Translation of "Sayesinde" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Sayesinde" in a sentence and their japanese translations:

- Yardımın sayesinde, başarılıydık.
- Yardımınız sayesinde başarılıydık.

あなたの援助のおかげで、私たちはうまくいった。

- Yardımın sayesinde başarabildim.
- Yardımınız sayesinde bunu başarabildim.

君のおかげで成功できた。

Yürüdükçe uyarıcı sayesinde

歩行すると 刺激装置の作動で

Bu program sayesinde,

今や このプログラムのおかげで

Dijital teknoloji sayesinde,

デジタル技術によって

Geleceğin araçları sayesinde,

未来のデバイスによって

Ama çabalarım sayesinde

でも努力を通じて

Bu olağanüstü adaptasyon sayesinde...

‎特別な適応能力を ‎持つ彼らは‎―

Aptallığın sayesinde, maçı kaybettik.

君が間抜けだったおかげで、僕たちはその試合に負けたんだ。

Kaza dikkatsizliğim sayesinde oldu.

その事故は私たちの不注意がもとで起こったのです。

Annesi sayesinde ünlü oldu.

彼は母親の力で有名になった。

Sizin yardımınız sayesinde başarmıştım

私の成功は君が助けてくれたおかげです。

Onun önerisi sayesinde başardım.

私が成功したのは彼のアドバイスのおかげです。

Yardımınız sayesinde erken bitirebildim.

あなたのおかげで、私は早く終えることが出来ました。

O çabaları sayesinde başarmıştır.

彼は努力のおかげで成功した。

Ve kar sayesinde güzelce yalıtıldım.

雪がしっかり遮断してくれる

Bir destekleyici insan ordusu sayesinde

大勢の方が支えてくれたおかげで

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

‎闇に隠れて身を守るためだ

Kaza onun dikkatsizliği sayesinde oldu.

その事故は彼の不注意のためにおこった。

O, burs sayesinde üniversiteye gidebildi.

彼女は奨学金のおかげで大学に進学することができた。

Bana verdiğin tavsiye sayesinde başardım.

君が忠告してくれたので成功できた。

Iyi şans sayesinde onlar kaçtı.

運よく彼らは逃れることができた。

Fakat psilosibin sayesinde olanları etraflıca düşünebiliyorlardı.

しかし シロサイビン服用の体験中に 彼らはこれらの気持ちを処理できたのです

İşbirliği sayesinde tedavi bulduğumuz bir hayat.

協力して完治を開発できるような暮らしです

Yeni teknoloji sayesinde... ...karanlığın içine bakabiliyoruz.

‎最先端の技術が ‎暗闇の世界を映し出す

Dili sayesinde civardaki avcıları tespit edebiliyor.

‎舌を使って敵を察知する

Koruyucu kabuğu sayesinde aralarından geçmeyi başarıyor.

‎丈夫な甲殻のおかげで ‎乗り切れた

Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.

‎敏感なヒゲを使い ‎夜でも狩りをする

Onun çabaları sayesinde, tüm mürettebat kurtarıldı.

彼の努力のおかげで、乗組員全員が救助された。

Yardımın sayesinde, kitabı oldukça iyi anlayabildim.

君が助けてくれたおかげで、その本を十分に理解できた。

Adam çabaları sayesinde işi başarmış olmalı.

その人は努力のおかげで事業に成功した。

O, babasının bağlantıları sayesinde işi aldı.

彼は父親のコネのおかげで職を得た。

Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.

彼の手助けのおかげで、私は宿題を終わった。

Ben onun tavsiyesi sayesinde başarılı oldum.

- 彼のアドバイスのおかげで成功した。
- 私が成功したのは彼の助言のおかげだった。
- 私が成功したのは彼の助言があったからだ。
- 私が成功したのは彼のアドバイスのおかげです。

Onun tavsiyesi sayesinde, çok para biriktirdim.

彼の忠告のおかげで、私はたくさんのお金を節約した。

Ben, para sayesinde yurtdışında eğitim yapabildim.

私はその金のおかげで留学することが出来た。

Cesur kararı sayesinde krizi atlatmayı başardı.

彼の大胆な決意のおかげで危機を乗り越えることができた。

Arkadaşlarımdan birinin sayesinde onu tanımak zorundayım.

彼女とは友人を通じて知り合った。

Bilim sayesinde evreni oldukça iyi biçimde kavrayabiliyoruz.

科学のおかげで私たちは 宇宙を深く理解できています

İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.

‎鋭い嗅覚を使って ‎獲物を探し出す

Rüzgâr sayesinde, enkazın altı kilometre batısına savrulduk.

風のせいで残がいから 約6キロも離れてしまった

Koçluk sayesinde bir ekibin dönüşüm geçirdiğini gördüm.

私はチームがコーチングのお陰で 生まれ変わった所を目にしました

Bu para sayesinde yollar ve köprüler için

道や橋を造ることができたのは

Bay White öğrencilerinin sayesinde bazı mektuplar okudu.

ホワイト先生は感謝状を何通か生徒に読んで聞かせた。

O tıbbi tedavi sayesinde daha iyi hissediyor.

その治療のおかげで彼女の病気が大変よくなりました。

Arkadaşlarımın iyi ofisleri sayesinde bir iş bulabildim.

友人の好意で職に就くことができた。

Biz garip bir tesadüf sayesinde tekrar karşılaştık.

不思議な巡り合わせで私達はばったり再会した。

Kopernik sayesinde Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğünü biliyoruz.

コペルニクスは地球が太陽の周りを回ると教えた。

O çok çalışma sayesinde bir servet yaptı.

彼は努力によって財を成した。

Onun bana yardım etmesi sayesinde işi bitirebildim.

彼の手助けのおかげで私はその仕事を終えることができた。

Ve 1,3 milyon yeni iş onların sayesinde var.

130万人の新規雇用を 創出しました

...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.

‎街の明かりで ‎夜でも活動できる

Vücutlarını kaplayan alıcılar sayesinde de... ...sudaki hareketleri sezerler.

さらに全身にある 感覚器で― 水の動きを察知する

Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.

‎コウモリのような‎飛膜(ひまく)‎で ‎子供が落ちないようにする

Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.

トムとマイクはお互いの友人を通じて知り合った。

Annemin yardımı sayesinde bir dağ bisikleti satın alabildim.

母親の援助のおかげで、私はマウンテンバイクを買うことができた。

Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.

現代の情報及び交通網のおかげで世界はますます小さくなっている。

Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.

これは死の危険がないよ この環境にあるならね

Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.

‎おかげで生物多様性に ‎富む砂漠となった

Ama artık, yeni teknoloji sayesinde bu karanlığın içine bakabiliyoruz.

‎しかし最先端の技術が ‎闇の中の撮影を可能にした

Televizyon sayesinde kendi odamızda beyzbol maçlarını seyretmenin keyfine varabiliyoruz.

テレビのおかげで、私たちは自分の部屋で野球の試合が楽しめます。

Avukatın müthiş profesyonel yeteneği sayesinde çok sayıda müvekkili var.

その弁護士は大変なやり手なので依頼人が多い。

Taksi şoförü sayesinde, Londra'da çok harika bir zaman geçirdik.

そのタクシーの運転手さんのおかげで、私達はロンドンで大変素晴らしい時間を過ごしました。

Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum üretimi iki katına çıktı.

技術革新のおかげで、その工場の最大生産量は2倍になった。

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.

‎足の裏がやわらかく ‎巨大なオスでも足音は静かだ

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

‎暑いジャングルなら ‎夜でも動き回れる

, General Victor'un çok önemli desteği sayesinde muhteşem bir zafer kazandı.

は、ビクター将軍からの重要な支援のおかげで、見事な勝利を収めることができました。

Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.

‎タコ流の方法で ‎楽しませてくれたのかも

Güzel hava sayesinde, tüm ürünleri bir gün içinde hasat edebildik.

好天のおかげで作物すべてを一日で収穫できた。

Kendi çabaları ve biraz şans sayesinde, o, yarışmada birincilik ödülünü kazandı.

幸運やら彼自身の努力やらのおかげで、彼はコンテストで優勝した。

Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.

彼女たちは、健一のはからいで、町の様々な場所で働くことになった。

Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.

素晴らしく富んだ気候のお陰で合衆国はほとんどのあらゆる種類のスポーツの天国になっている。