Translation of "Yeşil" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Yeşil" in a sentence and their japanese translations:

Masa yeşil.

テーブルは緑です。

- Yeşil size uyar.
- Yeşil size uyuyor.

君にはグリーンが似合う。

- Yeşil Alice'e uyuyor.
- Yeşil Alice'e yakışır.

アリスにはグリーンが似合う。

Yeşil- önemi az.

緑ー軽症である

Çit yeşil boyalıdır.

そのへいは緑色に塗られている。

Yeşil yapraklar çıkıyor.

緑の葉が出てきている。

Trafik lambası yeşil.

信号は青だ。

Yeşil biberleri severim.

私、ピーマンが大好きなんだ。

Yeşil biberi çok severim.

私、ピーマンが大好きなんだ。

Göl yeşil tepelerle çevrilidir.

湖は緑の丘に囲まれている。

Yeşil çay içer misin?

緑茶飲む?

Hiç yeşil biber yemem.

ピーマンは全く食べない。

Yeşil çay içiyor musun?

緑茶を飲んでるの?

Ben yeşil çay istemiyorum.

私はお茶が好きじゃない。

Bir yeşil ışık açık.

青信号が出ている。

Bir yeşil gömleğim var.

私は緑色のシャツを一枚持っている。

Yeşil bir gömleğim var.

- 緑色のシャツを持っています。
- 緑のシャツを持ってます。
- 緑のシャツ、持ってる。
- 緑色のシャツ持ってるんです。

Yeşil ışık ... Kırmızı ışık!

だるまさんがころんだ!

Bu yeşil bir defter.

これは緑色のノートです。

Dağlar mutlaka yeşil değildir.

山は必ずしも緑ではない。

Trafik ışığı yeşil yandı.

信号が青に変わったわよ。

Yeşil bir elbise giydi.

彼女はグリーンのドレスを着ていた。

Yeşil kırmızı ile gitmez.

グリーンは赤と調和されない。

- Yeşil bitkiler kendi gıdalarını üretebilirler.
- Yeşil bitkiler kendi besinlerini üretebilir.

緑色植物は自分自身の食物を作ることができる。

- Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkelice uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.

無色の緑の概念が激しく眠る。

Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.

赤や緑や黄色なんだよ

...geri geliyor bu yeşil kaplumbağa.

‎この浜で生まれた

Yeşil çatılı o bina nedir?

- 屋根が緑色の建物は何ですか。
- あの緑の屋根の建物は何ですか?

Çatısı yeşil olan ev benim.

屋根が緑色の家が私の家です。

Lütfen bana yeşil gömleği gösterin.

その緑のシャツを見せてください。

Ağaç yıl boyunca yeşil kalıyor.

その木は1年中青々としている。

Senin yeşil bir kitabın var.

あなたは緑の本を持っています。

O, yeşil biberlerden nefret ediyor.

彼女はピーマンが大嫌いだ。

O yeşil bir elbise giymişti.

彼女は緑色のドレスを着ている。

Parktaki çim yeşil ve güzel.

公園の芝は青く美しい。

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarırlar.

これらの緑の葉は秋には赤色になる。

Bu çaya, yeşil çay denir.

このお茶は「緑茶」と呼ばれている。

Yeşil Alice'in üstünde iyi görünüyor.

アリスにはグリーンが似合う。

O, bütün duvarları yeşil boyadı.

彼は壁を全て緑色に塗った。

Yeşil, benim en sevdiğim renktir.

グリーンは私が一番好きな色です。

Diyet şu: Üç kap yeşil yaprak,

その食事法はこんな具合です 3カップの青菜類

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

緑の植物は資源になるからね

Parktaki yeşil yapraklar göze hoş geliyor.

公園の緑は私たちの目を慰めてくれる。

Japon yeşil kantaron çayı çok acıdır.

センブリ茶は非常に苦い。

Yeşil butona bas ve ışık yanacaktır.

緑のボタンを押して下さい、すると明かりがつきます。

Çok koyu bir yeşil çay içti.

彼は濃い緑茶を飲みすぎた。

Bu çay yeşil çay olarak bilinir.

このお茶は「緑茶」と呼ばれている。

Yeşil düğmeye basın ve ışık yanar.

緑のボタンを押して下さい、すると明かりがつきます。

Onun yeşil bir şapka giydiğini hatırlıyorum.

彼女が緑の帽子をかぶっていたのを覚えています。

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kırmızıya döner.

これらの緑の葉は秋には赤色になる。

- Bu armut yeşil.
- Bu armut yeşildir.

この梨、青いね。

Burası kanyonun üst kısmından çok daha yeşil.

ここは峡谷の上よりも 緑が多い

Karbon, yeşil bitkilerin atmosferden karbondioksiti alıp bünyelerinde

炭素は光合成を出発点にして 土の中に入ります

Biz her gün taze yeşil salata yeriz.

毎日新鮮な野菜サラダを食べてます。

Yeşil bir muz, yenecek kadar olgun değildir.

青いバナナは十分熟してないので食べられない。

İngiltere'de çimlerin kışın bile yeşil olduğunu duydum.

イギリスでは冬でも芝生が緑だそうですね。

Yeşil düğmeye bas. Öyle yaparsan ışık yanacak.

緑のボタンを押して下さい、すると明かりがつきます。

Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarır veya sararır.

これらの緑の葉は秋には赤や黄色になる。

Çiçekler büyümeye başlıyor ve her şey yeşil oluyor.

花は咲き始め、あらゆるものが緑色になろうとしています。

Tony yeşil tarlalar ve küçük, sessiz köyler gördü.

トニーは緑色の野原と、小さな静かな村を見ました。

Bu mavi perdelerle yeşil bir halı güzel gitmez.

緑の絨毯ではこの青いカーテンと調和しないだろう。

Yeşil çay mı yoksa siyah çay mı seversin?

あなたはお茶が好きですか、それとも紅茶が好きですか。

Torunlarımıza temiz ve yeşil bir dünya bırakmak istiyoruz.

子孫にきれいな、緑の地球を残したい。

İnekler; uzun, yeşil çimenlerin arasından çok yavaşça hareket ediyorlardı.

牛は背の高い緑色の草の中をゆっくり動いていました。

Burada bir yeşil alan vardı; şimdi bir süpermarket var.

- 以前はここに緑の野原があったが、今ではスーパーマーケットがある。
- ここは昔は野原だったのだが、今ではスーパーになっている。
- ここって野原だったのに、スーパーがたってるよ。

Hangisini seversin, yeşil çay mı yoksa siyah çay mı?

あなたはお茶が好きですか、それとも紅茶が好きですか。

O bir uygun mini etekle yeşil bir ceket giyiyordu.

彼女はグリーンのコートを着、それに合ったミニスカートをはいていた。

Arkamı döndüğümde bir çift güzel yeşil göz aşağıdan bana bakıyordu

振り向くと 真下に 美しい緑色の目が見えて―

Benim en sevdiğim rengin yeşil olduğunu sana düşündüren şey nedir?

どうして私の好きな色が緑だと思ったのですか。

- Işık yeşile dönene kadar bekleyin.
- Işık yeşil olana kadar bekleyin.

- 信号が青のなるまで待ちなさい。
- 信号が青に変わるまで待ちなさい。

O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun?

あの赤いネクタイは貴方のスーツには合わないわ。その緑のにしたら。

Bana siyah çay ve yeşil çay arasındaki farkı tanımlayabilir misin?

紅茶と緑茶の違いを私に説明できますか。

Mavi ve yeşil renkleri çok iyi görebilen omurgasızlar için karşı konulmazdırlar.

‎虫は青や緑の光に ‎吸い寄せられるように集まる

Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.

政府は私たちの国を清潔で緑の多い国にするために努力をしてきました。

Yeşil giyinmiş, o uzun boylu sarışın kızın kim olduğunu biliyor musun?

あのグリーンの服を着た金髪の背の高い女の子は誰だか知っているかい。

Yeşil ışık yandığında, caddeden geçmeden önce yaya geçidindeyken bile tüm yönlere bakman gerekir.

道路を渡る前には、信号が青の横断歩道であっても全方位を確認しないといけない。

E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.

ビタミンEを豊富に含む食物には、濃い緑色をした菜っ葉類・豆類・ナッツ類・全粒穀類がある。

Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.

私は、かっこよく違った格好をするためには、ハワイのTシャツを着て緑のショートパンツをはくのが好きでしたが、すぐに白いシャツと黒のズボンを身につけるのに慣れました。