Translation of "Vardığımda" in German

0.005 sec.

Examples of using "Vardığımda" in a sentence and their german translations:

İstasyona vardığımda, seni ararım.

Wenn ich am Bahnhof ankomme, rufe ich dich an.

Eve vardığımda seni arayacağım.

Ich rufe dich an, wenn ich nach Hause komme.

Eve vardığımda, çok açtım.

Als ich nach Hause kam, hatte ich großen Hunger.

Otele vardığımda hava kararmıştı.

- Es war dunkel, als ich das Hotel erreichte.
- Es war schon dunkel, als ich das Hotel erreichte.

Eve vardığımda çocuklar gitmişti.

Die Kinder waren verschwunden, als ich nach Hause kam.

İstasyona vardığımda seni arayacağım.

Ich rufe dich an, wenn ich am Bahnhof ankomme.

Ben vardığımda, yağmur yağıyordu.

Als ich ankam, regnete es.

Oraya vardığımda oldukça karanlıktı.

Es war recht dunkel, als ich dort ankam.

Boston'a vardığımda seni arayacağım.

Ich rufe dich an, wenn ich in Boston ankomme.

Oraya vardığımda sana yazacağım.

Wenn ich da bin, schreibe ich dir.

Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.

Als ich ankam, verschwanden sie schnell aus dem Haus.

Ben vardığımda, o çoktan gitmişti.

Als ich kam, war er bereits gegangen.

Ben vardığımda Tom zaten sarhoştu.

Als ich ankam, war Tom bereits betrunken.

Ben vardığımda konser neredeyse bitmişti.

Das Konzert war fast vorbei, als ich ankam.

Ben vardığımda o zaten gitmişti.

Sie war bereits gegangen, als ich ankam.

Havaalanına vardığımda uçağın ayrıldığını gördüm.

Als ich am Flughafen ankam, sah ich das Flugzeug abheben.

Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.

Die Party war fast vorbei, als ich ankam.

Eve vardığımda çok aç değildim.

Ich war nicht hungrig, als ich nach Hause kam.

İstasyona vardığımda arkadaşlarım beni bekliyordu.

Als ich am Bahnhof angekommen bin, haben meine Freunde auf mich gewartet.

Ben durağa vardığımda otobüs zaten gitmişti.

Der Bus war schon weggefahren, als ich die Haltestelle erreichte.

Eve vardığımda, cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.

Als ich nach Hause kam, stellte ich fest, dass ich meine Geldbörse verloren hatte.

Ben eve vardığımda hava oldukça kararmıştı.

Es war recht dunkel, als ich nach Hause kam.

Ben oraya vardığımda Tom zaten sınıftaydı.

Tom war bereits im Klassenzimmer, als ich hinkam.

Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.

Als ich nach Hause kam, bemerkte ich, dass ich mein Portemonnaie verloren hatte.

Onun evine vardığımda o zaten götürülmüştü.

Als ich zu seinem Haus kam, war er bereits abgeholt worden.

Ben okula vardığımda yarış zaten bitmişti.

Als ich zur Schule kam, war das Rennen bereits vorbei.

İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.

Als ich am Bahnhof ankam, war der Zug gerade im Begriff, abzufahren.

Otobüs durağına vardığımda son otobüs zaten gitmişti.

Als ich zur Bushaltestelle kam, war der letzte Bus bereits abgefahren.

Ben eve vardığımda Tom ve Mary televizyon izliyordu.

Tom und Maria sahen gerade fern, als ich nach Hause kam.

- Eve geldiğimde hava karanlıktı.
- Eve vardığımda hava kararmıştı.

Es war schon dunkel, als ich nach Hause kam.

O, arabayı tamir ediyordu ve ben eve vardığımda yorgun görünüyordu.

Er hatte das Auto repariert und sah müde aus, als ich zu Hause ankam.

- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.

Als ich zu Hause ankam, bemerkte ich, dass ich meine Brieftasche verloren hatte.

Üzgünüm, ama şimdi gitmek zorundayım.Bir saat içinde bir randevum var.Lütfen eve vardığımda beni tekrar aramayı unutmayın.

Es tut mir leid, aber ich muss jetzt fort. Ich habe einen Termin in einer Stunde. Vergiss bitte nicht, mich wieder anzurufen, wenn ich nach Hause komme.