Translation of "Diyet" in Japanese

O diyet yapıyor.

彼女はダイエット中だ。

O, diyet yapıyor.

- 彼女はダイエットをしている。
- 彼女はダイエット中だ。

Neden bir diyet yapmıyorsun?

ダイエットしたらどうだ。

Bu diyet vitamin dolu.

この食事にはビタミンがたくさんはいっている。

- Sanırım diyet yapsan iyi olur.
- Bence bir diyet yapsan iyi olur.

- 君は食事を減らした方がいいと思う。
- 君はダイエットをした方がいいと思う。

Ama diyet kanseri iyileştirmeseydi bile

ただ 食事でガンが治らないとしても

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.

- 彼女は体重が増えるといけないからダイエットをしている。
- 彼女は体重の増加が怖くてダイエット中です。

Tom hâlâ diyet yapıyor mu?

トムはまだダイエット中なの？

Diyet şu: Üç kap yeşil yaprak,

その食事法はこんな具合です ３カップの青菜類

Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.

食事療法にきちんと従うように。

Doktor diyet yapmam için talimat verdi.

医者は私にダイエットをするように指示した。

Diyet yapmasına rağmen hala kilo veremedi.

彼はダイエットしたけれども、まだ体重を減らすことが出来なかった。

Milli diyet tartışmasının yayınını dinledin mi?

国会討論の放送を聞きましたか。

Bu diyet hakkında ilginç olan şey ise,

この食習慣の興味深い点は

Doğal bir diyet, insan sindirimi için uygundur.

自然食は人間の消化に合っている。

Doktor bana diyet yapmam gerektiğini tavsiye etti.

医者は私にダイエットするように勧めた。

Bütün şişman insanların diyet yapması gerektiğini düşünüyorum.

太っている人はみんなダイエットすべきだと思う。

Kilo vermem lazım, bu yüzden diyet yapacağım.

やせなくてはならないのでダイエットをするつもりです。

Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor.

ここだけの話だけれど、あの太った見苦しい魔女は減量中なのだ。

Tom düşük-yağlı, yüksek-proteinli diyet yapıyor.

トムは、低脂肪・高タンパク質ダイエットをしています。

O diyet yapmasına rağmen, hâlâ çok şişman kaldı.

彼は減食したが、それでもまだ相変わらずとても太っていた。

Bu bakımdan diyet, östrojen almak için iyi bir yol

食生活はエストロゲン増加法の１つです

O bir diyet yapmaya çalıştı ve beş kilo kaybetti.

彼女はダイエットで５キロやせようとした。

Diyet üyesi siyasi katkı üzerine bir tasarı getirdi, ama o geçmedi.

その議員は政治資金に関する法案を提出したが通らなかった。

Ne, yine ekmek mi yiyorsun? Her zamanki gibi hâlâ aynı heyecan verici diyet yaşantısını sürdürüyorsun.

何あんた、またパン？相変わらず変わり映えのしない食生活送ってんのね。

Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

日歯連闇献金事件とは日本歯科医師連盟が自由民主党所属の国会議員に闇献金した事件。