Translation of "Mısır" in German

Mısır gevreği istemiyorum.

Ich will kein Müsli.

Patlamış mısır yapıyorum.

Ich mache Puffmais.

Mısır dili öğreniyorum.

Ich lerne Ägyptisch.

Işte karşımızda mısır pramitleri

Hier haben wir Mais Pramits

Hiç patlamış mısır istemiyorum.

Ich will kein Popcorn.

Tom patlamış mısır istiyor.

- Tom möchte Popcorn.
- Tom will Popcorn haben.

Tom Mısır hiyerogliflerini okuyabilir.

Tom kann ägyptische Hieroglyphen lesen.

Nut, Mısır gökyüzü tanrıçasıydı.

Nut war die ägyptische Himmelsgöttin.

Ben patlamış mısır istiyorum.

Ich möchte Popcorn.

Patlamış mısır ister misin?

Popcorn gefällig?

Kim patlamış mısır ister?

Wer mag Popcorn?

- Tom patlamış mısır sevdiğini söyledi.
- Tom senin patlamış mısır sevdiğini söyledi.

- Tom sagte, du magst Popcorn.
- Tom sagte, ihr mögt Popcorn.

Mısır, ABD'de önemli bir üründür.

Mais ist eine wichtige Nutzpflanze in den Vereinigten Staaten.

İki torba patlamış mısır aldım.

Ich habe zwei Tüten Popcorn gekauft.

Kahvaltı için mısır gevreği yerim.

- Ich esse Cornflakes zum Frühstück.
- Ich esse Maisflocken zum Frühstück.

Tom eski bir Mısır bilimcisi.

Tom ist Ägyptologe.

Kleopatra, Mısır dilini konuşmayı öğrendi.

Kleopatra lernte Ägyptisch sprechen.

Biraz patlamış mısır ister misiniz?

Popcorn gefällig?

Tom, Eski Mısır konusunda takıntılıdır.

Tom ist ganz besessen vom alten Ägypten.

Tom patlamış mısır kasesini masaya koydu.

Tom stellte die Schüssel Popcorn auf den Tisch.

Etrafa baktığımda sadece mısır tarlaları gördüm.

So weit ich sehen konnte, sah ich nichts außer Maisfeldern.

Tom eski Mısır tarihi ile ilgileniyor.

Tom interessiert sich für die Geschichte des Alten Ägypten.

Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.

Die Pyramiden von Ägypten sind eines der sieben Weltwunder.

Tom bol tereyağlı patlamış mısır sever.

Tom mag Popcorn mit viel Butter.

Patlamış mısır yapıyorum. Biraz ister misin?

- Ich mache Popcorn. Willst du welches?
- Ich mache Popcorn. Willst du etwas abhaben?

Tom eski Mısır tarihine merak sardı.

Tom fing an, sich für altägyptische Geschichte zu interessieren.

Sizce mısır pramitlerini nasıl kaldırıp kaçırmış olabilirler

Wie denkst du, haben sie die Mais-Pramiten gehoben?

Bu mısır pramitlerini kim yaptı niye yaptı

Wer hat diese Mais-Pramits gemacht und warum?

Patlamış mısır üzerine eritilmiş tere yağını dökün.

- Gieße geschmolzene Butter über den Puffmais.
- Gießen Sie geschmolzene Butter über den Puffmais.

Mısır gevreğim için biraz süte ihtiyacım var.

Ich brauche etwas Milch für mein Morgenmüsli.

Bu yıl dev bir mısır mahsulü olacak.

In diesem Jahr wird es eine gewaltige Maisernte geben.

Kleopatra M.Ö. 51 yılında Mısır kraliçesi oldu.

Kleopatra wurde im Jahre 51 v. Chr. Königin von Ägypten.

Bu yıl patates yerine mısır yetiştirmeyi düşünüyorum.

- Ich denke, dieses Jahr werde ich Mais statt Kartoffeln anbauen.
- In diesem Jahr werde ich wahrscheinlich Kukuruz statt Erdäpfel anpflanzen.

Mısır ekmeği, muffin pankek ile iyi gider.

Maisbrot lässt sich gut in Cupcake-Formen machen.

Hiç çikolata kaplı patlamış mısır yedin mi?

Hast du schon einmal Popcorn mit Schokoladenüberzug gegessen?

Her zaman kahvaltılık şekersiz mısır gevreği yerim.

Ich esse das Müsli morgens immer ohne Zucker.

Ama bugün sahra altı Afrika mısır ürünlerine bakarsanız,

aber der Zustand der Maisfelder in Sub-Sahara-Afrika

Mısır pramitleri Türkiye'den kaçırıldı. bunun hakkında ne düşünüyorsunuz

Ägyptische Pyramiden wurden aus der Türkei geschmuggelt. was denkst du darüber

Ilginç olan kısım ise tıpkı mısır piramitler gibi

Der interessante Teil ist, genau wie die ägyptischen Pyramiden

Tom film izlerken sık sık patlamış mısır yer.

- Tom isst häufig Puffmais, wenn er sich einen Film ansieht.
- Tom isst häufig Popcorn, wenn er sich einen Film ansieht.

Mısır pramitleri deyince benim aklıma ilk şu soru geliyor

Wenn ich Mais-Pramits sage, kommt mir die erste Frage in den Sinn

Gözün görebildiği kadar mısır tarlaları dışında hiçbir şey görülemiyordu.

So weit ich sehen konnte, sah ich nichts außer Maisfeldern.

Tom bütün gün mısır ekiminde çalıştıktan sonra yorgun hissetti.

Tom war müde, nachdem er den ganzen Tag gearbeitet und Mais gesät hatte.

Bazıları Mısır piramitlerinin antik uzaylılar tarafından inşa edildiğine inanıyor.

Manche glauben, dass die ägyptischen Pyramiden im Altertum von Außerirdischen errichtet wurden.

Ne kadar çok patlamış mısır yersen, o kadar çok istersin.

- Je mehr Puffmais man isst, desto mehr will man.
- Je mehr Popcorn man isst, umso mehr will man.

- Mısıra alerjim var.
- Mısır alerjim var.
- Mısıra karşı alerjim var.

- Ich habe eine Maisallergie.
- Ich bin allergisch gegen Mais.

Osiris, Anubis ve Horus en ünlü antik Mısır tanrılarından bazılarıdır.

Osiris, Anubis und Horus zählen zu den bekanntesten ägyptischen Gottheiten.

Bir kapta şeker ve mısır nişastasını çırpın. Bir kenara koyun.

Zucker und Maisstärke in einer Schüssel mit einem Schneebesen schlagen. Beiseite stellen.

Tom'un ortağı, gurme patlamış mısır baharatlarını da satmaları gerektiğini düşündü.

Toms Partner meinte, dass auch Gourmetwürzungen für Popcorn in den Verkauf genommen werden sollten.

Lannes tuğgeneralliğe terfi etti ve 1798'de Napolyon'un Mısır seferine katıldı.

Lannes wurde zum Brigadegeneral befördert und trat 1798 Napoleons Expedition nach Ägypten bei.

Mısır piramitlerinin yapımında kullanılan teknoloji hakkında daha fazla bilgi edinmek isterim.

Ich möchte mehr über die beim Bau der ägyptischen Pyramiden verwendete Technologie erfahren.

Tom iki tane bilet ve bir tane patlamış mısır çantası aldı.

Tom kaufte zwei Eintrittskarten und eine Tüte Popcorn.

Berthier, Napolyon'un 1798'deki Mısır seferini planlamada çok önemli bir rol oynadı

Berthier spielte eine entscheidende Rolle bei der Planung der ägyptischen Expedition Napoleons von 1798

Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.

Ich habe mir diese superschnelle Popcornmaschine als Weihnachtsgeschenk gekauft.

- Tom eski Mısır bilimi ile ilgilenmeye başladı.
- Tom ejiptoloji ile ilgilenmeye başladı.

Tom fing an, sich für Ägyptologie zu interessieren.

- Kör bir sincap bile bazen bir meşe palamudu bulur.
- Kör bir tavuk bile bir mısır tanesi bulur.

Selbst ein blindes Huhn findet mal ein Korn.