Translation of "İstediğiniz" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "İstediğiniz" in a sentence and their portuguese translations:

İstediğiniz yere gidebilirsiniz.

- Você pode ir a qualquer lugar.
- O senhor pode ir a qualquer lugar.
- A senhora pode ir a qualquer lugar.
- Vocês podem ir a qualquer lugar.

İstediğiniz gibi yapın.

Faça como quiser.

İstediğiniz zaman gelin.

- Venha sempre que quiser.
- Venham sempre que quiserem.

İstediğiniz gibi gidebilirsiniz.

Você pode ir para da maneira como quiser.

İşte istediğiniz kitaplar.

Aqui estão os livros que você pediu.

İstediğiniz yere oturun.

Sente-se onde desejar.

Yapmak istediğiniz bu mu?

É isso que você quer fazer?

Onu istediğiniz yere bırakın.

- Coloque-o onde quiser.
- Ponha-o onde preferir.

İstediğiniz şey bu mudur?

Isso é o que você quer?

İstediğiniz bir şeyi yiyin.

Coma o que quiser.

Lütfen istediğiniz gibi yapın.

- Faça como quiser.
- Faça do jeito que você achar melhor.

İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz.

Você pode me ligar a qualquer hora.

Herhangi bir cihaza aktarılabilir, böylece istediğiniz zaman, istediğiniz yerde izleyebilirsiniz.

pode ser transmitido para qualquer dispositivo, para que você possa assistir a qualquer hora e em qualquer lugar.

Umduğum kadarıyla istediğiniz yere gidebilirsiniz.

Por mim, vós podeis ir aonde queirais.

Ama hepiniz gitmek istediğiniz için,

Mas uma vez que vós todos desejais ir,

İstediğiniz herhangi bir kitabı seçebilirsiniz.

Você pode escolher o livro que quiser.

İstediğiniz zaman beni görmeye gelebilirsiniz.

Venha me ver a qualquer hora que quiser.

- İstediğini yap.
- İstediğiniz gibi yapın.

Faça o que quiser.

İstediğiniz yere seyahat etme özgürlüğünüz var.

Você tem a liberdade de viajar para onde quiser.

Bana istediğiniz herhangi bir soruyu sorabilirsiniz.

Podes me perguntar o que queiras.

- Hedefine ulaştın.
- Varmak istediğiniz yere ulaştınız.

- Você chegou ao seu destino.
- Vocês chegaram ao destino de vocês.

- Nereye gideceksin?
- Gitmek istediğiniz yer neresi?

Aonde vocês estão indo?

Eğer sizinde istediğiniz bir konuyu çekmemi istiyorsanız

se você quer que eu fotografe um assunto que você quer

- İstediğiniz herhangi birisini alın.
- Hangisini istiyorsan al.

Pegue o que você quiser.

Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı?

- Você quer dizer algo a mim?
- Você tem alguma coisa para me dizer?

- Nasıl istersen öyle yap.
- İstediğiniz gibi yapın.

Faça como quiser.

- İstediğiniz zaman gidin.
- Ne zaman istersen git.

Vá quando quiser.

Sipariş etmek istediğiniz şeye karar verdiniz mi?

Você decidiu o que quer pedir?

- İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir.
- İstediğiniz dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da tüm diller eşittir.

- Você pode escrever na língua que quiser. Em Tatoeba, todas as línguas têm o mesmo valor.
- Você pode escrever na língua que quiser. No Tatoeba, todas as línguas são iguais.

İstediğiniz kadar yetenekli olabilirsiniz ama ben sihirbaz değilim.

Podemos ter todas as capacidades do mundo, mas não sou mágico.

İlk randevuda sormak istediğiniz en sevdiğiniz soru nedir?

Qual é a sua pergunta favorita para fazer num primeiro encontro?

- Kendinize olan güveni asla kaybetmeyin. Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
- İçinizdeki inancı asla kaybetmeyin... Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.

Nunca perca a fé em você mesmo... Você pode fazer tudo que você quer fazer.

- Almanya'da yaşamak istediğin doğru mu?
- Almanya'da yaşamak istediğiniz doğru mu?

É verdade que você já quis morar na Alemanha?

- Tam olarak yapmamızı istediğiniz şey nedir?
- Tam olarak yapmamızı istediğin şey nedir?

O que exatamente você quer que a gente faça?

Şuan harita üzerinde istediğiniz sokak ve cadde de ki bir evin fotoğrafını görebilirsiniz.

Você pode ver a foto de uma casa na rua e na rua que deseja no mapa.

Sizin de merak ettiğiniz araştırıp anlatmamızı istediğiniz bir konu varsa onu da yazın çekinmeyin

Se houver algo que você queira investigar e contar, fique à vontade para escrevê-lo.

Istediğiniz ürünü bir alana bir bedava kampanyası yoluyla satın almak yerine, bir ürünün ucuzlamasını beklediğinizde..

é melhor você esperar pelo item que você quer entrar em promoção, do que comprar seu item

- Ne yapmak istersen yapabilirsin tabii ki de.
- Ne yapmak isterseniz yapabilirsiniz tabii ki de.
- Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz, elbette.

Você pode fazer o que quiser, claro.

Mesleğiniz ne olursa olsun, ya da bu meslekte ne kadar mutlu olursanız olun, diğer bir mesleği seçmiş olmayı istediğiniz anlar vardır.

Não importa qual a sua profissão, ou o quão feliz você seja nela, existem momentos que você desejaria ter escolhido outra carreira.

"İstediğiniz tüm toprakları alın " dedi Aborjin şefi. "Oh hayır," dedi İngiliz general, "Biz sadece bir ada alacağız" "Ve hangi adayı ?" diye sordu Aborjin şefi. "Sadece Avustralya" diye yanıtladı İngiliz general.

"Fica com toda a terra que quiseres", disse o chefe aborígene. "Oh não," disse o general inglês, "ficaremos apenas com uma ilha." "E qual ilha?" perguntou o chefe aborígene. "Apenas a ilha da Austrália," respondeu o general inglês.