Translation of "Tutmaya" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Tutmaya" in a sentence and their japanese translations:

Nehirde balık tutmaya gitti.

- 彼は川へ魚釣りに行った。
- 川へ釣りにいった。

Ben balık tutmaya gittim.

釣りに行った。

Balık tutmaya gitmemizi önerdim.

私は釣りに行こうと提案した。

Babam balık tutmaya gitti.

- 父は釣りに行った。
- 父さんなら、釣りに行ったよ。

Nehirde balık tutmaya gittim.

私は川へ釣りに行った。

Bazen balık tutmaya gideriz.

私たちは時々魚釣りに行く。

Menisküs, dizleri dengede tutmaya yarar,

半月板は膝を安定させる組織ですが

Mümkünse, balık tutmaya gitmek istiyorum.

出来れば、釣りに行きたい。

Okul günlerimde balık tutmaya giderdim.

学生時代にはよく釣りにいったものだ。

Yağmur yağmasa balık tutmaya giderim.

雨が降っていなければ、魚釣りに行くのに。

Boksör başını aşağıda tutmaya çalıştı.

そのボクサーは体重を抑えておく努力をした。

Dün nehirde balık tutmaya gittim.

- 私は昨日釣りをしに川へ行った。
- 私は昨日その川へ魚釣りに行った。

Bill günaşırı balık tutmaya gider.

ビルは1日おきに釣りに行く。

O, günaşırı balık tutmaya gider.

彼は1日おきに釣りに行く。

Planını gizli tutmaya karar verdi.

彼は自分の計画を秘密にしておく決心をした。

Arada bir balık tutmaya gideriz.

私たちは時々魚釣りに行く。

Geçen pazartesi balık tutmaya gittim.

私は、先週の月曜、釣に行った。

Amcam balık tutmaya çok düşkündür.

私の叔父は釣りが大好きです。

Çocukken nehirde balık tutmaya giderdim.

- 私は子供のころ、よくその川に釣りに行きました。
- 私は子供のころ、よくその川に行きました。

Uyarımıza rağmen balık tutmaya giderdi.

私たちの警告を無視して釣りに行くといってきかなかった。

Jim iskeleden balık tutmaya gitti.

ジムは埠頭へ釣りに行った。

Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsin.

水泳か魚つりに行っていいわよ。

Bulanık sularda balık tutmaya mı çalışıyorsun?

君は漁夫の利を占めようとしているのか。

Sık sık gölde balık tutmaya giderdim.

よく湖へつりに行ったものだ。

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya gideriz.

もし今日が日曜日なら、私たちは釣りに行くのだが。

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya giderim.

もし今日が日曜日なら、私は釣りにいくのだが。

Tom çoğunlukla nehirde balık tutmaya gider.

トムはよく川へ釣りに行きます。

O, bir günlük tutmaya karar verdi.

彼女は日記をつけることに決めた。

O sık sık balık tutmaya giderdi.

彼はよく釣りに行ったものだ。

Ben onunla birlikte balık tutmaya gidiyorum.

彼と一緒に釣りに行くつもりだ。

Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.

天候が悪くて私は釣りに行けなかった。

Evde kalmayı balık tutmaya tercih ederim.

魚釣りに行くよりも家にいたい。

Benimle birlikte balık tutmaya gider misin?

- 一緒に釣りに行くのはどうですか。
- 一緒に魚釣りに行きませんか。

Babam boş olduğunda balık tutmaya gider.

父は暇さえあれば釣りに行きます。

Balık tutmaya gelince, o bir uzmandır.

釣りという事になると、彼は専門家だ。

Her gün günlük tutmaya karar verdi.

彼は毎日、日記をつける決心をした。

Polis, insanları kazadan uzak tutmaya çalıştı.

警察は人々をその事故現場からとおざけようとした。

Bir çocukken, onunla balık tutmaya giderdim.

子供の頃、よく彼と一緒に釣りに行ったものだ。

Benime gel ve balık tutmaya git.

一緒に釣りに行こう。

Babam sık sık balık tutmaya giderdi.

私の父は以前よく釣りにいったものだ。

Babamla birlikte balık tutmaya gitmek istiyorum.

私は父と釣に行くのが好きです。

Erkek kardeşimle nehirde balık tutmaya gittim.

私は、兄と川へつりに行きました。

Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.

- 私達は大雨のために釣りに行けなかった。
- 私たちは大雨のため釣りに行けなかった。
- 大雨のおかげで釣りに行けなかった。

Ben bir çocukken, balık tutmaya giderdim.

私は子供のころ、よく釣りにいっていた。

Babamla ben bazen balık tutmaya gideriz.

僕とお父さんはたまに釣りのいきます。

Sık sık o nehre balık tutmaya giderim.

あの川へはよく釣りに行きます。

Yarın balık tutmaya gidersen, ben de giderim.

もしあなたが明日釣りに行くなら私も行きます。

O sık sık nehirde balık tutmaya giderdi.

- 彼はよく川に魚つりに行ったものだ。
- 彼はその川へよく釣りに行ったものだ。

Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.

彼とはよく釣りに行った。

Cumartesi öğleden sonra balık tutmaya gider misin?

- 土曜日の午後、釣りに行きませんか。
- 土曜日のご午後、釣りに行きますか。

Hava güzel olursa, nehirde balık tutmaya gideceğim.

天候が良ければ、川に行くつもりだ。

Hava güzeldi, bu yüzden balık tutmaya gittik.

天気が良かったので釣りに行った。

Köyün yakınındaki bir nehirde balık tutmaya gitti.

彼は村の近くの川に釣りに出かけた。

Ben bir çocukken babamla balık tutmaya giderdim.

子供のころよく父と釣りに行きました。

Bu yıl bir günlük tutmaya karar verdim.

今年は日記をつけようと決心した。

Biri balık tutmaya,diğeri alışveriş yapmaya gitti.

ある人は釣りに行き、またある人は買い物に行った。

O, tenis oynama yerine balık tutmaya gitti.

- 彼はテニスをしないで魚釣りに行った。
- 彼はテニスをする代わりに釣りに行った。

Benimle birlikte balık tutmaya gitmek ister misiniz?

- 一緒に釣りに行くのはどうですか。
- 一緒に魚釣りに行きませんか。

Ben sık sık onlarla birlikte balık tutmaya giderim.

あの人たちは釣り仲間です。

Babam yakındaki nehirde sık sık balık tutmaya gider.

父はよく近くの川へ釣りに行く。

O, oğlunu almadan hiçbir zaman balık tutmaya gitmez.

彼は魚つりに行くときは必ず息子を連れて行く。

Pazar günleri, erken kalkardık ve balık tutmaya giderdik.

日曜日には、よく早起きして釣りに出かけたものだ。

Pazar günü, balık tutmaya gitmek için erken kalkardık.

日曜には、よく早起きして釣りに出かけたものだ。

O bir çocukken, pazar günleri balık tutmaya giderdi.

彼は子供のとき日曜日によく釣りに行ったものです。

Erkek kardeşim her hafta sonu balık tutmaya gider.

兄はいつも週末に釣りに行きます。

Geçen gün hayatımda ilk kez balık tutmaya gittim.

- この間生まれて初めて魚釣りに行った。
- こないだ生まれて初めて釣りに行った。

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

もしくはしっぽをつかみ 頭を遠ざける

Ya da kuyruğundan tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

もしくはしっぽをつかみ 頭を遠ざける

Güneş batarken Lannes hala Rusları başarıyla tutmaya devam ediyordu

夜が更けても ランヌはロシア軍を食い止めていた

Balık tutmaya oldukça sık giderdim ama şimdi nadiren gidiyorum.

以前はよく釣りにいったのですが現在はめったに行きません。

O, hava güzel olduğunda sık sık balık tutmaya gitti.

天気の良い日曜には彼はよく釣りに行ったものだった。

Bu hafta sonu işin yoksa bizimle balık tutmaya gelsene.

忙しくなければ今週末に一緒に魚釣りに行きませんか。

Ya da onu kuyruğundan tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

もしくはしっぽをつかみ 頭を遠ざける

- Suya düşen yılana sarılır.
- Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

溺れる者は藁をも掴む。

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

‎数千匹が‎飛翔筋(ひしょうきん)‎を震わせ‎― ‎熱を起こして ‎巣を暖かく保つのだ

O, balık tutmaya gitmeden önce, yem için yeri kazıp birkaç solucan çıkardı.

釣りに出かける前に彼はえさとして虫を掘り出した。

Ben küçük bir çocukken, sık sık erkek kardeşim ile nehirde balık tutmaya giderdim.

私は子供の頃、兄とよく川へつりに行った。

- Balık tutmaya gitmek için bu sabah erken kalktım.
- Bu sabah balığa gitmek için erken kalktım.

釣りに行くために今朝は早く起きました。