Translation of "Tarihi" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Tarihi" in a sentence and their japanese translations:

- Ben tarihi severim.
- Tarihi severim.

私は歴史が好きだ。

Tarihi kendin ekle.

日付は自分で書き込みなさい。

Bugünün tarihi nedir?

- 今日は何日ですか。
- 今日は何日ですか?

Sanat tarihi okuyorum.

私は美術史を勉強します。

Etkinliğin tarihi belirlenecektir.

イベントの日付は未定です。

Japon tarihi çalışıyorum.

私は日本史を勉強している。

- Üretim tarihi kapak üzerinde gösteriliyor.
- Üretim tarihi kapağın üzerinde.
- Üretim tarihi kapağın üzerinde yazıyor.

製造年月日はふたに表示されている。

Cerrahinin tarihi günümüz cerrahlarına

外科医療の歴史には

Partinin tarihi henüz belirsiz.

パーティーの日取りはまだはっきり決まっていない。

Roma'nın tarihi çok ilginç.

- ローマの歴史はとても面白い。
- ローマの歴史はとても興味深い。

Seyahat için tarihi belirlediler.

彼等は旅行の日取りを決めた。

Asya tarihi ile ilgileniyorum.

アジアの歴史に興味があります。

O İngiliz tarihi okudu.

彼は英国史を勉強した。

Üniversitede Amerikan tarihi okuyorum.

私は大学でアメリカの歴史を専攻しています。

Tarihi, coğrafyaya tercih ederim.

私は地理より歴史が好きだ。

Coğrafya ve tarihi severim.

私は地理と歴史が好きだ。

Avustralya'nın tarihi ile ilgileniyorum.

オーストラリアの歴史に興味があります。

Japon tarihi ilgimi çekiyor.

私は日本史に興味がある。

Bu tarihi bir şehir.

ここには歴史にゆかりのある町です。

Japon tarihi ile ilgileniyorum.

- 私は日本史に興味がある。
- 私は日本の歴史に興味がある。

- O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
- O, Amerikan Tarihi Bölümünü okuyor.

彼は、アメリカ史を勉強します。

Bronx Özgürlük Fonu tarihi boyunca

そして ブロンクス自由基金の設立から 現在に至るまでの間で

Mezuniyet için Dünya tarihi gereklidir.

世界史をやらないと卒業できません。

Her ülkenin kendi tarihi var.

どの国にも歴史がある。

O, antik tarihi iyi bilir.

彼は古代史に精通している。

Aktörler tarihi kostümlerle ortaya çıktılar.

俳優たちは昔の時代の衣装を着けて現れた。

Japon tarihi benim favori dersim.

日本史は私の好きな教科です。

Çin'in tarihi Japonya'nınkinden daha eskidir.

中国の歴史は日本の歴史より古い。

O, coğrafyayı ve tarihi sever.

彼は地理と歴史が好きだ。

Üniversitede Avrupa tarihi öğrenimi aldım.

私は大学ではヨーロッパ史を専攻しました。

Bay Smith Çin tarihi okudu.

スミスさんは、中国史を勉強していました。

Susan, Amerikan tarihi bölümünde okuyor.

スーザンはアメリカ史を専攻しています。

Festivalin tarihi sınavınki ile çakışmaktadır.

お祭りの日と試験の日が重なっている。

Biz Amerikan tarihi dersinde tanıştık.

アメリカ史の授業で会ったことがあります。

Ben coğrafya ve tarihi seviyorum.

地歴が大好きだ。

Kendi ülkenin tarihi ile tanışık olmalısın.

自分の国の歴史は、よく知るべきです。

Profesör, Fransa tarihi üzerine konferans verdi.

教授はフランスの歴史について講義した。

Toplantının tarihi ve yeri tespit edildi.

会合の日にちと場所が決定された。

Roma tarihi ile ilgili kitaplar arıyorum.

ローマの歴史に関する本を探しています。

O aile tarihi hakkında saatlerce homurdandı.

彼女は数時間も彼女の家の歴史の話をくどくどしゃべった。

O, İngiltere tarihi ile iyi tanınmıştır.

彼は英国史に精通している。

Bay Smith Çin tarihi eğitimi aldı.

スミスさんは、中国史を勉強していました。

Oyun için saati ve tarihi ayarladık.

私達は試合の日時を決めた。

Japon tarihi ile çok fazla ilgilenmektedir.

彼は日本の歴史に非常に興味を持っている。

Bazı öğrenciler Japon tarihi ile ilgilenmiyor.

日本史に興味のない生徒もいる。

Ödevlerin son teslim tarihi önümüzdeki Pazartesi.

レポートは来週の月曜日が〆切です。

Bu kılıcın tuhaf bir tarihi var.

この刀は不思議ないわれがある。

Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.

歴史上の名所を見物しました。

Japon tarihi üzerine kitaplar okumak istiyorum.

私は日本史に関する本が読みたい。

Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.

日にちを明日の夜にしてほしいのです。

Her şeyin bir son kullanma tarihi var,

全てのものに有効期限が付いてます

O, madeni paraların tarihi hakkında kitap yayınladı.

彼はコインの歴史に関する本を出した。

Tarihi kenti çok sayıda insan ziyaret eder.

大勢の人がその旧跡を訪れる。

- Son teslim tarihi yaklaşıyor.
- Son tarih yaklaşıyor.

最終期限が近づいている。

John Japon tarihi üzerine bir kitap arıyor.

ジョンは日本史に関する本を探している。

Tom Amerikan tarihi hakkında çok şey biliyor.

- トムはアメリカの歴史についてたくさん知っています。
- トムはアメリカの歴史に詳しい。

Adalete doğru yönelen tarihi bir kavis de değil.

摩訶不思議な力で歴史が 公正へと向かうわけでもありません

tarihi aşamalarında görüyoruz ve hâlâ toplumumuza etki ediyor.

歴史を形作り 今なお私たちの社会に 影を落としています

Korkunç derecede meşgulüm çünkü raporun verilme tarihi yakındır.

- レポートの締め切りが間近に迫っているので、私はひどく忙しい。
- レポートの締切が近いので、私はとんでもなく忙しい。

31 Martın ödeme tarihi olduğunu sana tekrar hatırlatayım.

念のためにもう一度申しますが、締め切りは3月31日です。

O, madeni paraların tarihi hakkında bir kitap çıkardı.

- 彼はコインの歴史に関する本を出した。
- 彼は硬貨の歴史についての本を取り出した。

Kleopatra'nın burnu daha kısa olmuş olsaydı, dünya tarihi farklı olurdu.

もしもクレオパトラの鼻がもっと低かったら、世界の歴史は変わっていただろう。

- Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.
- Üniversitede Japonya tarihi okumak istiyorum.

- 私は大学で日本の歴史について勉強したい。
- 大学では日本史を勉強したいと思っています。

Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?

どうしてそんなに日本の歴史に詳しいの?

Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.

後にそれらを売って、私はR.バートンの「歴史叢書」を買うことができたのだった。

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.

高齢の守衛、トム・スケレトンは、よれよれのアームチェアーに座りこんで、俳優たちが楽屋からの石段を上ってくるのを聞いていた。

- Bu muhteşem katedral Orta Çağ'a dayanır.
- Bu görkemli katedral Ortaçağ'dan kalma.
- Bu görkemli katedralin yapılış tarihi, Orta Çağ'a kadar uzanıyor.

この壮大な大聖堂の建立は中世にまでさかのぼる。