Translation of "Düşünce" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "Düşünce" in a sentence and their italian translations:

Düşünce özgürdür.

Il pensiero è libero.

- Düşünce beni ürpertir.
- Düşünce beni ürpertiyor.

Il pensiero mi fa rabbrividire.

Ne düşünce ama!

Che pensiero!

Aksi takdirde düşünce özgürlüğümüz,

Altrimenti, la nostra libertà di pensiero,

Bu düşünce çok cazip.

- L'idea è molto interessante.
- L'idea è molto attraente.

Bu korkunç bir düşünce.

Questa è un'idea terribile.

Ne güzel bir düşünce!

Che bel pensiero!

Bu harika bir düşünce.

Questa è un'idea fantastica.

O güzel bir düşünce.

È un bel pensiero.

Tom düşünce eli kesildi.

Tom si è tagliato la mano quando è caduto.

Ne büyük bir düşünce!

- Che ottimo pensiero!
- Che gran pensiero!
- Che grande pensiero!

Bu rahatsız edici bir düşünce.

Un pensiero inquietante.

Bu iyi bir düşünce değil.

Questa non è una buona idea.

Bu onlara bir düşünce verdi.

- Ha dato loro un'idea.
- Diede loro un'idea.

Bu ona bir düşünce verdi.

- Le ha dato un'idea.
- Le diede un'idea.

Düşünce olmadan dil var olamaz.

La lingua non può esistere senza il pensiero.

Yeni bir düşünce üzerinde çalışıyorum.

- Sto lavorando su una nuova idea.
- Io sto lavorando su una nuova idea.

Çağımızın sorunları yeni düşünce gerektirir.

I problemi della nostra epoca richiedono un nuovo pensiero.

- Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
- Düşünce özgürlüğü anayasal güvenceye alınmıştır.

La libertà di pensiero è garantita dalla costituzione.

Beceri ya da düşünce olarak kullanıyorum.

di credere in se stessi, di svolgere qualsiasi compito,

Bu iyi bir düşünce gibi geliyor.

Questa sembra una buona idea.

Çok garip bir düşünce tarzın var.

- Hai un modo molto strano di pensare.
- Ha un modo molto strano di pensare.
- Avete un modo molto strano di pensare.

Bu bana iyi gelen bir düşünce yapısıydı,

Una mentalità che mi è servita

- İyi bir fikir.
- Bu iyi bir düşünce.

È una buona idea.

Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.

- Francamente, il tuo modo di pensare è antiquato.
- Parlando francamente, il tuo modo di pensare è obsoleto.

Senin görüşün, iyi bir düşünce gibi geliyor.

La tua opinione sembra essere una buona idea.

Bisikletimden düşünce kot pantolonumda bir delik açtım.

- Mi sono fatto un buco nei jeans quando sono caduto dalla bici.
- Mi sono fatta un buco nei jeans quando sono caduta dalla bici.

Şimdi unutmayın, kariyerim kişisel düşünce ve duygulara değil,

Ora ricordate, la mia carriera si basa sulla politica economica,

- Bu mükemmel bir düşünce!
- O mükemmel bir fikir.

- È un'idea eccellente.
- Quella è un'idea eccellente.

- Bu aptalca bir fikir.
- O aptalca bir düşünce.

È un'idea stupida.

İşlerin nasıl yoluna koyulacağına dair düşünce ve fikir üretmiyorsun.

Non state creando idee e pensieri su come farlo andare bene.

Bu düşünce, gençlerin arasında başka bir Dr. King olması.

l'idea che c'è un altro Dottor King tra i giovani, Dottoressa King.

- Bu fikir tartışılabilir.
- Bu görüş ihtilaflıdır.
- Bu düşünce tartışmalıdır.

Questa idea è controversa.

Pek bir anlam veremedim, Düşünce kervanımı çok kolay kaybettim.

Non capivo niente, perdevo il filo del discorso molto facilmente.

Akşam yemeğinden sonra şogi oynamak bizim için iyi bir düşünce.

È una buona idea per noi giocare a shogi dopo cena.

Bir teori ve bir düşünce arasında büyük bir farklılık vardır.

Tra una teoria e un’idea c’è una grande differenza.