Translation of "Oynamaktan" in German

0.010 sec.

Examples of using "Oynamaktan" in a sentence and their german translations:

Oyunlar oynamaktan bıktım.

Ich bin es müde, Spiele zu spielen.

Futbol oynamaktan hoşlanırız.

- Wir spielen gern Fußball.
- Wir spielen gerne Fußball.

Çamurda oynamaktan hoşlanırız.

Im Schlamm zu spielen gefällt uns!

Futbol oynamaktan hoşlanıyoruz.

- Wir spielen gern Fußball.
- Wir spielen gerne Fußball.

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?

- Spielst du gerne Volleyball?
- Spielt ihr gerne Volleyball?
- Spielen Sie gerne Volleyball?

Tom beyzbol oynamaktan hoşlanır.

Tom spielt gern Baseball.

O tenis oynamaktan hoşlanıyor.

- Tennisspielen macht ihm Freude.
- Er hat Freude am Tennisspielen.

Tom futbol oynamaktan hoşlanır.

Tom spielt gerne Fußball.

Tom tenis oynamaktan hoşlanıyor.

Tennisspielen macht Tom Freude.

Onlar birlikte oynamaktan hoşlanırlar.

Sie spielen gern zusammen.

Futbol oynamaktan hoşlanır mısın?

- Spielst du gerne Fußball?
- Spielt ihr gerne Fußball?
- Spielen Sie gerne Fußball?

Kızım bebeklerle oynamaktan hoşlanır.

Meine Tochter spielt gerne mit Puppen.

Çocuklar oyun oynamaktan hoşlanırlar.

Kinder spielen gern.

Tom arabalarla oynamaktan hoşlanır.

Tom spielt gern mit Autos.

Johannes satranç oynamaktan hoşlandı.

Johannes spielte gerne Schach.

Biz tenis oynamaktan keyif aldık.

- Wir haben es genossen, Tennis zu spielen.
- Das Tennisspielen hat uns Spaß gemacht.

Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.

- Ich spiele gerne Tennis und Golf.
- Ich spiele gern Tennis und Golf.

Biz futbol oynamaktan zevk aldık.

Das Fußballspielen hat uns Spaß gemacht.

Tom'la tenis oynamaktan zevk alırdım.

Sonst hat es mir immer Spaß gemacht, mit Tom Tennis zu spielen.

Tüm erkek çocuklar beyzbol oynamaktan hoşlanır.

Alle Jungen spielen gerne Baseball.

O bu kuzu ile oynamaktan hoşlanır.

- Sie spielt gerne mit diesem Lamm.
- Sie spielt mit diesem Lämmchen gerne.

Tenis oynamaktan daha iyi yemek pişirebilirim.

Ich koche besser, als ich Tennis spiele.

Büyükbaba ve büyükannelerim kroket oynamaktan hoşlanırlar.

Meine Großeltern spielen gerne Croquet.

- O bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.
- Bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.

Er tut den ganzen Tag nichts als spielen.

- Bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.
- Bütün gün oyun oynamaktan başka hiçbir şey yapmaz.

Er tut den ganzen Tag nichts als spielen.

- Tom ve Mary'nin ikisi de basketbol oynamaktan hoşlanırlar.
- Hem Tom hem de Mary basketbol oynamaktan hoşlanıyorlar.

- Tom und Maria spielen beide gerne Basketball.
- Tom und Maria spielen beide gerne Korbball.

Tom bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.

Tom spielt den ganzen Tag nur.

Hem Tom hem de onun karısı satranç oynamaktan zevk alırlar.

Tom und seine Frau spielen beide gerne Schach.