Translation of "Zamanını" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Zamanını" in a sentence and their japanese translations:

Zamanını boşa harcıyorsun.

時間の無駄ですよ。

Zamanını boşa harcama.

時間を無駄にしてはいけない。

Zamanını harcamak istemiyorum.

君の時間を無駄にしたくないんだ。

Zamanını israf etmemelisin.

時間を浪費すべきではない。

Zamanını iyi kullanmayı biliyor.

彼は時間のじょうずな利用法を心得ている。

O, zamanını iyi kullanır.

- 彼は、時間をうまく利用する。
- 彼は時間の使い方が上手です。

Boş zamanını nasıl geçirdin?

- あなたは自由な時間をどのように過ごしますか。
- 空いた時間は何をしてましたか。

Tom zamanını boşa harcıyor.

トムは時間を無駄にしている。

Babam zamanını boşa harcamaz.

父は時間を無駄にしない。

Tom'un zamanını boşa harcama.

トムの時間を無駄にするな。

Boş zamanını nasıl harcarsın?

暇な時は何をしていますか。

O, zamanını boşa harcar.

時間を無駄に過ごしてしまう。

Sen zamanını iyi kullanmalısın.

- 自分の時間をうまく使いなさい。
- あなたは時間をうまく利用すべきです。
- 自分の時間は上手に使わなければならない。

- Zamanını ve paranı ziyan etme.
- Zamanını ve paranı boşa harcama.

- 時間と金を浪費するな。
- 時間と金を無駄に使うな。
- 時間と金を無駄にするな。

Lütfen bana toplantı zamanını hatırlat.

会合の時間を忘れないように私に注意してください。

Boş zamanını iyi kullanmayı dene.

余暇をうまく利用するように努めなさい。

O tüm zamanını çalışmaya verdi.

彼女は時間を全部その研究に注いだ。

Zamanını boşa harcaman iyi değildir.

時間を無駄に使うことはよくない。

Uçağın varış zamanını biliyor musun?

彼の飛行機の到着時間を知っていますか。

Tom bütün zamanını bilgisayarda geçirir.

トムってね、ずっとパソコンしてるんだよ。

Boş zamanını daha iyi kullanmalısın.

あなたは暇な時間をもっとうまく利用すべきだ。

Zamanını boşa harcadığı için pişman.

彼は時間を無駄にしたことを後悔している。

Babam zamanını en iyi şekilde kullanır.

- 父は時間を無駄にしない。
- 父は時間の使い方がうまい。

Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.

彼らは結婚式の日取りと場所を決めた。

Zamanını en iyi şekilde kullanmaya çalış.

- 時間を上手く利用するようにしなさい。
- 時間を十分に利用するようにしなさい。
- 時間をうまく利用するように努めなさい。
- あなたの時間をうまく利用しなさい。

Babasının ölümünden sonra, zamanını barlarda geçirmeye başladı.

父親が亡くなって、ジョンは居酒屋に入りびたるようになった。

Durumu fark etmek onun biraz zamanını aldı.

彼は状況を理解するのに多少の時間がかかった。

Onların zamanını aldığı için onlardan özür diledi.

彼は時間を取ってしまった事を彼らに謝った。

O, boş zamanını oyuncak bebekler yaparak harcar.

彼女は自由な時間は人形作りに費やしている。

O bütün zamanını erkek çocuklarını düşünerek geçirir.

- 彼女は四六時中男の子のことを考えている。
- 彼女はいつも男の子のことばかり考えている。

Evinden buraya trenle gelmen ne kadar zamanını alır?

あなたの家からここまで来るのに電車でどのくらいかかりますか。

Dergiyi okumak onun üç aydan daha fazla zamanını aldı.

彼女は雑誌を読み終えるのに3か月以上かかった。

- Zamanınızı iyi kullanın.
- Vaktini iyi kullan.
- Zamanını iyi kullan.

- 時間をじょうずに利用しなさい。
- 時間をうまく利用しなさい。
- 時間は有効に使いなさいよ。

Bu kadar çok parayı toplamak ne kadar zamanını aldı?

あれだけのコインを収集するのにどれだけの年月がかかりましたか。

Zamanını istediğin herhangi bir şekilde geçirebilirsin; sonuçta, senin zamanın.

- 時間はあなたの好きなように過ごせばいい。所詮、あなたの時間なのだから。
- あなたの好きなように時間は使えばいいのです。結局あなたの時間なのですから)。

O geldikten sonra nerede olduğunu fark etmek biraz zamanını aldı.

気がついてから自分がどこにいるか分かるまでちょっとかかった。

- Tüm vaktini tarih çalışmalarına ayırdı.
- Tüm zamanını tarih çalışmalarına adadı.

彼は自分の時間をすべて歴史の研究に充てた。

- Boş zamanının tadını çıkardı.
- Boş zamanını en iyi şekilde değerlendirdi.

彼は暇な時間を最大限に利用した。

Yaşamak için bir haftan daha olsaydı, zamanını ne yaparak geçirirdin?

もしも余命1週間だとしたら、あなたは何をして過ごしますか?

Hangi yolu izlersen izle, şehre gidiş yirmi dakikadan fazla zamanını almaz.

どちらの道を行こうとも、町まで車で行けばせいぜい20分くらいでしょう。

- Başarılı olmak istiyorsan zamanını iyi kullan.
- Başarılı olmak istiyorsanız zamanınızı iyi kullanın.

成功したいのなら時間を有効に使いなさい。

Bütün bu gereksiz tekrarla zamanını boşa harcıyorsun bu yüzden bize uzun soluklu bir açıklama yap.

同じことを何回繰り返すの。屋上屋を架すようなくどい説明は勘弁してよ。

- Mektubu yazmak ne kadar zamanını aldı?
- Mektubu yazmanız ne kadar sürdü?
- Mektubu yazman ne kadar sürdü?

その手紙を書くのにどのくらい時間がかかりましたか。

- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

うちのバカ息子ときたら、大学を卒業しても就職しないでパチンコばかりしている。