Translation of "Bulunan" in Korean

0.003 sec.

Examples of using "Bulunan" in a sentence and their korean translations:

bulunan bir köye götürmek.

정글 한복판에 있는 외딴 마을에 전달하는 겁니다

"Anlam, madde aleminde bulunan bir şey değildir;

"의미란 물질세계에 있지 않아요.

Bunun sebebi sabunun içinde bulunan iki yönlü moleküllerdir.

이는 비누가 양면의 분자를 갖고 있기에 가능한 일입니다.

Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.

‎사자 눈 안의 반사막은 ‎희미한 빛을 증폭시킵니다

Bunlar üç yıldır terörist izleme listesinde bulunan iki kardeşti.

Said와 Cherif Kouachi의 연락을 감시하는 것을 중단했습니다.

Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.

산허리로 들어가는 커다란 동굴이 있네요

40 günü aşkın bir seyahat dönemi bulunan Çin yeni yılında,

새해를 맞이해 40일이 넘는 기간 동안

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

‎퓨마 눈 속의 거울 같은 세포들이 ‎얼마 안 되는 빛을 증폭시킵니다

Pediseller, uçlarında üç küçük diş bulunan uzun ve parmağa benzeyen uzantılardır.

차극은 길고 손가락처럼 생긴 부속물로 끝에 작은 이빨 3개가 달렸습니다

Bu arada Suriye ve Irak'ta törer eylemlerinde bulunan DAEŞ'in yenilgiye uğratırlması...

한편 시리아와 이라크에서, ISIS가 패배하고 있고

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‎수천 개의 작은 렌즈로 이루어진 ‎녀석의 눈은 ‎마지막 남은 빛 한 점까지 ‎전부 모읍니다

Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.

민속학자 조너선 영은 오무카데의 유일한 적수는 사람의 타액이 묻은 무기라고 합니다