Translation of "Evinin" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Evinin" in a sentence and their japanese translations:

Evinin yandığını buldu.

彼の家が火事であるのを見つけた。

Evinin geçimini sağlar.

彼が生活費を稼いでいる。

Sürgün, evinin hasretini çekiyordu.

その亡命者は故国への思いに胸を焦がした。

O, evinin içini yeniletti.

彼は家の内装を変えた。

Evinin yanında göl vardı.

湖が彼の家のそばにあった。

Kaza evinin yakınında oldu.

その事故は彼の家の近くで起こった。

Onun evinin önünde buluşacağız.

私たちは彼の家の前で会うことになっている。

Dün evinin yanından geçtim.

私は昨日彼女の家のそばを通った。

Her insan kendi evinin efendisidir.

人はだれでも、自分の家の中では主人である。

Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.

その事故は彼の家の近くで起こった。

Uçak Kate'in evinin üzerinden uçtu.

飛行機がケイトの家の上を飛んでいった。

Ahır çiftlik evinin tam arkasında.

農家のちょうど後ろに馬小屋がある。

- Evin boyanılmalı.
- Evinin boyanması gerek.

あなたの家はペンキ塗りが必要だ。

Tom'un evinin bir kulesi var.

トムの家には塔がある。

Artık evinin konforunda IV antibiyotiğini alabilir:

彼は抗生物質の点滴を 快適な自宅で受けられます

Tam, atmacanın şehirdeki evinin orta yerinde.

‎街に住むタカも ‎それを知っている

Onlar dün onun evinin yanından geçtiler.

彼らは昨日彼女の家のそばを通りかかった。

Evinin yandığını gördüğü zaman, şuurunu kaybetti.

- 彼は自分の家が焼け落ちるのを見て正気を失った。
- 彼は自分の家が焼けるのを見て理性を失った。

Evinin etrafında çıplak koşmanın nesi var?

自分の家を裸で練り歩いて何が悪い!

O, evinin önündeki yolun karını temizledi.

彼は家の前の道から雪を取り除いた。

O kaza onun evinin yakınlarında oldu.

その事故は彼の家の近くで起こった。

Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor.

トムはメアリーに自分の家の写真をいくつか見せた。

Tom Mary'ye evinin birkaç resmini gösterdi.

トムはメアリーに自分の家の写真をいくつか見せた。

Evinin arkasında büyük bir bahçe var.

彼の家の裏手には広い庭がある。

Evinin çok rahat bir atmosferi var.

あなたの家はとても居心地のよい雰囲気ですね。

Evinin ikinci katında kaç oda vardır?

あなたの家2階にいくつ部屋があるの?

Tom'un evinin nerede olduğunu biliyor musun?

トムのお家ってどこか知ってる?

O, evinin sarsıldığını hisseder etmez bahçeye koştu.

家が揺れるのを感じたとたんに、彼は庭に飛び出した。

Tom arabayı Mary'nin evinin karşısına park etti.

トムがメアリーんちの向かいに車を止めたよ。

O, evinin etrafında bir çit inşa etti.

彼は家の周りに塀をめぐらした。

Tom'un evinin üç tane yatak odası var.

- トムの家にはベッドルームが3つあります。
- トムんちには、ベッドルームが3つもあるんだよ。
- トムの家には3つ寝室があります。

Onun evinin önünde bir ileri bir geri yürüdü.

彼は彼女の家の前を行ったり来たりしていた。

Onun evinin yanında oturuyorum fakat onu nadir görüyorum.

- 近くに住んでいるが、めったに彼女に会わない。
- 彼女の家の近くに住んでいるが、ほとんど会うことはない。

Senin evinin ve benimkinin arasında orta noktada buluşalım.

君の家と私の家の中間で落ち合うことにしよう。

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.

トムは家の近くのジムでトレーニングしている。

Bay Hill'in evinin önünde yatan büyük bir köpek gördüm.

大きな犬がヒルさんの家の前で寝そべっているのが見えた。

- Fred'in evinde beş oda bulunmaktadır.
- Fred'in evinin beş odası var.

フレッドの家には部屋が5つあります。

Onun bir tepenin üzerinde yer alan evinin güzel bir manzarası var.

- 丘の上に立っているので彼の家は見晴らしがよい。
- 丘の上に建っているので彼の家は見晴らしがよい。

- Tom'un evinde güvenli bir yer var.
- Tom'un evinin bir yerinde kasa var.

トムの家のどこかに金庫がある。

Geçenlerde bir arkadaşımın evinin yanında durduğumda, ön kapıdan çıkan arkadaşım değil fakat kocasıydı.

先日友達のところに立ち寄ったとき、玄関からは友達でなく、その旦那が顔を出した。