Translation of "Makinesini" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Makinesini" in a sentence and their portuguese translations:

Çamaşır makinesini onarıyorum.

Estou consertando a máquina de lavar.

Çamaşır makinesini tamir ediyorum.

Estou consertando a máquina de lavar.

Tom kurutma makinesini kapattı.

Tom desligou o secador.

Kahve makinesini kim kırdı?

Quem quebrou a cafeteira?

O çamaşır makinesini monte ediyor.

Ele monta máquinas de lavar.

Ben bu fotoğraf makinesini istiyorum.

Eu quero esta câmera.

Annem bana dikiş makinesini verdi.

A minha mãe me deu a sua máquina de costura.

O, tost makinesini tekrar bozdu.

Ela estragou a torradeira de novo.

Annem bana dikiş makinesini hediye etti.

A minha mãe me deu a sua máquina de costura.

- Tom Boston'da kamerasını kaybetti.
- Tom, Boston'da fotoğraf makinesini kaybetti.
- Tom, fotoğraf makinesini Boston'da kaybetti.

- Tom perdeu a câmera em Boston.
- Tom perdeu a câmera dele em Boston.
- Tom perdeu a sua câmera em Boston.

Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.

Eu tive de consertar a torradeira.

İyi bir dikiş makinesini her yerde bulamayız.

Não conseguimos uma boa máquina de costura em nenhum lugar.

Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.

O cortador de grama precisa de gasolina para funcionar.

Büyükannem daha gençken dikiş makinesini çok kullanırdı.

Quando era mais jovem, minha avó usava muito sua máquina de costura.

Tom fotokopi makinesini kullanmak için izin istedi.

Tom pediu permissão para usar a copiadora.

Tom çamaşır makinesini nasıl kullanacağını Mary'ye gösterdi.

Tom mostrou para a Mary como usar a máquina de lavar roupa.

Mary sınavda hile yapmak için zaman makinesini kullandı.

Mary usou sua máquina do tempo para colar no exame.

Tom aldığıyla aynı ekmek kızartma makinesini satın aldım.

Eu comprei a mesma torradeira que Tom comprou.

Bu elektrikli tıraş makinesini onu almadan önce test etmeliydim.

Eu deveria ter testado este barbeador elétrico antes de comprá-lo.

Tom bir çim biçme makinesini bile nasıl başlatacağını bilmiyor.

O Tom nem sabe ligar um cortador de grama.

Ben onu satın almadan önce bu elektrikli tıraş makinesini denemeliydim.

Eu deveria ter testado este barbeador elétrico antes de comprá-lo.

Tom'un o kadar dikkati dağılmış ki fotoğraf makinesini otobüste bıraktı.

Tom estava tão distraído que deixou a câmera no ônibus.

- Fotoğraf makinesini satın aldın mı?
- Fotoğraf makinesi satın aldın mı?

Compraste a máquina fotográfica?