Translation of "Giysileri" in German

"Bunlar kimin giysileri?" "Onlar Mark'ın giysileri."

„Von wem sind diese Kleidungsstücke?“ — „Sie sind von Mark.“

Ben giysileri değiştirdim.

- Ich zog mich um.
- Ich habe mich umgezogen.

Tom'un giysileri kirli.

Toms Kleider sind schmutzig.

Tom'un giysileri sırılsıklam.

Toms Sachen sind triefnass.

Kozmonotlar uzay giysileri giyerler.

Kosmonauten tragen Raumanzüge.

Onların işi giysileri ütülemek.

Ihre Arbeit ist es, Kleider zu bügeln.

O giysileri işte giyemezsin.

In den Sachen kannst du nicht zur Arbeit.

Tüm giysileri çantaya yerleştirdin mi?

Hast du das ganze Gewand in der Tasche untergebracht?

Tom giysileri ile suya atladı.

Tom sprang angezogen ins Wasser.

Tom giysileri ile uykuya daldı.

Tom ist in seiner Kleidung eingeschlafen.

Bu yaşlı adamlar erkek giysileri üretiyor.

Diese alten Leute stellen Herrenbekleidung her.

Tüm giysileri katlamak birkaç saatimi aldı.

Ich brauchte mehrere Stunden, um die Kleidung zusammenzulegen.

Mary annesi tarafından yapılan giysileri giydi.

Maria trug Kleidung, gefertigt von ihrer Mutter.

Lütfen belinizden yukarıdaki tüm giysileri çıkarın.

Bitte den Oberkörper frei machen.

Eğer suya düşersen tüm ıslak giysileri çıkarmalısın.

Wenn du ins Wasser fällst, musst du alle nasse Kleidung ausziehen.

O her zaman demode olan giysileri giyer.

Sie kleidet sich immer altmodisch.

Dün Mary evi temizledi ve giysileri yıkadı.

Gestern hat Marie das Haus sauber gemacht und Wäsche gewaschen.

Diğer kızlar onunla giysileri hakkında alay etti.

Die anderen Mädchen machten sich wegen ihrer Kleidung über sie lustig.

Tom genellikle giysileri internet üzerinden satın alır.

Tom kauft des Öfteren Klamotten online.

Tom Mary'nin giysileri çamaşır ipine asmasına yardım etti.

Tom half Maria, die Wäsche an die Leine zu hängen.

Mary bir gün önce aldığı bütün giysileri bir kez daha denedi.

Maria probierte erneut alle Kleidung an, die sie am Tag zuvor erstanden hatte.

Onun giysileri odanın her yanına dağılmış ve şapkasını yatağın dibinde buldu.

Ihre Kleider waren über das ganze Zimmer verstreut, und sie fand ihren Hut am Fußende des Bettes.