Translation of "Taşıyor" in Italian

Ve gitgide taşıyor.

e continuasse a crescere.

Tom ne taşıyor?

- Cosa sta trasportando Tom?
- Che cosa sta trasportando Tom?

- İşçi, bir kürekle kum taşıyor.
- İşçi, kürekle kum taşıyor.

L'operaio sta trasportando della sabbia con una pala.

Şehrin ışıkları denize taşıyor...

Le luci della città si riflettono sul mare...

Tom bir şemsiye taşıyor.

Tom sta portando con sé un ombrello.

Bu matara... Ağırlığımı taşıyor gibi.

La borraccia sembra reggere il mio peso.

Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.

La nave trasporta materie prime dall'Indonesia.

Tom bir evrak çantası taşıyor.

Tom sta trasportando una valigetta.

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor.

Questo albero porta dei brutti frutti.

Mary çantasında biber gazı taşıyor.

- Mary ha dello spray al pepe nella borsetta.
- Mary ha dello spray al pepe nella sua borsetta.

Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.

che incanalano ghiaccio e acqua dalla Groenlandia verso l'oceano.

Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.

Porta quell'animale a un altro livello.

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

- Sta portando uno zaino sulla schiena.
- Lei sta portando uno zaino sulla schiena.

Beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.

ha un ruolo chiave nella produzione di energia nel cervello.

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

patologie cardiache, infarto e cancro,