Translation of "Doğruyu" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Doğruyu" in a sentence and their japanese translations:

Doğruyu savunmak

私たちの役目—

Bana doğruyu söyle.

- 私に真実を話して下さい。
- どうぞ本当のことを言ってください。
- 真実を教えてください。
- 本当のことを教えてください。

Doğruyu söylediğime pişmanım.

本当の事を言った事を後悔している。

Tom'a doğruyu söyledim.

私はトムに真実を伝えた。

Doğruyu yanlıştan ayırabiliyorum.

私にだって善悪に区別はつく。

Doğruyu söyledin mi?

本当のことを言ったの?

O, doğruyu söyledi.

- 彼は真実を話した。
- 彼は真実を言っていた。

Onun doğruyu söyleyeceğine güvenebilirsin.

彼が本当のことを言うと期待してよい。

Yalan söyleme, doğruyu söyle.

うそをつくな、正直であれ。

Yalan söyleme. Doğruyu söyle.

うそをつくな、正直であれ。

O doğruyu yanlıştan ayıramaz.

彼女は善悪の区別をつけることができない。

Bana doğruyu söyler misin?

本当のことを言ってる?

Her zaman doğruyu söyle.

いつでも本当のことを言いなさい。

- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unutmuşum.
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unuttum.

実を言うと、すっかり忘れていたのです。

RH: İnsanların doğruyu söylemesini istiyoruz

(リード)社員には真実を 述べてもらいたいですね

Doğruyu söylemek gerekirse, onu sevmiyorum.

実を言うと、彼が好きではない。

Doğruyu yanlıştan ayırt etmek zorundayız.

我々は善悪を見分けなければならない。

Bana doğruyu söyleseydi onu affederdim.

もし彼が本当のことを話したら、私は彼を許したのだが。

Şu adam doğruyu yanlıştan ayıramaz.

あいつは善悪の区別がない。

Onun doğruyu söyleyip söylemediği şüphelidir.

彼が本当の事をいっているかどうか疑わしい。

Canım ona doğruyu söylemek istemiyor.

彼女に真実を伝える気がしない。

Doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.

善悪を見極めることは難しい。

Tüm yapmanız gereken doğruyu söylemektir.

君は本当の事をいいさえすればいいのだ。

En iyi şey doğruyu söylemektir.

最もよいのは真実を告げることです。

Bir defa da doğruyu cevaplayın.

一遍で正確に答えてください。

Dünyayı kandırmak istediğinizde doğruyu söyleyin.

世を騙したいなら、真実を言え。

Sana doğruyu söylemenin zamanı geldi.

あなたに本当のことを言わなければならない時がやってきた。

Bazen doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.

正しいことと間違ったことを見分けるのが難しいことが時々ある。

Doğruyu söylemek gerekirse, onu gerçekten sevmiyorum.

実を言うと私は彼女が大嫌いなのです。

Lafı uzatma ve bana doğruyu söyle!

回りくどい言い方はやめてはっきり言ってよ!

Sana doğruyu söylemem gerekirse, ondan hoşlanmıyorum.

実をいうとわたしは彼が好きでない。

Doğruyu söylemek gerekirse, o benim yeğenimdir.

実を言うと彼女は私の姪です。

Doğruyu söylemek gerekirse, onun dersi sıkıcı.

実際のところ、彼の講義は退屈であった。

Doğruyu söylemek gerekirse, gerçekten umurumda değil.

つーかマジどうでもいんですけど。

Doğruyu söylemek gerekirse onu zamanında bitiremedim.

実を言うと、私は時間内にそれを終えることが出来なかった。

Bu doğruyu 20 eşit parçaya bölün.

この線を20等分せよ。

- O gerçeği söyledi.
- O doğruyu söyledi.

- 彼は真実を話した。
- 彼は真実を言っていた。

Doğruyu söylemek gerekirse, filmi zaten gördüm.

実をいうと、私はもうその映画をみました。

Doğruyu söylemek gerekirse, o benim kız kardeşim.

- 実を言えば、彼女は私の妹だ。
- 実を言うと彼女はぼくの妹なんだ。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben ondan çok hoşlanmıyorum.

実を言うと私は彼女のことがあまり好きではない。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben onu iyi tanımıyorum.

実を言うと、私は彼をよく知らないんです。

Doğruyu söylemek gerekirse, yanımda hiç param yok.

- 本当のことを言うと、全然お金を持ち合わせていません。
- 実を言うと、金の持ち合わせがないんです。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.

- 本当のことを言うと、私はお前の父ではない。
- 実はな、俺はお前の父親じゃないんだ。

Doğruyu söylemek gerekirse, onun konuşma tarzından hoşlanmadım.

実を言うと、私は彼の話し方が好きではない。

Doğruyu söylemek gerekirse, o bir insan değil.

本当のことを言えば彼は人間ではない。

Hiç kimsenin neden doğruyu söylemediğini merak ediyorum.

どうして誰も本当のことを言わないんだろう?

Doğruyu söylemek gerekirse, ben annem tarafından azarlandım.

実を言うと、わたしは母にしかられたのだ。

Doğruyu söylemek gerekirse o benim kız arkadaşım.

実を言うと、彼女は私のガールフレンドです。

Doğruyu söylemek gerekirse tatlım, ben hiç ilgilenmiyorum.

正直に言いますよ、ねえあなた、私は全く興味がないのです。

Doğruyu söylemek gerekirse sorunlarınız hakkında her şeyi unuttum.

- 実を言えば、君の質問のことはすっかり忘れていた。
- 実を言うと、あなたの質問のことをすっかり忘れていました。

Doğruyu söylemek gerekirse, o hala altmış yaşın altındadır.

実を言うと、彼はまだ60歳になっていません。

Doğruyu söylemek gerekirse, günde iki paket sigara içerdim.

実を言うと、私は昔煙草を1日に2箱吸っていたものです。

Yapmak zorunda olduğun bütün şey ona doğruyu söylemekti.

あなたは彼に本当のことを話さえすればよかったのだ。

Doğruyu söylemek gerekirse bu restoranın sahibi benim bir arkadaşım.

実際のところ、このレストランの持主は僕の友人だ。

Bozuk bir saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.

止まった時計も1日に2回は正しい時刻を示す。

Doğruyu söylemek gerekirse bu sabahtan beri bir şey yemedim.

実は、今朝から何も食べてないのです。

- Camı kim kırdı? Gerçeği söyle.
- Camı kim kırdı? Doğruyu söyle.

誰が窓を割ったの。本当の事を言いなさい。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben bizim randevu ile ilgili her şeyi unutmuştum.

実を言うと、約束をすっかり忘れていたのです。

Son zamanlarda o öğrenci sınıf disiplinini bozuyor. Doğruyu söylemek gerekirse bu benim canımı sıkmaya başladı.

その子最近授業中遊び倒しているので、正直今後が心配。