Translation of "Yoğun" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Yoğun" in a sentence and their korean translations:

Yoğun bir anda,

그 맹렬한 순간 동안

...yoğun bir rekabet var.

‎경쟁이 치열하죠

Bazen çok yoğun bir şekilde.

때로는 거대한 영향을 보여 줍니다.

Uydular çok yoğun gözlemler gönderiyorlar,

인공위성이 제공하는 엄청난 양의 관측 결과 덕분에

Parlak ve beyaz bir yoğun bakıma yetiştim.

그가 살아날 가능성을 모니터링하는 기계에 연결된 상태로,

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

‎일몰이 낮의 열기로부터 ‎한숨 돌리게 해줍니다

Fakat stres seviyesini orta derece strese, yoğun strese,

그러나 '어느 정도의 스트레스'나 '심한 스트레스',

Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken

긴장을 풀고 있을 때 같은 특정한 정신 상태일 때

Evren sıcak, yoğun ve hatırı sayılır derecede pürüzsüzdü

우주는 뜨겁고 밀도가 높으며 정말 부드러웠습니다.

Ve bazen o kadar yoğun ve ezici olur ki

너무 지치고 감당할 수 없게되어

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

좀 더 다져진 눈을 찾으려고 눈을 좀 더 깊이 파 봐도

Burası çok ama çok yoğun bir şehir, şimdiyse uykuda.

바쁘게 돌아가는 도시가 잠드는 밤이면

Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.

‎지구 어디에도 이보다 ‎표범이 밀집한 곳은 없습니다

Başka zaman da insanlar yoğun dolu dolu filmler izlemek ister.

또 다른 때는 사람들은 강렬한 쇼를 보고 싶어해요.

Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.

‎빽빽하게 들어선 나무 사이로 ‎바람은 거의 불지 않습니다

Açlar ve tamamen annelerine bağımlılar. Anneyi yoğun bir gece bekliyor.

‎배고픈 새끼들은 ‎전적으로 어미에게 의존합니다 ‎어미는 오늘 밤에 ‎할 일이 산더미입니다

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

‎하지만 이런 짧은 다리로는 ‎높은 담을 오를 수도 없고 ‎혼잡한 도로를 건너지도 못합니다

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

몇 시간의 격렬한 전투 동안 보루의 주인은 두 번 이상 바뀌었다.

Ama bugün çok iyiydiniz. Yoğun baskı altında bile çok iyi kararlar verdiniz.

오늘 잘하셨습니다 부담감에도 불구하고 좋은 결정들을 내리셨어요

Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.

‎무사히 돌아왔고 ‎조금 더 현명해졌군요 ‎이 빽빽하고 어두운 열대우림에서 ‎가족을 잃지 않기란 쉽지 않습니다