Translation of "Gerekirse" in Japanese

0.017 sec.

Examples of using "Gerekirse" in a sentence and their japanese translations:

Gerekirse gelirim.

- 必要なら私は来ます。
- 必要なら来ます。

Dürüst olmak gerekirse

正直に言うと

Gerekirse seninle gideceğim.

必要なら君と一緒に行こう。

Gerekirse, yakında gelirim.

必要なら、すぐにまいりましょう。

Gerekirse onu sök.

- 必要なら分解して。
- 必要なら分解しろ。

Gerekirse, yarın dokuzda gelirim.

もし必要ならば、明日9時に参ります。

- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unutmuşum.
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unuttum.

実を言うと、すっかり忘れていたのです。

Doğruyu söylemek gerekirse, onu sevmiyorum.

実を言うと、彼が好きではない。

Eğer gerekirse, onunla görüşmeye giderim.

もし必要なら、彼に会いに行きます。

Gerçeği söylemek gerekirse, ondan bıktım.

本当を言うと私はそれに飽きた。

Gerçeği söylemek gerekirse, sanırım yanılıyorsun.

本当のことをいうと、私は君が間違っていると思う。

Gerçeği söylemek gerekirse, oraya gitmedim.

- 本当のことをいえば、私はそこにはいかなかった。
- 実を言うと、私はそこに行きませんでした。

Gerçeği söylemek gerekirse, kalemini kaybettim.

実を言うと、あなたのペンをなくしてしまったのです。

Açık söylemek gerekirse, o yanılıyor.

率直に言って、彼は間違っている。

Dürüstçe konuşmak gerekirse, o hatalıdır.

率直に言って、彼は間違っている。

Açık konuşmak gerekirse, sen hatalısın.

厳密に言うと、あなたは間違ってるね。

çünkü doğrusunu söylemek gerekirse ezbere anlatıyorum.

厳密には 暗唱しているんですから

Doğrusunu söylemek gerekirse, onlarla gitmek istemiyorum.

実を言えば、連中と一緒に行きたくないんだ。

Doğruyu söylemek gerekirse, onu gerçekten sevmiyorum.

実を言うと私は彼女が大嫌いなのです。

Gerçeği söylemek gerekirse, biraz bira içmiştim.

実を言うと、私はビールを少し飲んでいました。

Sana doğruyu söylemem gerekirse, ondan hoşlanmıyorum.

実をいうとわたしは彼が好きでない。

Gerçeği söylemek gerekirse, o oyuncu evli.

実を言うと、あの俳優は結婚しているんだ。

Dürüst olmak gerekirse, ondan nefret ediyorum.

率直に言えば、私は彼が嫌いです。

Doğruyu söylemek gerekirse, o benim yeğenimdir.

実を言うと彼女は私の姪です。

Gerçeği söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.

正直に言うと、私は孤独だった。

Gerçeği söylemek gerekirse, o benim kuzenim.

実を言えば彼女は僕のいとこなのです。

Gerçeği söylemek gerekirse onu fark etmedim

- 実を言うと、私はそれに気づいていなかったのです。
- ほんと言うと、気が付かなかったんです。

Doğruyu söylemek gerekirse, onun dersi sıkıcı.

実際のところ、彼の講義は退屈であった。

Eğer fikrinizi değiştirmeniz gerekirse bana bildirin.

- 万一気が変わったら、知らせて下さい。
- 万が一気が変わったら、知らせて下さい。

Dürüstçe konuşmak gerekirse, seninle gitmek istemiyorum.

率直に言って私はあなたと行きたくない。

Açık konuşmak gerekirse, domates bir meyvedir.

厳密に言うと、トマトは果物です。

Doğruyu söylemek gerekirse, gerçekten umurumda değil.

つーかマジどうでもいんですけど。

Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.

素直に言うと、彼は信頼できない男だ。

Dürüst olmak gerekirse, seni hiç sevmiyorum.

正直に言って、僕は君のことがちっとも好きじゃない。

Açıkça konuşmak gerekirse, bu sana yakışmıyor.

率直に言って似合ってない。

Doğruyu söylemek gerekirse onu zamanında bitiremedim.

実を言うと、私は時間内にそれを終えることが出来なかった。

Doğruyu söylemek gerekirse, filmi zaten gördüm.

実をいうと、私はもうその映画をみました。

Sana açık söylemek gerekirse, Amerika'yı sevmiyorum.

実を言うと、私はアメリカが好きではない。

Dürüst olmak gerekirse benim amaçlarım da yok;

実のところ 私には目標なんてありません

Doğruyu söylemek gerekirse, o benim kız kardeşim.

- 実を言えば、彼女は私の妹だ。
- 実を言うと彼女はぼくの妹なんだ。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben ondan çok hoşlanmıyorum.

実を言うと私は彼女のことがあまり好きではない。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben onu iyi tanımıyorum.

実を言うと、私は彼をよく知らないんです。

Gerçeği söylemek gerekirse, bu onun nasıl olduğudur.

- 実をいうと、それはこんなぐあいに起こったのです。
- 実は言うと、それはこんな具合にして起こったのです。

Şey, samimi olmak gerekirse, bundan hiç hoşlanmıyorum.

そうですね、正直に言うと全然気に入りません。

Doğruyu söylemek gerekirse, yanımda hiç param yok.

- 本当のことを言うと、全然お金を持ち合わせていません。
- 実を言うと、金の持ち合わせがないんです。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.

- 本当のことを言うと、私はお前の父ではない。
- 実はな、俺はお前の父親じゃないんだ。

Doğruyu söylemek gerekirse, onun konuşma tarzından hoşlanmadım.

実を言うと、私は彼の話し方が好きではない。

Kısaca anlatmak gerekirse, onun müzik yeteneği yok.

端的に言って、彼には音楽の才能がない。

Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.

率直にいえば、私はあなたに同意できない。

Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.

率直に言うと、君の考え方は時代遅れだ。

Doğruyu söylemek gerekirse, o bir insan değil.

本当のことを言えば彼は人間ではない。

Açıkça konuşmak gerekirse domates sebze değil meyvedir.

厳密に言えば、トマトは野菜ではない。果物である。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben annem tarafından azarlandım.

実を言うと、わたしは母にしかられたのだ。

Doğruyu söylemek gerekirse o benim kız arkadaşım.

実を言うと、彼女は私のガールフレンドです。

Doğrusunu söylemek gerekirse, ben şiddet filmlerinden bıktım.

実のところは、私は暴力映画にはうんざりしている。

Doğruyu söylemek gerekirse tatlım, ben hiç ilgilenmiyorum.

正直に言いますよ、ねえあなた、私は全く興味がないのです。

Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.

‎腕を後ろに ‎回したりしなかった

Kısaca söylemek gerekirse, o, onun önerisini geri çevirdi.

手短に言えば、彼女は彼のプロポーズを断ったのだ。

Gerçeği söylemek gerekirse, onu çok görmekten nefret ediyorum.

- 実を言えば、私は彼の顔を見るのもいやなのだ。
- 実を言うと、彼の顔を見るのもいやなんだ。

Doğruyu söylemek gerekirse sorunlarınız hakkında her şeyi unuttum.

- 実を言えば、君の質問のことはすっかり忘れていた。
- 実を言うと、あなたの質問のことをすっかり忘れていました。

Doğruyu söylemek gerekirse, o hala altmış yaşın altındadır.

実を言うと、彼はまだ60歳になっていません。

Doğruyu söylemek gerekirse, günde iki paket sigara içerdim.

実を言うと、私は昔煙草を1日に2箱吸っていたものです。

Gerçeği söylemek gerekirse, ben o filmi zaten izledim.

- 実をいうと、私はもうその映画をみました。
- ぶっちゃけ、その映画はもう見たんだよね。
- 実はさ、その映画はもう見たんだよね。
- ほんと言うと、その映画もう観ちゃった。

Gerçeği söylemek gerekirse, mesele hakkında bir şey bilmiyorum.

実はその問題について何も知りません。

- Açıkçası o hatalıdır.
- Dürüstçe konuşmak gerekirse, o hatalıdır.

- はっきり言って、彼は間違っている。
- 率直に言って、彼は間違っている。

Açık konuşmak gerekirse, onun görüşü benimkinden biraz farklı.

綿密に言うと、彼の見解は私のとはいくらか異なる。

Açık konuşmak gerekirse, bu roman çok ilginç değil.

率直に言えば、この小説はあまり面白くない。

Açıkça konuşmak gerekirse, o çok fazla umurumda değil.

率直に言って彼女は好きではない。

Gerçeği söylemek gerekirse, dün söylediğim hiçbir şeyi hatırlamıyorum.

実を言うと、私は昨日言ったことを全く覚えていない。

Açık konuşmak gerekirse, neden gitmek istediğini anlamak zor.

率直にいえばなぜ君が行きたいのか理解しにくい。

Dürüst olmak gerekirse, ben de Japon öğrenmek istiyorum.

実は私も日本語を学びたい。

Doğruyu söylemek gerekirse bu restoranın sahibi benim bir arkadaşım.

実際のところ、このレストランの持主は僕の友人だ。

Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.

実を言うと、私は父の車を彼の許可なしに運転したのです。

Doğrusunu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

- 実を言うと、私は外出するより家にいたいのです。
- 実は、出かけるよりむしろ家で過ごす方が良い。

Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.

- 概して、男の子は女の子より速く走ることができる。
- 一般に男子は女子より速く走ることができる。
- 一般に男子は女子よりも足が速い。
- 一般に女子よりも男子の方が足が速い。

Tom, eğer gerekirse onun için bir harta çizeceğini söyledi.

- 必要なら彼女に地図を書いてあげるとトムは言った。
- トムがね、必要なら彼女に地図を書いてくれるって。

Gerçeği söylemek gerekirse, şu an yanımda hiç para yok.

実を言えば、私は今お金を持ち合わせていません。

Gerçeği söylemek gerekirse. Ben yükseklikten korkuyorum," " Sen bir korkaksın!"

- 「実を言うと、俺、高所恐怖症なんだ。」 「臆病者っ!」
- 「実を言うと、俺、高所恐怖症なんだ」「臆病者っ!」

Açık konuşmak gerekirse, onun yeni romanı çok ilginç değil.

率直に言って、彼の新しい小説はあまりおもしろくない。

Tesadüfen buraya gelmesi gerekirse ona bu belgeyi vermeni istiyorum.

万一彼が来たら、この書類を渡して欲しい。

Kısaca söylemek gerekirse, o kötü bir kişi gibi görünüyor.

控え目に言っても、彼は悪人のようさ。

Doğruyu söylemek gerekirse bu sabahtan beri bir şey yemedim.

実は、今朝から何も食べてないのです。

Dürüst olmak gerekirse, bu komplo teorisi bana çok saçma geliyor.

ハッキリ言って、この「陰謀説」はナンセンスだと思う。

Gerekirse özel bir ücret ödeme konusunda herhangi bir itirazım yok.

必要であれば、特別料金を払うことに対して、異議は申しません。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben bizim randevu ile ilgili her şeyi unutmuştum.

実を言うと、約束をすっかり忘れていたのです。

- Kurallara bakılırsa, teori doğru değil.
- Açık konuşmak gerekirse teori doğru değil.

厳密に言うと、その説は正しくない。

Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.

はっきり言うけど、このチームが優勝できないのは、お前が足を引っ張っているからなんだぞ。

Açık konuşmak gerekirse, bir öğretmen olmak için gereken niteliklere sahip olduğunu sanmıyorum.

ぶっちゃけお前に教師の素質はないと思う。

- Açıkçası, bu bir hata.
- Bu, açıkçası, bir hata.
- Açık konuşmak gerekirse, bu bir hata.

- これは厳密にいえば間違えである。
- これは厳密にいえば間違いである。

Son zamanlarda o öğrenci sınıf disiplinini bozuyor. Doğruyu söylemek gerekirse bu benim canımı sıkmaya başladı.

その子最近授業中遊び倒しているので、正直今後が心配。