Translation of "Dünyada" in Italian

0.009 sec.

Examples of using "Dünyada" in a sentence and their italian translations:

Dünyada tek.

- È l'unico al mondo.
- È l'unica al mondo.

Gelişmiş dünyada görürken

crescere in modo esponenziale nei paesi occidentali,

Bu dünyada ilk.

È il primo al mondo.

Dünyada barış istiyoruz.

- Vogliamo la pace nel mondo.
- Noi vogliamo la pace nel mondo.

Mucit tüm dünyada bilinir.

L'inventore è conosciuto in tutto il mondo.

Dünyada birçok kültür vardır.

Ci sono molte culture sulla Terra.

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?

In che mondo viviamo?

Dünyada bir bakımın yok.

Non hai nessuna preoccupazione.

Tom dünyada seyahat ediyor.

Tom sta viaggiando per il mondo.

İngilizce tüm dünyada öğrenilir.

L'inglese è studiato in tutto il mondo.

Esperanto tüm dünyada konuşuluyor.

- L'esperanto si parla in tutto il mondo.
- L'esperanto è parlato in tutto il mondo.

Dünyada birçok insan açtır.

Molte persone nel mondo hanno fame.

Tehlikeli bir dünyada yaşıyoruz.

- Viviamo in un mondo pericoloso.
- Noi viviamo in un mondo pericoloso.

Şimdiye kadar dünyada mikropları bulduğumuz

La maggiore profondità a cui abbiamo trovato dei microbi

Onun adı tüm Dünyada bilinir.

Il suo nome è conosciuto in tutto il mondo.

Dünyada sadece güzel insanlar yoktur.

- Non ci sono solo persone gentili nel mondo.
- Non ci sono soltanto persone gentili nel mondo.
- Non ci sono solamente persone gentili nel mondo.

Dünyada kaç tane kıta var?

Quanti sono i continenti del mondo?

Dünyada kaç tane okyanus var?

Quanti sono gli oceani nel mondo?

Nil Nehri dünyada en uzundur.

Il fiume Nilo è il più lungo del mondo.

Dünyada hiç kimse savaş istemez.

Nessuno al mondo vuole la guerra.

Dünyada birçok farklı halk vardır.

Ci sono molti popoli differenti nel mondo.

Dünyada çok ilginç insanlar var.

- Ci sono molte persone interessanti al mondo.
- C'è molta gente interessante al mondo.

Dünyada kaç tane ülke var.

Quanti paesi ci sono nel mondo?

Dünyada beş tane okyanus vardır.

Il mondo ha cinque oceani.

Dünyada her şey birbiriyle bağlantılıdır.

Tutto nel mondo è connesso a tutto il resto.

Amerika dünyada en zengin ülkedir.

L'America è il paese più ricco del mondo.

Dünyada herkes için yer vardır.

C'è un posto per tutti nel mondo.

Dünyada kaç tane işsiz var?

Quanti disoccupati ci sono nel mondo?

Dünyada birçok farklı ırk vardır.

- Ci sono molte razze differenti nel mondo.
- Ci sono molte corse differenti nel mondo.

Dünyada en güzel yer nerededir?

Dov'è il posto più bello del mondo?

Amerikan filmleri tüm dünyada popülerdir.

I film americani sono popolari in tutto il mondo.

Bugün dünyada çok öfke var.

C'è molta rabbia nel mondo oggi.

- Dünyada birçok dürüst olmayan insanlar vardır.
- Dünyada bir sürü sahtekâr insan vardır.

Ci sono molti disonesti al mondo.

Karakterlerimin gözünden o dünyada yaşamaya çalışmak

cerco di vivere in questi mondi con gli occhi dei miei personaggi

Geçen yıl dünyada 12 süregelen savaş,

L'anno scorso, il mondo contava 12 guerre in corso,

Ve dünyada sıfır nükleer savaş gibi.

e la Global Zero per le guerre nucleari.

Atlas güvesi, dünyada türünün en büyüğüdür.

L'atlante è la falena più grande al mondo.

Tüm dünyada çok fazla benzerlik paylaşıyoruz,

Abbiamo parecchie somiglianze, in tutto il mondo.

Dünyada 150 ulustan daha fazlası var.

Ci sono più di 150 nazioni nel mondo.

Dünyada yaklaşık 6 milyar insan var.

- Ci sono circa sei miliardi di persone nel mondo.
- Ci sono circa 6 miliardi di persone nel mondo.

Dünyada kaç tane bağımsız ülke vardır?

Quanti paesi indipendenti ci sono al mondo?

Dünyada kaç tane hayvan türü vardır?

Quante specie animali esistono al mondo?

Sen tüm dünyada en güzel kadınsın.

- Sei la donna più bella del mondo.
- Tu sei la donna più bella del mondo.
- È la donna più bella del mondo.
- Lei è la donna più bella del mondo.

Dünyada 4000'in üzerinde dil vardır.

- Al mondo ci sono più di 4000 lingue.
- Ci sono più di 4000 lingue nel mondo.

Bu dünyada herkes para tarafından yönetilir.

- In questo mondo tutti sono governati dai soldi.
- In questo mondo tutti sono governati dal denaro.

Tatoeba çevrimiçi dünyada en güzel yerdir.

Tatoeba è il posto più bello del mondo online.

Benim dünyada başka hiçbir şeyim yok.

- Non ho nient'altro al mondo.
- Io non ho nient'altro al mondo.

Dünyada 4000'den fazla dil var.

- Al mondo ci sono più di 4000 lingue.
- Ci sono più di 4000 lingue nel mondo.

Dünyada yedi binden fazla dil var.

Ci sono più di settemila lingue nel mondo.

Politik dünyada pek çok düşmanı var.

- Ha molti nemici nel mondo della politica.
- Lui ha molti nemici nel mondo della politica.

Şeytan, dünyada en çok cehaletten beslenir.

Il male sulla terra viene alimentato principalmente dall'ignoranza.

Dünyada 1,3 milyar insan elektrikten yoksundur.

1,3 miliardi di persone in tutto il mondo non hanno accesso all'elettricità.

Esperanto dünyada yüz yirmi ülkede konuşulmaktadır.

- L'esperanto viene parlato in centoventi paesi nel mondo.
- L'esperanto è parlato in centoventi paesi nel mondo.

Sahara dünyada en büyük toz kaynağı.

Il Sahara è la fonte più grande di polvere del mondo.

Biz çok karmaşık bir dünyada yaşıyoruz.

Viviamo in un mondo molto complicato.

Dünyada yedi bini aşkın dil vardır.

Ci sono oltre settemila lingue nel mondo.

Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.

L'unica cosa costante in questo mondo è il cambiamento.

- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows dünyada en çok kullanılan işletim sistemidir.

Windows è il sistema operativo più usato nel mondo.

Dünyada etrafımda olup bitenler içerisinde neyi kaçırıyorum?

Cos'altro mi sfugge nel mondo intorno a me?

öylesine hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz ki.

mentre il mondo del lavoro cambia velocemente

Bütün dünyada içerik teyit edenlere eğitimler veriyoruz.

E formiamo fact checker in tutto il mondo.

Dünyada yaklaşık olarak 6 milyar insan var.

- Ci sono circa sei miliardi di persone nel mondo.
- Ci sono circa 6 miliardi di persone nel mondo.

Gazeteler bize dünyada neler olup bittiğini bildirir.

Un giornale ci dice che cosa sta succedendo nel mondo.

Mahjong dünyada çok popüler olan oyunlardan biri.

Il mahjong è un gioco conosciuto in tutto il mondo.

Dünyada terk edilmiş hâlde birçok kedi var.

Ci sono molti gatti abbandonati al mondo.

Onun politik dünyada bir sürü düşmanı var.

- Ha molti nemici nel mondo della politica.
- Lei ha molti nemici nel mondo della politica.

- Hangi gezegende yaşıyorsun?
- Sen hangi dünyada yaşıyorsun?

- Su che pianeta vivi?
- Su che pianeta vive?
- Su che pianeta vivete?

İran dünyada on sekizinci en büyük ülkedir.

L'Iran è il diciottesimo paese più grande del mondo.

- Dünyada Baskça konuşan 800,000'i aşkın kişi vardır.
- Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.

Ci sono oltre 800,000 parlanti di basco nel mondo.

Biz sadece dünyada daha önce görülmüş yerleri paylaşmıyoruz

Non condividiamo solo pezzi del mondo che abbiamo visto

Antik dünyada da her türlü kölelik vardı elbette

E sì, nel mondo antico, la schiavitù era molto diffusa,

Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz

E il fatto che oggi viviamo in un mondo post-verità

Dünyada evde bakım her yıl yüzde 10 büyüyor.

Le cure domiciliari crescono del 10 per cento annuo

Dünyada her yıl 1.000'i aşkın gergedan katlediliyor.

Più di 1000 rinoceronti vengono uccisi ogni anno in tutto il mondo.

Biz Almanlar, dünyada Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayız.

Noi tedeschi temiamo Dio, ma nient'altro al mondo.

Cuzco, dünyada en çok ilgi çeken yerlerden birisi.

Cuzco è uno dei posti più interessanti del mondo.

- İngilizce Dünya çapında konuşulur.
- İngilizce tüm dünyada konuşulur.

L'inglese viene parlato in tutto il mondo.

Dünyada avro milyonerlerinden daha çok yuan milyonerleri var.

Nel mondo ci sono molti più milionari in yuan che milionari in euro.

Günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak

di trovare un modo, a fine giornata, per non sentirsi soli al mondo,

Tüm dünyada kadınlar daha önemli sorunlarla ilgilenmiyorlar mı?" dedi.

Le donne di tutto il mondo non stanno forse affrontando problemi più seri?".

Bu tablo dünyada yaşayan 7 milyar insanı temsil etsin.

Questi sono i sette miliardi di persone che vivono nel mondo.

Dünyada Everest dağı kadar yüksek başka bir dağ yoktur.

Nessun altra montagna al mondo è così alta come il Monte Everest.

- Tom hayalî bir dünyada yaşıyor.
- Tom hayal dünyasında yaşıyor.

- Tom vive in un mondo immaginario.
- Tom vive in un mondo tutto suo.

Şu an tüm dünyada sadece yaklaşık 350 çocukta var.

Oggi colpisce soltanto 350 bambini nel mondo.

Adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir dünyada, gerçekler acı çekerek ödenir.

In un mondo dove regna l'ingiustizia, sì paga la verità con la sofferenza.

Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.

Vogliamo vivere in un mondo dove nulla è sprecato.

Ancak dünyada her ay 10 milyon yeni iş ortaya çıkmıyor.

Il nostro mondo non sta creando 10 milioni di posti di lavoro al mese.

Endonezya dünyada yalnızca adalar üzerinde kurulu olan en büyük ülkedir.

- L'Indonesia è il paese situato solo su delle isole più grande del mondo.
- L'Indonesia è il paese situato soltanto su delle isole più grande del mondo.
- L'Indonesia è il paese situato solamente su delle isole più grande del mondo.

Dünyada kişisel çıkarlarını milli çıkarlardan önde tutan politikacılardan nefret ediyorum.

Odio i politici del mondo che mettono gli interessi personali davanti a quelli del loro Paese.

Ben Paris'in dünyada nasıl en çok ziyaret edilen şehir olduğunu bilmiyorum.

Non capisco come Parigi sia la città più visitata al mondo.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

e il piccolo maschio vince la compagna. In un mondo rumoroso, a volte il silenzio paga.

Onları ne kadar istersek isteyelim, bu dünyada asla gerçekleşmeyecek bazı şeyler vardır.

Ci sono certe cose a questo mondo che, non importa quanto tu le desideri, non si avvereranno mai.

Hiçbir şey yapmamak dünyada en zor şeydir, en zor ve en entelektüel.

Il non fare nulla è la cosa più difficile del mondo, la più difficile e la più intellettuale.

Dünyada tek bir kötü kadın vardır ama herkes ona sahip olduğunu düşünür.

C'è solo una donna malvagia nel mondo, ma ognuno crede di averla.

Horatio, Cennette ve Dünyada sizin felsefenizde hayal edilenden çok daha fazla şeyler vardır.

Ci sono più cose in cielo e in terra, Orazio, di quante ne sogni la tua filosofia.

Ben kimim? Nereden geliyorum? Ölümden sonra hayat var mı? Dünyada yaşamın anlamı nedir?

- Chi sono? Da dove vengo? C’è vita dopo la morte? Che senso ha la vita sulla terra?
- Chi sono io? Da dove vengo? C'è vita dopo la morte? Qual è il significato della vita sulla terra?

- Lincoln'un hayatı bütün dünyada çocuklar tarafından okunur.
- Lincoln'ün biyografisi tüm dünyadan çocuklar tarafından okunur.

- La vita di Lincoln è letta dai bambini di tutto il mondo.
- La vita di Lincoln viene letta dai bambini di tutto il mondo.

Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.

L'Organizzazione Mondiale della Sanità dice che l'abuso di alcol è la terza causa di morte e disabilità nel mondo.