Translation of "ısrar" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "ısrar" in a sentence and their polish translations:

Kantabai ısrar etti.

Kantabai nalegała:

Tom ısrar etti.

Tom nalegał.

O, masumiyeti konusunda ısrar etti.

Obstawała przy swojej niewinności.

Eğer ısrar ederseniz, onu yaparım.

Zrobię to, jeśli nalegasz.

Toplantıya katılmam için ısrar ettiler.

Upierali się żebym uczestniczył w spotkaniu.

Parayı ödemem için ısrar ettiler.

Nalegali abym zapłacił.

O, özellikle bu konuda ısrar etti.

On szczególnie na to nalegał.

Tom Mary'ye yardım etmede ısrar etti.

Tom nalegał, żeby pomóc Mary.

Tom katil olmadığı konusunda ısrar ediyordu.

Tom upierał się, że nie jest mordercą.

Doktor hastanın çok dinlenmesi konusunda ısrar etti.

Lekarz nalegał, żeby pacjent dużo wypoczywał.

Doktor onun yatakta kalması konusunda ısrar etti.

Lekarz nalegał, by leżał w łóżku.

Öğretmen, benim üniversitede okumam gerektiğinde ısrar etti.

Nauczyciel nalegał, bym poszedł na studia.

Bunu yapmak istemedim ama Tom ısrar etti.

Nie chciałem tego robić, ale Tom nalegał.

Bana yemek ısmarlamakta ısrar edebileceği aklımın ucundan dahi geçmezdi.

Nie dotarło do mnie, że on może zaprosić mnie na obiad.

Tom Mary'nin oraya kendi başına gitmesi konusunda ısrar etti.

Tom uparł się, żeby Mary poszła tam sama.