Translation of "Gidecek" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Gidecek" in a sentence and their japanese translations:

Hanginiz gidecek?

君達のどちらがいくのですか。

Kim gidecek?

誰が行くの?

Gidecek misin?

行くつもりなの?

Tom'la gidecek misin?

トムといっしょに行きませんか。

Tren Londra'ya gidecek.

その列車はロンドン行きだ。

Gemi Finlandiya'ya gidecek.

その船はフィンランド行きである。

O da gidecek.

彼も行くでしょう。

Trenle gidecek misin?

君は列車で行きますか。

Sinemaya gidecek misin?

映画に行くの?

Bizimle gidecek misin?

- あなたは私達と行きますか。
- 私たちと一緒に行きませんか。

Oraya gidecek misin?

そこに行くつもりなの?

Tom yarın oraya gidecek.

トムは明日そこへ行くでしょう。

Sinyal gidecek yolu gösterir.

その標識は進む方向を示している。

Bir seyahata gidecek misin?

旅行にお出かけですか。

O yarın okula gidecek.

彼は明日学校に行くつもりだ。

O, senin yerine gidecek.

彼があなたの代わりに行くだろう。

Sen de gidecek misin?

君も行くか。

Ne zaman eve gidecek?

彼はいつ家に帰れるのですか。

Ok gidecek yolu gösterir.

矢印が進むべき方向を指示する。

Gelecek ay Paris'e gidecek.

彼は来月パリに発つ。

Onun gidecek kimsesi yok.

彼女には頼れる人がいない。

Benimle alışverişe gidecek misin?

- 私と一緒に買い物に行きませんか。
- 買い物に付き合ってくれない?

Tom'un düğününe gidecek misin?

トムの結婚式行く?

Bu tanker Kuveyt'e gidecek.

このタンカーはクウェート行きです。

Yarın Tokyo'ya gidecek misin?

あなたはあした東京に行くつもりですか。

O, bugün hastaneye gidecek.

彼は今日病院へ行くつもりだ。

Bugün postaneye gidecek misin?

今日は郵便局に行くの?

Gelecek ay New York'a gidecek.

彼は来月ニューヨークへ行きます。

Gidecek üç sayfam daha var.

もう3ページ残っている。

Çocuk okula gidecek kadar yaşlıdır.

その子は学校にあこがれる年頃だ。

Tüm servet onun kızına gidecek.

その財産はすべて彼の娘のものになるだろう。

Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya gidecek.

彼女は来月の初めに東京に着く。

O da gidecek, değil mi?

彼も行くでしょう。

Benim yerime toplantıya o gidecek.

私の代わりに彼が出席します。

Erkek kardeşim okula gidecek yaştadır.

弟学校へ行ってもよい年になってる。

Babam iş için Londra'ya gidecek.

父は仕事でロンドンへ行くことになっている。

Onların gidecek başka yeri yok.

彼らには、ほかにどこも行くところがありません。

Bu gece partiye gidecek misin?

今夜のパーティーには行きますか。

Yarın Tokyo'ya gidecek, değil mi?

- 彼は明日東京に行くでしょうね。
- 彼は明日東京に行きますよね?

Öğretmenimiz gelecek ay ABD'ye gidecek.

私達の先生は来月アメリカに行きます。

Gelecek hafta Boston'a gidecek misin?

来週はボストンに行く予定なの?

Tavsiye için gidecek kimsem yok.

私には相談相手がいない。

Gelecek yıl Amerika'ya gidecek misin?

あなたは来年アメリカへ行くつもりですか。

Gelecek ay Amerika'ya gidecek misin?

あなたは来月アメリカに行く予定ですか。

Yoko önümüzdeki hafta Kyoto'ya gidecek.

洋子は来週京都へ行くだろう。

Gelecek yıl Amerika'ya gidecek mi?

彼女は来年アメリカに行くのでしょうか。

Cumartesi günü büyükannesini ziyarete gidecek.

彼女は土曜日におばあさんを訪ねます。

O, çoğunlukla tatillerde alışverişe gidecek.

彼女は休日になるとよく買い物に行きます。

Tom gelecek hafta oraya gidecek.

トムは来週そこへ行きます。

- Gelecek hafta sonu alışverişe gidecek misin?
- Önümüzdeki hafta sonu alışverişe gidecek misin?

次の週末は買い物に行く予定なの?

Benim gidecek bir yerim hep olacak

僕には居場所がある

Bir pikniğe gidecek olman harika bence.

君がピクニックに行くなんてすばらしいことだと思う。

Babam gelecek yıl yurt dışına gidecek.

父は来年海外旅行をする。

O, bu yıl Amerika'ya gidecek mi?

彼女は今年アメリカに行くつもりですか。

Tek başına oraya gidecek kadar cesurdu.

彼は勇敢にもそこへ行った。

O, 6:30'da trenle gidecek.

彼は6時半の列車で出発する。

Babam gelecek hafta yurt dışına gidecek.

父は来週海外へ行く予定だ。

Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.

私の妹は来年、東京に行く予定です。

Tom yarın paten yapmaya gidecek mi?

トムは明日スケートに行く予定なの?

Sınıfımız gelecek hafta bir pikniğe gidecek.

私達のクラスは来週ピクニックに行く予定です。

Yarın gece Tom'un konserine gidecek misin?

明日の夜はトムのコンサートに行く予定なの?

Bu yaz bir yere gidecek misin?

- この夏どこかへ出かけますか。
- 今年の夏はどこかへ行く予定ですか。

Gelecek yaz gerçekten Boston'a gidecek misin?

本当に来年の夏ボストンに行く予定なの?

Bu ojeyle gidecek bir ruj arıyorum.

このマニキュアと合う色の口紅を探しているんですけれど。

Tom gidecek bir yeri olmadığını söyledi.

トムは「行くところがないんだ」と言った。

Bu gece Tom'un partisine gidecek misin?

今日の夜は、トムのパーティーに行くの?

"Tom'un partisine gidecek misin?" "Hâla^emin değilim."

「トムのパーティー行く?」「まだ分かんない」

Haziran ayında Tokyo'dan ayrılacak ve Kansai'ye gidecek.

彼は6月に東京を離れて関西に来る。

Kaptan hava brifing almak için meteoroloji ofisine gidecek.

機長は気象訓示を受ける為に気象室へ行く。

Eğitici reformların hâlâ gidecek uzun bir yolu var.

教育の改革はまだまだこれからだ。

Bu spor ceketle gidecek bir bluz almak istiyorum.

このブレザーにあうブラウスがほしいのですが。

Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum.

しかし 式に向かう人と 何人も バッタリ会ってしまい

Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.

天候が許せば、彼らは森へきのこ狩りにでかけるでしょう。

Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.

水が少ないのに 進み続けるのは心配だ

- Gidecek uzun bir yolumuz var.
- Önümüzde uzun bir yol var.

まだ先は長い。

Bu takım elbise ile gidecek bir kravat seçmeme yardım et.

- この背広に似合うネクタイを選ぶのを手伝ってください。
- この背広にあうネクタイを探すのを手伝ってくれ。

Peron 2'ye gelen tren 4:35'te Shibuya'ya gidecek.

次の2番線に到着する電車は、16時35分発渋谷行きです。

Ben kalmak ve sohbet etmek istiyorum ama gidecek bir toplantım var.

もう少しいてお話したいのですが、会議に行かなければならないのです。

- Bu öğleden sonra hava kötüleşecek.
- Bu öğleden sonra hava kötüye gidecek.

午後には天候が悪化します。

Bu takım elbise ile gidecek bir kravat seçmeme yardımcı olur musun?

このスーツに合うネクタイを選ぶのを手伝ってもらえませんか。

İdrar şişesi ile tuvalete gidecek birisine yardımcı olmak için teknik terminoloji nedir?

尿瓶でおしっこするのを手伝ってあげることを専門用語でなんと言いますか?

Dağın zirvesine varmak için hâlâ yarıdan fazla gidecek yolumuz var. Gerçekten çok yorgun musunuz?

頂上までまだ半分以上あるのに、もうへたばったの?

- Gelecek hafta iş için New York'a gidiyor.
- Gelecek hafta, iş için New York'a gidecek.

来週彼は仕事でニューヨークに行きます。