Translation of "Dünyadaki" in Portuguese

0.013 sec.

Examples of using "Dünyadaki" in a sentence and their portuguese translations:

Dünyadaki en iyi babasın.

- Você é o melhor pai do mundo.
- És o melhor pai do mundo.

Dünyadaki en şanslı adamım.

Eu sou o homem mais feliz do mundo.

Dünyadaki yerimizi bulmamız gerekir.

Precisamos encontrar nosso lugar no mundo.

Rusya, dünyadaki en büyük devlettir ve Vatikan dünyadaki en küçük devlettir.

A Rússia é o maior país do mundo e o Vaticano é o menor país do mundo.

Dünyadaki en büyük göçtür bu.

É a maior migração do planeta.

Dünyadaki hemen hemen her canlı

quase todas as criaturas do mundo

Dünyadaki otellerin çoğunda İngilizce kullanabilirsin.

Você pode usar a língua inglesa na maior parte dos hotéis do mundo.

Nil dünyadaki en uzun nehirdir.

O Nilo é o rio mais longo do mundo.

Dünyadaki en güzel şey nedir?

Qual é a coisa mais bonita no mundo?

İrlanda, dünyadaki en büyük ülkedir!

A Irlanda é o melhor país do mundo!

Bu, dünyadaki en hızlı tren.

- Esse é o trem mais rápido do mundo.
- É o trem mais rápido do mundo.

O, dünyadaki en uzun kişidir.

Ele é o maior homem do mundo.

Norveç dünyadaki en zengin ülkedir.

A Noruega é o país mais rico do mundo.

Bu, Dünyadaki en iyi şeydir.

- Isso é a melhor coisa na terra.
- Essa é a melhor coisa na terra.

Almanca dünyadaki en iyi dildir.

O alemão é a melhor língua do mundo.

O, dünyadaki en zengin adam.

Ele é o homem mais rico do mundo.

Bu, dünyadaki en kötü yerdir.

Este é o pior lugar do mundo.

Magenta dünyadaki en iyi renktir!

O magenta é a melhor cor do mundo!

Sen dünyadaki en güzel kızsın.

Você é a garota mais bonita do mundo.

Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.

Todos os homens desta terra são mortais.

Dünyadaki en yüksek dağ hangisi?

Qual é a montanha mais alta do mundo?

Dünyadaki en iyi işe sahibim.

Eu tenho o melhor emprego do mundo.

Dünyadaki en kötü işe sahibim.

Eu tenho o pior emprego do mundo.

Avustralya dünyadaki en küçük kıtadır.

O menor continente é a Austrália.

Dünyadaki en yeşil şehirlerden biri.

É uma das cidades mais verdes do mundo.

Dünyadaki en ünlü üniversite hangisidir?

Qual é a universidade mais famosa do mundo?

Dünyadaki en iyi anneye sahibim.

Eu tenho a melhor mãe do mundo!

Balina dünyadaki en büyük hayvandır.

A baleia é o maior animal do mundo.

Keşke dünyadaki her bireyle konuşabilsem.

Eu queria poder falar com todas as pessoas do mundo.

Dünyadaki en güzel yer neresidir?

- Qual o lugar mais bonito do mundo?‎
- Qual é o lugar mais bonito do mundo?
- Onde fica o lugar mais bonito do mundo?

Dünyadaki tek gerçek dil öpücüktür.

A única língua verdadeira que existe no mundo é o beijo.

Dünyadaki en yüksek nokta neresi?

Onde fica o ponto mais alto da Terra?

Dünyadaki birçok öğrenci İngilizce çalışıyor.

Muitos estudantes ao redor do mundo estão estudando inglês.

Dünyadaki en yaygın isim Muhammed'dir.

O nome mais comum do mundo é Maomé.

Ve dünyadaki en büyük dinleri oluşturmaktadırlar.

que deram origem às principais religiões do mundo.

Dünyadaki en nazik kadın olduğunu söylüyorlar.

Eles dizem que ela é a mulher mais gentil do mundo.

Her ikinize dünyadaki tüm mutlulukları diliyorum.

Desejo à vocês dois toda a felicidade do mundo.

O, dünyadaki en güvenli kentlerden biridir.

É uma das cidades mais seguras do mundo.

Bu, dünyadaki en büyük şehirlerden biri.

É uma das maiores cidades do mundo.

O, dünyadaki en kirli şehirlerden biridir.

É uma das cidades mais poluídas do mundo.

Bence Boston dünyadaki en güzel şehir.

Acho que Boston é a cidade mais bonita do mundo.

Pokemon, dünyadaki en iyi animelerden biridir.

Pokémon é um dos melhores animes do mundo.

Vejeteryanlar dünyadaki en sağlıklı insanlardan bazılarıdır.

Os vegetarianos são algumas das pessoas mais saudáveis do mundo.

Esperanto dünyadaki en melodik dillerden biridir.

O esperanto é uma das línguas mais melodiosas do mundo.

Teşekkürler, Tom. Dünyadaki en tatlı kişisin.

- Obrigado, Tom. Você é a pessoa mais gentil do mundo.
- Obrigada, Tom. Você é a pessoa mais gentil do mundo.

Everest Dağı dünyadaki en yüksek dağdır.

O Monte Everest é a montanha mais alta do mundo.

Annem dünyadaki en iyi kekleri yapar.

Minha mãe faz os melhores bolos do mundo.

Tatoeba, dünyadaki en iyi Esperanto okuludur.

Tatoeba é a melhor escola de Esperanto do planeta.

Mary dünyadaki en zengin kadınlarından biridir.

Mary é uma das mulheres mais ricas do mundo.

Aşık olmak dünyadaki en doğal şeydir.

Se apaixonar é a coisa mais natural do mundo.

Ancak büyük olasılıkla dünyadaki diğer teknoloji merkezlerindeki

mas nunca chegou a uma escala verdadeiramente transformadora,

Onun dünyadaki en nazik kadın olduğunu düşünüyorum.

Eu acho que ela é a mulher mais gentil do mundo.

Bence, Avustralya dünyadaki en iyi ülkelerden biridir.

Na minha opinião a Austrália é um dos melhores países do mundo.

Dün dünyadaki en popüler oyunculardan biriyle tanıştım.

- Ontem eu conheci um dos atores mais populares do mundo.
- Ontem eu encontrei um dos atores mais famosos do mundo.

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.

A vida é eterna, mas a vida terrena tem fim.

Bu dünyadaki eğitim beni hayal kırıklığına uğratıyor.

A educação nesse mundo me decepciona.

Dünyadaki hiçbir nehir Nil kadar uzun değildir.

Nenhum rio no mundo é mais longo que o Nilo.

Almanya dünyadaki en büyük peynir üreticilerinden biridir.

A Alemanha é um dos maiores produtores de queijo do mundo.

Dünyadaki her şeyden daha çok uçmak istiyorum.

Eu quero voar mais que qualquer coisa no mundo.

Dünyadaki en büyük bilim insanları arasında sayılıyor.

Ele está entre os maiores cientistas do mundo.

Başarısızlık korkusu dünyadaki en yaygın korkulardan biridir.

O medo do fracasso é um dos medos mais comuns no mundo.

Seni dünyadaki her şeyden daha fazla seviyorum.

Eu te amo mais que tudo no mundo.

Dünyadaki en özgür toplumlarda bile biz özgür olamıyoruz.

Mesmo nas sociedades mais livres do mundo, nós não temos liberdade.

Nil dünyadaki diğer herhangi bir nehirden daha uzundur.

O Nilo é mais longo que qualquer rio do mundo.

Dünyadaki bütün insanlar ortak bir atanın soyundan gelirler.

Todos os humanos na Terra descendem de um ancestral comum.

Onlar dillerinin dünyadaki en güzel dil olduğunu düşünüyor.

Eles acham que sua língua é a mais bela do mundo.

Dünyadaki hiçbir yer İsviçre Alpleri kadar güzel değil.

Nenhum lugar no mundo é tão belo quanto os Alpes Suíços.

Brezilya dünyadaki en yüksek suç oranlarından birine sahiptir.

O Brasil tem uma das maiores taxas de criminalidade do mundo.

Bu, Brezilyalı kerestesi. Dünyadaki en iyi çeşitlerden biri.

Esta é madeira brasileira. Uma das melhores espécies do mundo.

Tom Mary'nin dünyadaki en güzel kadın olduğunu düşünürdü.

Tom pensava que Mary era a mulher mais linda do mundo.

Cristiano Ronaldo, dünyadaki en iyi futbol oyuncularından biridir.

Cristiano Ronaldo é um dos melhores jogadores de futebol do mundo.

Bu, tüm dünyadaki yolculukların 3'te 2'sine eşit.

São dois terços de todas as viagens realizadas ao redor do mundo.

Yapay ışık eşliğinde fok avladığının bilindiği dünyadaki tek yer.

onde estes tubarões caçam ursos-marinhos recorrendo a luz artificial.

Muhtemelen dünyadaki en iyi izcilerden olan bu adamlarla tanıştım.

E conheci uns homens, provavelmente os melhores localizadores do mundo.

Dünyadaki en zengin insan bile her şeyi satın alamaz.

O homem mais rico do mundo não pode comprar tudo.

İngilizce artık dünyadaki çeşitli ulusların ortak dili haline gelmiştir.

O Inglês se tornou a língua comum de vários países do mundo.

ABD saç tıraşı olmak için dünyadaki en tehlikeli yer.

Os EUA são o lugar mais perigoso do mundo para se cortar o cabelo.

Gezegenimiz çevresinde yörüngedeki uydular tüm dünyadaki küçük alıcı birimlerine,

Ben Spagettinin dünyadaki en muhteşem yiyeceklerden biri olduğunu düşünüyorum.

Eu considero o espaguete uma das melhores comidas do mundo.

Tüm dünyadaki kurumlar Çin'i bu yasağı kalıcı hale getirmeye zorluyor.

Organizações em todo o mundo têm solicitado à China tornar a proibição permanente.

- Sen dünyanın en iyi annesisin.
- Sen dünyadaki en iyi annesin.

- Você é a melhor mãe do mundo.
- És a melhor mãe do mundo.
- A senhora é a melhor mãe do mundo.

- Dünyadaki en hızlı yılan hangisidir?
- Hangi yılan dünyanın en hızlısıdır?

Qual é cobra a mais rápida do mundo?

Dünyadaki yenilebilir bitkilerin yirmi binden daha fazla bilinen türleri vardır.

Há mais de vinte mil espécies conhecidas de plantas comestíveis no mundo.

Bu şarkıyı Mary'ye ithaf etmek istiyorum, dünyadaki en güzel kadın.

- Eu gostaria de dedicar esta canção à Maria, a mulher mais bonita do mundo.
- Eu gostaria de dedicar esta música à Maria, a mulher mais bonita do mundo.

Real Madrid, İspanya ve dünyadaki en ünlü futbol takımlarından biridir.

O Real Madrid é um dos times mais famosos da Espanha e do mundo.

- Paris, dünyadaki en büyük kentlerden biridir.
- Paris dünyanın en büyük şehirlerinden biri.

Paris é uma das maiores cidades do mundo.

“Yaşamak dünyadaki en nadir şeydir. Birçok insan sadece var olur, hepsi bu.”

Viver é a coisa mais rara do mundo. A maioria das pessoas apenas existe.

1950'lerde, Finler dünyadaki en az sağlıklı diyetlerden birine sahip olarak belirtildiler.

Nos anos 50 os finlandeses eram citados como aqueles que tinham uma das dietas alimentares menos saudáveis do mundo.

Anne ve babalar asla bu dünyadaki hiçbir şey için çocuklarını terk etmezler.

Os pais nunca abandonariam seus filhos por nada deste mundo.

Benim adım Bear Grylls ve ben dünyadaki en zorlu yerlerde hayatta kalmayı başardım.

Chamo-me Bear Grylls e já sobrevivi aos sítios mais inóspitos do planeta.

Ateist olmak bir Rus için dünyadaki herhangi bir başka yere göre daha kolaydır.

- Tornar-se ateu é mais fácil para um russo do que para qualquer outra pessoa no mundo.
- É mais fácil tornar-se ateu um russo do que qualquer outra pessoa no mundo.