Translation of "Kardeşimle" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "Kardeşimle" in a sentence and their portuguese translations:

Kardeşimle yiyorum.

Eu estou a comer com o meu irmão.

- George kız kardeşimle evlendi.
- George benim kız kardeşimle evlendi.

O Jorge se casou com minha irmã.

Erkek kardeşimle sinemaya gittim.

Fui ao cinema com meu irmão.

Kız kardeşimle oyun oynuyorum.

Eu estou jogando com a minha irmã.

Erkek kardeşimle yürüyüşe çıkıyordum.

Eu estava dando uma volta com meu irmão.

Erkek kardeşimle tenis oynadım.

- Eu joguei tênis com o meu irmão.
- Eu joguei tênis com meu irmão.

O beni kız kardeşimle karıştırdı.

Ela me confundiu com minha irmã.

O, küçük kız kardeşimle nişanlıdır.

Ele é o noivo de minha irmã mais nova.

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

Fui ao jardim zoológico com minha irmã.

Tom beni erkek kardeşimle karıştırdı.

Tom me confundiu com meu irmão.

Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

Eu divido um apartamento com meu irmão.

Küçük erkek kardeşimle iyi geçiniyorum.

- Eu me dou bem com o meu irmão mais novo.
- Eu me dou bem com o meu irmão caçula.

Sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.

De vez em quando sou confundido com o meu irmão.

Erkek kardeşimle birlikte geliyor olacağım.

Eu virei com o meu irmão.

Kız kardeşimle iletişime geçmeye çalışıyorum.

Estou tentando entrar em contato com a minha irmã.

Ben her zaman erkek kardeşimle oynadım.

- Sempre brinquei com o meio irmão.
- Sempre joguei com o meu irmão.
- Sempre toquei com o meu irmão.

Bugün erkek kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

Hoje eu almoço com o meu irmão.

Bugün kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

Hoje eu almoço com a minha irmã.

Küçük kız kardeşimle aynı zamanda mı ayrıldın?

Você partiu ao mesmo tempo da minha irmã caçula?

Şu an kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

Estou almoçando com minha irmã agora.

Kardeşimle The Great Dance isminde bir film çekiyorduk.

Estava a fazer um filme chamado A Grande Dança com o meu irmão.

O, yaklaşık olarak büyük kız kardeşimle aynı yaşta.

Ela tem quase a mesma idade que a minha irmã mais velha.

Ben annemle, erkek kardeşimle ve büyük ebeveynlerimle yaşıyorum.

Eu moro com a minha mãe, meu irmão e meus avós.

Biz ikiziz. İnsanlar genellikle beni erkek kardeşimle karıştırıyor.

Nós somos gêmeos. As pessoas sempre me confundem com meu irmão.

"Annen nerede, Tom?" "O, kız kardeşimle birlikte dışarıda alışveriş ediyor."

"Onde está a sua mãe, Tom?" "Ela está fazendo compras com a minha mana."

- O benim kız kardeşimle evlendi.
- O benim kız kardeşim ile evlendi.

Ele se casou com minha irmã.

- Ben kız kardeşimle yemek yiyorum.
- Ben kız kardeşim ile yemek yiyorum.

Estou almoçando com a minha irmã.

Kim senin kız kardeşinle birlikte geldi? Kız kardeşimle, onun küçük kızı Helena'dır

Quem veio com sua irmã? - Com minha irmã veio sua pequena filha Helena.

Bala yeniden gebe kaldı ve Rachel'ın sözünü ettiği bir çocuk daha doğurdu: Tanrı beni kız kardeşimle mukayese etti ve ben galip çıktım; ona Nefthali dedi.

Bala, escrava de Raquel, concebeu outra vez e deu um segundo filho a Jacó. E Raquel disse: O nome deste menino será Neftali, porque lutei muito com minha irmã e venci.