мэри и сел в машину.

Tom, Mary'ye sıkıca sarıldı ve bir öpücük verdi.

Том крепко обнял и поцеловал Мэри.

Tom Mary'ye göz kırptı ve ona bir öpücük attı.

Том подмигнул Мэри и послал ей воздушный поцелуй.

Onlar en uzun öpücük için yeni bir rekor kırdı.

Они установили новый рекорд по продолжительности поцелуя.

Bir öpücük ödünç alabilir miyim? Onu geri vereceğime söz veriyorum.

Можно мне одолжить ваш поцелуй? Обещаю, что верну.

Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.

Кофе должен быть столь же горяч, как девичий поцелуй на первом свидании, столь же сладок, как те ночи в её объятиях, и столь же черен, как проклятие её матери, узнавшей обо всём.