Translation of "Klasik" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Klasik" in a sentence and their japanese translations:

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

- ベティはクラシックが好きだ。
- ベティはクラシック音楽が好きです。

Klasik sembolleri düşündüm:

古典的なシンボルを 色々検討しました

Örtük belleğin klasik örneği

非陳述記憶の典型例は

Milton klasik yazarlardan biridir.

ミルトンは一流作家の人です。

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

彼女はクラシック音楽を聴くのがすきだ。

Klasik edebiyatla çok ilgileniyorum.

私は古典文学に非常に興味があります。

Tom klasik müziğe düşkündür.

トムはクラシック音楽が好きだ。

Ben klasik müziği sevmiyorum.

私はクラシックが好きではない。

Ben klasik müziği severim.

- クラシック音楽が好きです。
- クラシック音楽が好きなんです。

Hobilerimden biri klasik müziktir.

私の趣味の一つはクラッシック音楽です。

Klasik müziği sever misin?

あなたはクラシック音楽がすきですか。

Tom klasik müziği sever.

トムはクラシック音楽が好きだ。

Babam klasik müzik dinler.

私のお父さんはクラシック音楽を聴く。

Klasik müzik benim tarzım değil.

クラシック音楽は僕の好みじゃない。

Müziği seviyorum, bilhassa klasik müziği.

私は音楽、特にクラシック音楽が好きだ。

Ben klasik müziği çok severim.

私はクラシック音楽がとても好きなんです。

O klasik eğitimli bir adam.

彼は古典の教育を受けている。

Klasik müziği seversiniz, değil mi?

- クラシック音楽がお好きなんですね。
- クラシックが好きなんでしょ?

Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.

クラシックを聴くのが好きです。

Benim hiç klasik müziğim yok.

クラシックはありません。

Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.

私はクラシック音楽を聴くのが好きだ。

Bu, doğrulama yanlılığının klasik bir örneği.

これは「確証バイアス」の典型的な例です

Müziği severim, özellikle de klasik müziği.

私は音楽、ことにクラシックが好きだ。

Klasik Japon edebiyatını son kez lisede okudum.

私は高校以来、日本の古典文学を読んだことがありません。

"En sevdiğin klasik müzik bestecisi kimdir?" "Debussy."

「クラシックの作曲家で誰が一番好き?」「ドビュッシー」

O gerçekten klasik müzikten hoşlanır ve takdir eder.

彼はクラシック音楽をしみじみ聴くのが好きだ。

Bazı klasik işletme yetileriyle bu süreci yeniden düzenlemek istedim.

典型的なビジネスの手法で このプロセスを再構築することにしました

Hangisini daha çok seviyorsun, rock ya da klasik müzik?

ロック音楽とクラシック音楽のどちらが好きですか。

O, Mozart ve Beethoven gibi klasik dönem bestecilerini sever.

彼女はモーツァルトやベートーヴェンといった古典派の作曲家が好きだ。

O, Mozart ya da Beethoven gibi klasik bestecilerden hoşlanıyor.

彼女はモーツァルトやベートーヴェンといった古典派の作曲家が好きだ。

Diğerleri popüler müziği severken bazı insanlar klasik müziği sever.

クラシック音楽が好きな者もいれば、ポップスが好きな者もいる。

Klasik müzik konserleri hakkında herhangi bir bilginiz var mı?

クラシックコンサートに関する情報をください。

Sadece klasik müziği değil aynı zamanda jazzı da severim.

私はクラシック音楽だけでなくジャズも好きである。

Ne kadar pahalı olursa olsun, o klasik arabayı almak istiyorum.

どんなに高くてもあのクラシックカーを手に入れたい。

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.

- いくらか自由時間があるときは、いつもクラシック音楽を聴くのが楽しみだ。
- 時間があるときには、いつもクラシック音楽鑑賞を楽しんでいる。

Eğitimli insanlarla çoğu zaman olduğu gibi , o klasik müziği cazdan daha çok seviyor.

教養のある人によくあることだが、彼はジャズより古典音楽が好きだ。

Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.

- 教養のある人によくあることだが、彼はポップスより古典音楽が好きだ。
- 学歴のある人によく見られることだが、彼はポップスよりクラシックの方が好きだ。