Translation of "Çocukların" in Portuguese

0.046 sec.

Examples of using "Çocukların" in a sentence and their portuguese translations:

Çocukların nerede?

Onde os seus filhos estão?

Çocukların var mı?

Você tem filhos?

Çocukların çok sevimli!

- Seus filhos são tão charmosos!
- Teus filhos são tão charmosos!

Çocukların seni seviyor.

Os seus filhos te amam.

Çocukların ağlamalarına dayanamıyorum.

Não suporto choro de criança.

Çocukların olduğunu bilmiyordum.

Eu não sabia que você tinha filhos.

Çocukların sağlıklı görünüyorlar.

Seus filhos parecem saudáveis.

Rahip çocukların oyununa katıldı.

O padre participou no jogo das crianças.

Şimdiden çocukların mı var?

- Você já tem filhos?
- Você tem filhos já?
- Vocês já têm filhos?
- Tu já tens filhos?

Çocukların uykuya ihtiyacı var.

- As crianças precisam dormir.
- As crianças precisam de sono.

Çocukların da hakları var.

As crianças também têm direitos.

Çocukların kahkahası uzaktan duyulabiliyordu.

- O riso das crianças podia ser ouvido à distância.
- A risada das crianças podia ser ouvida à distância.

Bugün çocukların okulu yok.

Hoje as crianças não têm aula.

Çocukların Fransızca konuşur mu?

Os seus filhos falam francês?

Çocukların Fransızca bilir mi?

- Os seus filhos sabem francês?
- Os seus filhos falam francês?

Hiç çocukların var mı?

- Você tem filho?
- Você tem algum filho?

Kendi çocukların olduğunda anlayacaksın.

Quando você tiver filhos, vai entender.

Çocukların da hisleri var.

Garotos têm sentimentos também.

Çocukların şimdi kaç yaşında?

Os seus filhos estão com quantos anos?

Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

As crianças precisam de amor.

Geç kalan senin çocukların.

São seus filhos que estão atrasados.

Çocukların sevgiye ihtiyacı var.

As crianças precisam de amor.

Çocukların hepsi dışarıya koştu.

As crianças correram todas para fora.

Çocukların sarı saçları var.

As crianças têm cabelos loiros.

Çocukların büyük çoğunluğu dondurmayı seviyor.

A grande maioria das crianças ama sorvete.

Çocukların ne yaptığını görmeye gideceğim.

Vou ver o que as crianças estão fazendo.

Çocukların ağlamasını görmekten nefret ediyorum.

Eu detesto ver crianças chorando.

Hayatın özlemleri çocukların kılığında gelir.

As aspirações da vida vêm disfarçadas de crianças.

Çocukların burada oynamasına izin vermemelisin.

Você não deve permitir que as crianças brinquem aqui.

Çocukların çocuk olmasına izin verilmelidir.

- As crianças devem ter a oportunidade de ser crianças.
- Deixem que as crianças possam ser crianças.

Erkek çocukların hepsi eldiven giyiyordu.

Todos os meninos estavam usando luvas.

Bu park küçük çocukların cennetidir.

Esse parque é um pequeno paraíso infantil.

Çocukların süt içmeyi seviyorlar mı?

Seus filhos gostam de beber leite?

Çocukların daha çok uykuya ihtiyacı vardır.

As crianças precisam de muito sono.

Çocukların fazla tatlı yemelerine izin vermemelisin.

Você não deveria deixar as crianças comerem tantos doces.

Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.

Veja que os meus filhos se comportam bem na escola.

Tom, çocukların kum kalesini imha etti.

Tom destruiu o castelo de areia das crianças.

Çocukların sevgi ve ilgiye ihtiyacı var.

As crianças precisam de amor e de atenção.

Çocukların mutfak bıçağıyla oynamasına izin vermemelisin.

Você não deveria deixar as crianças brincarem com a faca de cozinha.

Çocukların için genleri seçebilseydin, seçer miydin?

Se você pudesse escolher os genes para seus filhos, escolheria?

Çocukların yatma zamanı geldi de geçiyor.

É hora de as crianças irem para a cama.

İlacı çocukların ulaşamayacağı bir yere koyun.

Coloque os remédios fora do alcance das crianças.

- Çocukların var mı?
- Çocuğunuz var mı?

- Você tem filhos?
- Vocês têm filhos?
- Vocês têm filho?

Sahil, çocukların oynaması için ideal bir yerdir.

- A praia é um lugar ideal para as crianças brincarem.
- A praia é um lugar ideal para as crianças tocarem.
- A praia é um lugar ideal para as crianças jogarem.

Bu ürünü çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın.

Mantenha este produto fora do alcance das crianças.

O, çocukların eğitimi ile ilgili sorular sorar.

Ela faz perguntas sobre a educação das crianças.

Bu ilacı çocukların alamayacağı bir yere koy.

Coloca este medicamento em um lugar onde as crianças não alcancem.

Tom çocukların Noel hediyelerini kanepenin arkasına sakladı.

Tom escondeu os presentes de Natal das crianças debaixo do sofá.

Bu, çocukların okuması için iyi bir kitaptır.

Este é um bom livro para as crianças lerem.

Bizim çocukların yapmak için bir şeye ihtiyacı var.

Nossos filhos precisam de algo para fazer.

Çocukların bu kadar çok televizyon seyretmesine izin vermemelisin.

Você não deveria deixar as crianças assistirem tanta televisão.

Çocukların okuması için hiç iyi kitaplarınız var mı?

Você tem alguns bons livros infantis para ler?

Çizgi roman okuma genellikle çocukların eğlencesi olarak görülüyor.

Ler estórias em quadrinhos é geralmente visto como um passatempo para crianças.

Söylemesi kolay yok efendim çocukların görüntüsünü kayıt ediyormuş Zoom

fácil dizer senhor senhor gravando a imagem das crianças Zoom

Birçok insan çocukların dışarıda oynayacak yeterli zamanı harcamadıklarını düşünüyorlar.

Muitas pessoas acham que as crianças não passam tempo suficiente brincando fora de casa.

Ve mahallede çocukların oynaması gereken tek bir oyun kalmıştır geriye

e há apenas um jogo para as crianças brincarem no bairro.

Sanırım çocukların şarap içmesine izin vermek iyi bir fikir değil.

Eu acho que não é uma boa ideia deixar que as crianças bebam vinho.

Doktorlar anne sütü ile beslenen çocukların genellikle daha sağlıklı olduğunu söylüyor.

Os médicos dizem que as crianças que foram amamentadas são geralmente mais saudáveis.

- Çocukların ikisi de ağlamaya başladı.
- Her iki çocuk da ağlamaya başladı.

Os dois meninos começaram a chorar.

Kadınların veya küçük çocukların size ne dediklerini anlamakta güçlük çekiyor musunuz?

Você tem dificuldade para entender o que lhe dizem as mulheres ou as crianças pequenas?

Çok sayıda insan çocukların TV izleyerek çok fazla zaman harcadıklarını düşünüyor.

Muitas pessoas acham que as crianças gastam muito tempo vendo TV.

Çocukların çok şeye ihtiyacı var, ancak her şeyden önce sevgiye ihtiyaçları var.

As crianças precisam de muitas coisas, mas, acima de tudo, precisam de amor.

O gün o annelerden bir tanesi gönüllü olur ve bütün çocukların karnını doyururdu

naquele dia, uma dessas mães se voluntariava e alimentava todas as crianças

Küçük çocukların bile neyin adil olduğu ve neyin olmadığı konusunda doğuştan gelen bir duyusu vardır.

Até mesmo crianças pequenas têm senso inato do que é certo e o que não é.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.

O caráter obrigatório da escolaridade raramente é analisado na variedade de trabalhos dedicados ao estudo das várias formas de desenvolver dentro das crianças o desejo de aprender.