Translation of "Yaşadığını" in German

0.014 sec.

Examples of using "Yaşadığını" in a sentence and their german translations:

- Onun nerede yaşadığını biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.

Ich weiß, wo er wohnt.

Nerede yaşadığını biliyorum.

Ich weiß, wo Sie wohnen.

Burada yaşadığını biliyorum.

- Ich weiß, du wohnst hier.
- Ich weiß, dass du hier wohnst.

Tom'la yaşadığını düşündüm.

- Ich dachte, du lebtest mit Tom zusammen.
- Ich dachte, Sie lebten mit Tom zusammen.
- Ich dachte, ihr lebtet mit Tom zusammen.

Neler yaşadığını anlıyorum.

Ich weiß, was du durchmachst.

- Onun nerede yaşadığını biliyor musun?
- Nerede yaşadığını biliyor musun?
- Nerede yaşadığını biliyor musunuz?
- Onun nerede yaşadığını biliyor musunuz?

- Weißt du, wo sie wohnt?
- Wissen Sie, wo sie wohnt?

- Onun nerede yaşadığını biliyor musun?
- Nerede yaşadığını biliyor musun?

Weißt du, wo er wohnt?

Ona nerede yaşadığını sordu.

Er fragte sie, wo sie lebte.

Onun nerede yaşadığını biliyorum.

- Ich weiß, wo sie wohnt.
- Ich weiß, wo sie lebt.

Tom'un nerede yaşadığını öğrendim.

Ich weiß jetzt, wo Tom wohnt.

Onun nerede yaşadığını bilmiyorum.

Ich weiß nicht wo sie lebt.

Nerede yaşadığını kimse bilmiyor.

Niemand weiß, wo er wohnt.

Tom'un nerede yaşadığını bilmiyorum.

- Ich weiß nicht, wo Tom lebt.
- Ich weiß nicht, wo Tom wohnt.

Senin nerede yaşadığını hatırlamıyorum.

Ich erinnere mich nicht, wo du wohnst.

Mary'nin nerede yaşadığını bilmiyorum.

Ich weiß nicht, wo Maria wohnt.

Tom'un Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Ich wusste gar nicht, dass Tom in Boston lebt.

Tom'un Boston'da yaşadığını düşündüm.

Ich dachte, Tom würde in Boston leben.

Tom'un nerede yaşadığını biliyorum.

- Ich weiß, wo Tom lebt.
- Ich weiß, wo Tom wohnt.

Annenin seninle yaşadığını bilmiyordum.

Ich wusste gar nicht, dass deine Mutter bei dir wohnt.

Hâlâ Boston'da yaşadığını sanıyordum.

Ich nehme an, du lebst noch immer in Boston.

Amcanın Eger'de yaşadığını bilmiyordum.

Ich wusste nicht, dass dein Onkel in Eger wohnt.

Tom nerede yaşadığını biliyor.

Tom weiß, wo du wohnst.

Bana nerede yaşadığını söyle.

Sag mir, wo du wohnst.

Nerede yaşadığını Tom'a söyleme.

- Sag Tom nicht, wo du wohnst!
- Sagt Tom nicht, wo ihr wohnt!
- Sagen Sie Tom nicht, wo Sie wohnen!
- Sag Tom nicht, wo ihr wohnt!

Tom'un burada yaşadığını sanmıyorum.

Ich denke nicht, dass Tom hier wohnt.

Tom'un Boston'da yaşadığını duydum.

Ich hörte, Tom habe früher in Boston gewohnt.

Ailenle birlikte yaşadığını düşündüm.

Ich dachte, du wohnst bei deiner Familie.

Tom’un nerede yaşadığını biliyorum.

Ich weiß, wo Tom gewohnt hat.

Onun şehirde yaşadığını biliyoruz.

Wir wissen, dass sie in der Stadt wohnt.

Kızın nerede yaşadığını biliyor musun?

Wissen Sie, wo das Mädchen wohnt?

Bana onun nerede yaşadığını söyle.

Sag mir, wo sie wohnt.

Onun nerede yaşadığını merak ediyorum.

Ich frage mich, wo sie wohnt.

Bu evde kimin yaşadığını biliyorum.

Ich weiß, wer in diesem Haus wohnt.

Tom'un Boston'da yaşadığını nasıl öğrendin?

- Wie hast du erfahren, dass Tom in Boston lebt?
- Wie haben Sie erfahren, dass Tom in Boston wohnt?

Nerede yaşadığını bana tekrar söyle.

Sag noch mal, wo du wohnst!

Tom'un nerede yaşadığını bile bilmiyorum.

Ich weiß nicht einmal, wo Tom wohnt.

Eskiden Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

Du sagtest doch, du habest früher in Boston gelebt.

Tom'un nerede yaşadığını sana söyleyemem.

- Ich kann dir nicht sagen, wo Tom wohnt.
- Ich kann Ihnen nicht sagen, wo Tom wohnt.

Tom'un nasıl yaşadığını görmek istiyorum.

Ich will sehen, wie Tom wohnt.

Tom'un eskiden nerede yaşadığını bilmiyorum.

Ich weiß nicht, wo Tom früher gewohnt hat.

Tom senin Boston'da yaşadığını söyledi.

- Tom sagte, du wohnest in Boston.
- Tom sagte, ihr wohnet in Boston.
- Tom sagte, Sie wohnen in Boston.

Tom'un nerede yaşadığını biliyor musun?

Weißt du zufällig, wo Tom wohnt?

Senin nerede yaşadığını bilmek istiyorum.

Ich möchte wissen, wo du wohnst.

Burada kimin yaşadığını bilmek istiyorum.

Ich möchte wissen, wer früher hier gewohnt hat.

Tom'un nerede yaşadığını öğrenmeye çalışacağım.

Ich werde versuchen herauszufinden, wo Tom wohnt.

Tom'un Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

Ich dachte, du hast gesagt, dass Tom früher einmal in Boston gelebt hat.

Tom, Mary'nin nerede yaşadığını gördü.

Tom hat gesehen, wo Mary wohnt.

Ben senin Boston'da yaşadığını sanıyordum.

Ich dachte, du wohnst in Boston.

Tom'un nerede yaşadığını kimse bilmiyordu.

Niemand wusste, wo Tom wohnte.

Onların hangi otelde yaşadığını öğren.

Finde heraus, in was für einem Hotel sie wohnen!

Tom, Mary'nin nerede yaşadığını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wo Maria wohnte.

Tom'un nerede yaşadığını bilmek istiyorum.

Ich möchte wissen, wo Tom lebt.

Tom Mary'nin nerede yaşadığını biliyordu.

- Tom wusste, wo Marie lebte.
- Tom wusste, wo Maria wohnte.

Bana Tom'un nerede yaşadığını söyle.

Sag mir, wo Tom wohnt.

Tom bana Boston'da yaşadığını söyledi.

Tom sagte mir, er habe einst in Boston gewohnt.

Ben amcanın Nyíregyháza'da yaşadığını sanıyordum.

Ich dachte, dass dein Onkel in Nyíregyháza wohnt.

Onun nerede yaşadığını biliyor musun?

- Weißt du, wo er lebt?
- Weißt du, wo er wohnt?
- Wisst ihr, wo er wohnt?
- Wissen Sie, wo er wohnt?

Tom Mary'nin nerede yaşadığını biliyor.

Tom weiß, wo Maria lebt.

Tom Mary'nin nerede yaşadığını bilmiyor.

Tom weiß nicht, wo Mary wohnt.

Tom'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?

Weißt du, wo Tom wohnt?

Senin ailenin nerede yaşadığını biliyoruz.

- Wir wissen, wo deine Familie lebt.
- Wir wissen, wo deine Familie wohnt.

Tom nerede yaşadığını biliyor mu?

Weiß Tom, wo du wohnst?

Mary'nin nerede yaşadığını Tom'a sor.

Frag Tom, wo Maria lebt.

Onun nerede yaşadığını hiç kimse bilmiyor.

Niemand weiß, wo er wohnt.

O, bana onun nerede yaşadığını sordu.

Er fragte mich, wo sie wohne.

Tom, Mary'nin para sorunları yaşadığını düşündü.

Tom dachte, Maria hätte Geldprobleme.

- Nerede yaşadığınızı biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.

Ich weiß, wo du wohnst.

Birinin hala bu evde yaşadığını düşünmedim.

Ich hätte nicht gedacht, dass noch einer in dem Haus wohnt.

- Nerede yaşadığını biliyoruz.
- Nerede yaşadığınızı biliyoruz.

- Wir wissen, wo du lebst.
- Wir wissen, wo du wohnst.
- Wir wissen, wo Sie wohnen.

O evde kimin yaşadığını biliyor musun?

- Weißt du, wer in dem Haus wohnt?
- Weißt du, wer in jenem Hause wohnt?

Tom Mary'nin nerede yaşadığını bilmediğini söyledi.

Tom sagte, er wisse nicht, wo Maria wohne.

Önce, onların nerede yaşadığını öğrenmek zorundayız.

- Zunächst einmal müssen wir in Erfahrung bringen, wo sie wohnen.
- Erst müssen wir auskundschaften, wo sie wohnen.

Bana nerede yaşadığını söyleyen kişi Tom.

Tom ist derjenige, der mir gesagt hat, wo du wohnst.

Tom'un şu anda nerede yaşadığını bilmiyorum.

Ich weiß nicht, wo Tom derzeit wohnt.

Tom'un nerede yaşadığını tam olarak hatırlayamıyorum.

Ich kann mich nicht genau erinnern, wo Tom wohnt.

Tom bana Mary'nin nerede yaşadığını söyledi.

Tom hat mir gesagt, wo Maria wohnt.

Bana Tom'un nerede yaşadığını söyleyebilir misin?

- Kannst du mir sagen, wo Tom wohnt?
- Können Sie mir sagen, wo Tom wohnt?
- Könnt ihr mir sagen, wo Tom wohnt?

Tom nerede yaşadığını bana hiç söylemedi.

Tom hat mir nie gesagt, wo er wohnt.

Mary'nin sorun yaşadığını Tom'a söyledin mi?

Hast du Tom gesagt, dass Maria Schwierigkeiten hatte?

Tom Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini söyledi.

Tom sagte, er wusste, wo Maria wohnte.

Tom bilgisayarı ile sorun yaşadığını söylüyor.

Tom sagt, dass ihm sein Rechner Schwierigkeiten mache.

Tom Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini düşünüyor.

Tom glaubt zu wissen, wo Maria wohnt.