Translation of "Batı" in Portuguese

0.017 sec.

Examples of using "Batı" in a sentence and their portuguese translations:

Fransa Batı Avrupa'dadır.

A França fica na Europa Ocidental.

Ben Batı Kıyısındanım.

Eu sou da costa oeste.

Fransa, Batı Avrupa'dadır.

A França está na Europa Ocidental.

Peki batı ne tarafta?

O oeste é para onde?

Doğuyla batı kuzeyle güney

leste leste oeste norte leste

Yunanistan Batı uygarlığının beşiğiydi.

Grécia foi o berço da civilização ocidental.

Türkçe'de olmayan batı terimleri kullanıyoruz

Usamos termos ocidentais que não estão em turco

- Batı Cephesinde yeni bir şey yok.
- Batı Cephesi'nde yeni bir şey yok.

Nada de novo na frente ocidental.

Yani bu bir  doğu-batı hattı.

Isso significa que... esta é a linha este-oeste.

Kuzey güney olacak doğu batı olacak

será norte sul será leste oeste

Batı Avrupa'nın Vikinglerle ilk travmatik karşılaşmasıydı.

Foi o primeiro encontro traumático da Europa Ocidental com os vikings.

Onlar Afrika'nın batı kıyısı boyunca gittiler.

Eles navegaram pela costa oeste da África.

O kısım doğu değil batı olmuş olacak

essa parte será oeste ao invés de leste

Burada bizim batı yönünde ilerlememizde yavaşlama oldu

Houve uma desaceleração em nosso avanço para o oeste aqui

Bu ülkede Batı ve Doğu kültürleri kaynaşmıştır.

As culturas orientais e ocidentais estão misturadas nesse país.

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

... numa migração de 5000 km rumo a sul pela costa oeste dos EUA.

Berlin, Doğu ile Batı arasındaki birleşmenin bir sembolüdür.

Berlim é um símbolo da unificação entre o Oriente e o Ocidente.

Batı Cephesinde, ilk Noel bazı sektörlerde kısa bir ateşkesle,

Cumhuriyet dönemiyle başlayan batı medeniyeti kadınlara çok büyük haklar tanımıştır

A civilização ocidental, que começou no período republicano, deu grandes direitos às mulheres.

Yani bir diğer deyişle biz ilerlemeyi kuzey-batı yönüyle paylaştık

Em outras palavras, compartilhamos o progresso na direção noroeste.

Batı Cephesinde Müttefikler, şimdiye kadar savaşın en büyük saldırısı, tasarlanmış

Batı Cephesinde, Fransız, İngiliz ve Belçikalı birlikler Almanların tam karşısında,

Dilimizi malesef, batı ve Arap kültüründen harmanlaşarak garip garip kelimeler almışız

infelizmente, misturamos nossa língua com a cultura ocidental e árabe e recebemos palavras estranhas

Şimdi yönümüzü kuzey-batı yönünde ilerletelim. Ve yine 60 km hızla gidelim.

Agora vamos mudar nossa direção na direção noroeste. E vamos 60 km novamente.

1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.

Os anos 1950 são caracterizados por uma guerra fria entre o Oriente e o Ocidente.

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,

Mas não desanime. Zonas remotas são complicadas. Agora que sabemos para onde é oeste,

Bir örnekle durumu inceleyelim şimdi biz şuan batı yönüne doğru 60 km hızla ilerliyoruz.

Vamos examinar a situação com um exemplo, agora estamos nos movendo 60 km em direção ao oeste.

Tenis tarihinde taraflardan birinin diğerine en ezici üstünlük kurduğu Grand Slam finali, Batı Almanyalı Steffi Graf'ın Sovyet Nataşa Zvereva'yı iki seti de 6-0 kazanarak çok rahat yendiği 1988 Fransa Açık Finali'ydi. Maçın tamamı yalnızca 34 dakika sürmüştü.

A mais desequilibrada final de Grand Slam da história do tênis foi a final do Aberto da França 1988, quando Steffi Graf da FRG bateu Natasha Zvereva da URSS por 6-0, 6-0. A partida inteira durou meros 34 minutos.