Translation of "Insanın" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "Insanın" in a sentence and their japanese translations:

Bilirsiniz her insanın

誰にだってこんな友達がいるはずです

İnsanın doğası ölümlüdür.

- 肉体は滅んでいく。
- 肉体は死すべきものである。

çok sayıda genç insanın

周囲の目にはつきませんが

Insanın içinden geldiğini ve

本当の美しさは内面から滲み出るもので

Google, modern insanın Tanrısı.

グーグルは現代人の神なのです

Her insanın hataları vardır.

- 誰でも人には欠点がある。
- だれにでも欠点がある。

Bir insanın ruhu ölümsüzdür.

- 人間の霊魂は不滅である。
- 人の魂は不滅だ。

çünkü çoğu insanın seçtiği kart

それは ほとんどの人が

Keyif, insanın rahatlaması değildir, dağılmasıdır.

しかし喜びは 自分自身の 拡大でなく解体なのです

İnsanın kendini dövesi geliyor yani...

‎とにかく自分が ‎腹立たしかったよ

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

犬は人間の最良の友です。

Acı çekmek insanın kaderinde var.

苦しむことは人間の定めである。

Gece birçok insanın uyuduğu zamandır.

夜はたいていの人が寝る時である。

Bir insanın arkasından kötü konuşmamalısın.

当人のいないところで悪口を言うべきでない。

Birçok insanın iki arabası var.

2台の車をもつ人はかなり多い。

Köpekler insanın en iyi dostudur.

犬は人間の最も親しい友達である。

Köpek insanın en iyi dostudur.

犬は人間の最も親しい友達である。

Köpekler insanın en yakın arkadaşlarıdır.

犬は人間の最も親しい友達である。

Yedi milyon insanın yaşadığı bir şehir

人口は700万人ですが

Normal bir şekilde yaralanan insanın yarasının

慢性創傷とは 要するに 誰かがごく普通の怪我をした際

Umut insanın kaçması gereken son şeydir.

希望は人間の最後の避難場所である。

Çoğu insanın hayatı çevreleri tarafından belirlenir.

たいていの人の一生は環境で決まる。

Her insanın yaşamına çok değer vermelisin.

すべての人の生涯を高く評価するべきである。

Birçok insanın önünde bir konuşma yaptı.

- 彼はたくさんの人々の前で演説した。
- 彼はたくさんの人の前で演説した。

Her insanın kendi zayıf noktaları var.

誰もみな弱点がある。

Bu insanın içini ısıtan bir film.

それはほのぼのとした映画だ。

Cennet ve cehennem, insanın kalbinde bulunur.

地獄極楽は心にあり。

Papağan bir insanın sesini taklit edebilir.

オウムは人の声をまねることができる。

Her insanın kendi güçlü noktaları vardır.

人は誰でも、それぞれの長所を持っている。

Her insanın yapacak bir görevi vardır.

人はそれぞれ果たすべき自分の義務がある。

Her insanın kendini savunma hakkı var.

誰にも自分を守る権利がある。

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

ほとんどの人が恐れることで 私は落ち着くんです

İlki 1,4 milyar insanın Çin'e "Evim" demesi.

1つ目は中国を祖国と呼ぶ 14億もの人々です

İnsanın karnına vuran o berbat hissi yaşadım.

‎血の気が引いたよ

Bir insanın kalbi yaklaşık yumruğu kadar büyüktür.

人の心臓はその人の握り拳とほぼ同じだ。

Her insanın ödemesi çalışması ile orantılı olacaktır.

各人の給料は働いた分に比例する。

Bir insanın hayatının inişleri ve çıkışları vardır.

- 栄枯盛衰は世の習い。
- 人生山あり谷あり。

Bu tip konular insanın bilgi sınırlarının ardındadır.

そういう事は人知の及ばない事だ。

O, çoğu insanın en fazla tapındığı paradır.

多くの人が最も崇拝するものはお金である。

Bir hata bir insanın hayatına mâl olabilir.

ただひとつのミスで人は命を失うこともある。

Yaşlı bir insanın düşünme tarzını değiştirmesi zor.

老人が考えを変えるのは難しい。

Bir insanın karnı doyar ama gözü doymaz.

目は胃袋より大きい。

İnsanın aya seyahat edebileceği zaman yakında gelecek.

月に旅行できる時がそのうちに来るだろう。

Birçok insanın aylığından tatmin olduğunu söyleyebileceğini sanmıyorum.

自分の給料に満足していると言える人はそうそういないのではないだろうか。

Köpeğin insanın en iyi arkadaşı olduğu söylenir.

犬は人間の最良の友だといわれている。

Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür.

肉体は滅びるが霊魂は不滅である。

İnsanla bire birde kalırsa, insanın hiç şansı yok.

1対1で戦ったら 絶対に勝てない

Çoğu insanın boğulmasının sebebi nefes refleksine karşı koyamamaktır.

驚き反射で溺れる人が多い

Pek çok insanın uykusu için bu optimal olacaktır.

多くの人にとって 就寝するのに適した温度です

Mümkün olan en geniş çapta insanın hoşuna gidebilmeli,

政治的な党派間の断層を越えて できるだけ幅広い人々に

Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir

SNS上には何百人もの友人がいても

Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.

円山公園は多くの人々が集まる場所です。

Bu, çoğu insanın hiç duymadığı küçük bir ülke.

それは、たいていの人は耳にしたこともない小さな国です。

Hiçbir insanın bağışıklık sistemi bu virüs ile karşılaşmadı.

これは誰も免疫がついていないウィルスということも注目するべきです。

Kapitalizm insanın insan tarafından sömürülmesidir. Komünizm tam tersidir.

資本主義とは人間による人間の搾取である。共産主義はその真逆だ。

Bir köpek bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.

犬は人間よりも速く走れる。

Kör bir insanın işitme duyusu genellikle çok keskindir.

目が見えない人の聴力は鋭敏な場合が多い。

Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.

神は風を備える、だが人が帆をあげなければならない。

Dünyadaki birçok insanın iyi kalitede suya erişimi yok.

世界中で、多くの人がいい水を飲めません。

Ve o insanın kalbini açan duyguyu hissettiğini tahmin ediyorum.

心が広がる愛を感じたことがあると思います

Bu da 1,25 milyar insanın yoksulluktan kurtulduğu anlamına gelir

12.5億人が貧困から 抜け出したということですが

İnsanın ruhu gökyüzünden daha büyük ve okyanustan daha derindir.

人間の魂は空よりも大きく、大洋よりも深い。

Ateşin kullanılması insanın en büyük icadı olarak kabul edilmektedir.

火の利用が人類の最大の発明と考えてもよいでしょう。

Bir robot bir insanın yapabileceğinden daha çok iş yapabilir.

ロボットは人間よりもたくさんの作業ができる。

Uygar bir insanın derisinin altına bakarsanız bir barbar bulursunuz.

文明人も一皮むけば野蛮人。

Felsefe bir insanın altı ayda öğrenebileceği bir şey değil.

哲学は6ヶ月で学べるものではない。

Çok sayıda insanın top parkına doğru aceleyle gittiğini gördüm.

大勢の人が野球場へ急いでいるのが見えた。

Birçok insanın zevk aldığı kış sporlarından bir tanesi kayaktır.

多くの人々が楽しむ冬のスポーツといえばスケートだ。

Bir insanın ölümü trajedi, milyonlarca kişinin ölümü bir istatistik.

一人の人間の死は悲劇であるが、百万人の死は統計値である。

Ailelerin ve bir grup insanın işten çıkarıldığını, eksik iş olanaklarını,

いくつもの家族やコミュニティの 失業に始まり

Yetmiş ya da seksen yıl bir insanın normal yaşam süresidir.

70年もしくは80年が人間の普通の寿命期間である。

Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.

トムは小川さんから多くの人が成金を軽蔑すると聞いた。

Bir insanın değeri onun sosyal konumundan daha çok onun karakteriyle değerlendirilmelidir.

人の価値は社会的地位よりも、むしろ人格によって判断すべきだ。

Bir insanın mutluluğu sahip olduğu şeyden ziyade onun ne olduğuna bağlıdır.

人の幸福は財産よりも人間性で決まる。

Bir insanın mutluluğu neye sahip olduğuna değil, kendisinin ne olduğuna bağlıdır.

人の幸福はその財産次第ではなく、その人格次第である。

Bir insanın değeri, onun neye sahip olduğuna değil, ne olduğuna bağlıdır.

人の値打ちは、其の財産でなく人柄にある。

- Bir insanın gecede sadece iki saatlik bir uyku ile yaşayıp yaşayamayacağını merak ediyorum.
- Bir gecede sadece iki saatlik uykuyla bir insanın yaşayabilip yaşayamayacağını merak ediyorum.

一晩にたった2時間寝るだけで、人間は生きていけるのかしら。

Ve bu nedenle, yelken açarken, insanın şimdiye kadar çıktığı en tehlikeli, tehlikeli

したがって、私たちが出航するとき、私たちは神の祝福を、 人がこれまでに乗り出し

Ciddi bir hastalıktan dolayı, o birçok insanın yapabildiği gibi vücudunu hareket ettiremiyor.

重病のために、彼は、たいていの人のようには体を動かすことができない。

Dünyanın yüzeyinden herhangi bir insanın kat ettiği en uzak mesafe 850 mil idi.

人間が地球の表面から最も遠くに移動したのは850マイルでした。

- Büyük bir insanın arkadaşlığı tanrılardan bir lütuftur.
- Büyük bir adamın dostluğu, tanrıların armağanıdır.

偉大な人の好意は神々の恩恵である。

Hüzünlenmeyi seviyorum. Çoğu insanın üzücü duygudan kaçmaya çalıştığını biliyorum. Fakat sanırım bu yanlış.

私は悲しく感じることが好きである。私はたいていの人は、いかなる悲しみの感情も避けようとすることを知っている。しかし、私はそれは間違っていると思う。

- Bir insanın yaşama hakkı varsa öyleyse bir insanın aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa, o zaman yaşamak bir hak değil ama bir zorunluluktur.
- Bir insanın yaşama hakkı varsa, aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa; o zaman yaşamak bir hak değil, zorunluluktur.

もし生命の権利というものがあるなら、死についての権利もあることになる。そうでなければ生命の権利は権利ではなく義務になってしまうだろう。

Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.

科学的知識の増加とともに、人間の悪を行う力は、善を行う力に比例して増えてきた。

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

- たくさんの人が私たちと水上スキーに行くと思っていたが、他に誰ひとりとして現れなかった。
- 大勢の人が私たちと水上スキーに行くと思ったが、全く誰も姿を見せなかった。

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

‎彼女と過ごし ‎心を通わせた日々は ‎驚きと感動の連続だった

Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır.

犬の外では本が人間の最良の友だ。犬の中では暗すぎて本は読めない。