Translation of "Yeteneğine" in German

Yeteneğine hayranım.

Ich bewundere dein Talent.

Onun yeteneğine hayranım.

Ich bewundere sein Talent.

Sizlerin yeteneğine hayranım.

Ich bewundere euer Talent.

Ben onun yeteneğine hayranım.

Ich bewundere sein Talent.

Ben senin yeteneğine hayranım.

- Ich bewundere dein Talent.
- Ich bewundere euer Talent.
- Ich bewundere Ihr Talent.

Tom kendi yeteneğine güveniyor.

Tom hat Vertrauen in seine eigenen Fähigkeiten.

Onun yeteneğine çok inancım yok.

Ich habe nicht viel Vertrauen in seine Fähigkeiten.

Hava yoluyla seyahat edebilme yeteneğine.

Seine Fähigkeit, durch die Luft zu reisen.

Tom'un kesinlikle yeteneğine güveni var.

Es besteht kein Zweifel, dass Tom Vertrauen in sein Talent hat.

Ve iklimimizi kontrol etme yeteneğine saygı.

und dafür, dass er unser Klima retten kann.

Ve herkes katkıda bulunma yeteneğine sahiptir.

Und jeder hat die Voraussetzungen, etwas beizutragen.

Yeryüzündeki tüm yaşamın temeli olma yeteneğine saygı,

Respekt für sein Potenzial als Lebensgrundlage auf der Erde,

Karbon bankası olarak hizmet sunma yeteneğine saygı

für seine Funktion als Kohlenstoffspeicher

İçgüdüsel olarak ne yaptığını bilme yeteneğine güveniyorum.

Ich vertraue auf deine Fähigkeit, die Situation intuitiv zu verstehen.

Patronum kitapları çok hızlı okuma yeteneğine sahiptir.

Mein Chef hat die Fähigkeit, Bücher sehr schnell lesen zu können.

İnsanların değişim yeteneğine sahip olduğuna inanıyor musunuz?

Glaubst du, dass Menschen in der Lage sind, sich zu ändern?

- O, kehanet yeteneğine sahiptir.
- Onun peygamberlik yeteneği var.

Sie ist prophetisch begabt.

Kısa, yazılı emirlere dönüştürme yeteneğine sahipti . Napolyon ve Berthier

Napoleon und Berthier bauten eine hochwirksame Arbeitsbeziehung auf

- Herkes kendi kabiliyetine göre çalıştı.
- Herkes kendi yeteneğine göre çalıştı.

Jeder arbeitete nach seinem Vermögen.

- Bu İrlandalı her şeyi yapabilir.
- Bu İrlandalı her şeyi yapma yeteneğine sahip.

Dieser Ire ist zu allem fähig.

Onun o kadar acımasız bir şey yapma yeteneğine sahip olduğunu hiç düşünmemiştim.

Ich hätte nie gedacht, dass er so etwas Grausames tun könnte.

Bir bebek konuşma yeteneğine sahip değildir, bu yüzden istediğini alana kadar sadece bağırır.

Ein Säugling kann nicht sprechen, also schreit er so lange, bis er das bekommt, was er will.

Bilgisayarlar neredeyse her zaman aynı fiyata sahiptir. Belki fiyatlar müşterinin satın alma yeteneğine göre belirlenir.

Computer haben fast immer denselben Preis. Vielleicht bestimmt man den Preis gemäß der Kaufkraft der Kunden.