Translation of "Açlıktan" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Açlıktan" in a sentence and their japanese translations:

- Açlıktan ölüyorum!
- Ben açlıktan ölüyorum.

- おなか空いた!
- おなかがすいて死にそうだ。
- ものすごくお腹がすいている。
- 超腹減った。
- お腹すいて死にそう。

Açlıktan ölüyorum.

- お腹がぺこぺこです。
- おなかがすいて死にそうだ。
- ものすごくお腹がすいている。
- 超腹減った。
- めっちゃお腹すいた。

Açlıktan kırılıyorum.

- 全くはらぺこである。
- ものすごくお腹がすいている。
- 超腹減った。

- Çalmaktansa açlıktan ölürüm.
- Hırsızlık yapacağıma açlıktan ölürüm.
- Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.

私は盗みをするくらいなら餓死したほうがよい。

Midem açlıktan yapıştı.

空腹でおなかがぺしゃんこだ。

Sığır açlıktan ölüyordu.

家畜が餓死した。

Hayvan açlıktan öldü.

その動物は餓死した。

Ben açlıktan ölüyorum.

- おなかがすいて死にそうだ。
- ものすごくお腹がすいている。
- 超腹減った。
- お腹すいて死にそう。

Adam açlıktan ölüyor.

その男は飢えている。

Açlıktan ölmek üzereyim!

お腹すいて死にそう。

- Kıtlıktan dolayı sığır açlıktan öldü.
- Sığır açlıktan dolayı öldü.
- Kıtlıktan dolayı sığırlar açlıktan öldü.

- 食糧不足のため、家畜が餓死した。
- 飢饉のために、家畜が餓死した。

Binlerce insan açlıktan öldü.

何千という人が飢えで死んだ。

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

その老人は餓死した。

Çalmaktansa açlıktan ölmeyi yeğlerim.

- 盗みをするよりも飢え死にした方がましだ。
- 盗みをするくらいなら飢え死にした方がましだ。

Ben artık açlıktan ölmüyorum.

私はもはや飢えていません。

İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.

労働者の多くは飢えで死んだ。

Açlıktan ölse bile yardım istemezdi.

たとえ飢えかかっていても、彼は助けを求めたがらなかった。

Dünyada birçok insan açlıktan ölüyor.

世界では多くの人が飢えている。

Zavallı kedi açlıktan ölmenin eşiğindeydi.

かわいそうにその猫は餓死寸前だった。

Afrika'da çoğu çocuk açlıktan ölüyor.

アフリカでは飢えで死ぬ子供が多い。

Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.

飢えるより盗みをした方がましだ。

Shinji'nin açlıktan öleceği gün gibi açıktı.

新二が餓死してしまうのは火を見るより明らかでした。

Ülkede çok sayıda insan açlıktan ölüyor.

その国では実に多くの人が飢えで死んでいる。

Çalmaya başlamaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederdim.

盗みをするよりも飢え死にした方がましだ。

Her yıl milyonlarca insan açlıktan ölüyor.

毎年何百万という人が飢えで死んでいる。

TV'de açlıktan ölen birçok insan gördüm.

私は大勢の人が餓死して行くのをテレビで見た。

Açlıktan ve yorgunluktan dolayı köpek sonunda öldü.

空腹やら疲労やらで、その犬はとうとう死んだ。

Birçok insan o savaş sırasında açlıktan öldü.

その戦争中に多くの人が餓死した。

Anneler çocuklarını doyurmak için kendileri açlıktan öldü.

母親達は子供に食物を与えて餓死した。

Onun emrinde çalışmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.

彼の下で働くぐらいなら私はむしろ餓死する。

Kalbim açlıktan ölen o çocuklar için sızlıyor.

あの飢えた子供たちを思う心が痛む。

Biz sakin duramayız ve insanların açlıktan ölmesini izleyemeyiz.

我々は人が飢えるのを黙って見ていられない。

Böyle bir şey yapacağıma açlıktan ölsem daha iyi.

そんなことをするくらいなら飢え死にしたほうがましだ。

Kuraklıkta, pek çok insan ve hayvan açlıktan öldü.

その干ばつで多くの人と動物が餓死した。

O açlıktan öldüğü için bir parça tost yedi.

彼はひどく空腹だったのでトーストを1枚飲み込んだ。

O açlıktan öldüğü için suç işlemek zorunda kaldı.

飢えのために彼はやむなく罪を犯した。

Bir deri bir kemik açlıktan ölmüş bir kediydi.

骨と皮ばかりにやせこけたねこでした。

Afrika'da açlıktan muzdarip olanların acil yardıma ihtiyaçları var.

アフリカで飢えに苦しんでいる人々に、早急な援助が必要である。

Dünyada her yıl kaç kişinin açlıktan öldüğünü biliyor musun?

毎年、世界でどれほどの人が餓死しているか知っていますか。

- Dünyada bazı insanlar açlıktan muzdariptir.
- Dünyada bazı insanlar açlık çeker.

世界には飢えに苦しむ人々も居る。