Translation of "Doların" in German

0.008 sec.

Examples of using "Doların" in a sentence and their german translations:

Doların değeri artıyor.

Der Kurs des Dollars steigt.

Borçları 1,000 doların üstündedir.

Seine Schulden belaufen sich auf mehr als tausend Dollar.

Hiç çeyrek doların var mı?

- Hast du Vierteldollarmünzen?
- Habt ihr Vierteldollarmünzen?
- Haben Sie Vierteldollarmünzen?
- Haben Sie irgendwelche Einquartiere?

42 milyar doların üzerinde para harcanıyor.

in die Behandlung dieser psychischen Erkrankung.

1 milyar doların üzerine çıkmış üstelik.

Es hat 1 Milliarde Dollar überschritten.

Bir milyon doların olsa ne yaparsın?

Was würdest du machen, wenn du eine Million Dollar hättest?

On bin doların olsa ne yaparsın?

Was würdest du machen, wenn du zehntausend Dollar hättest?

19 milyar doların olsa ne alırsın?

Was würdest du kaufen, wenn du 19 Milliarden Dollar hättest?

Doların Avroya karşı kuru inişe geçti.

Der Wechselkurs des Dollars zum Euro ist gefallen.

Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.

Der Wert des Dollars fällt mit steigender Inflationsrate.

- Unutma ki harcayacak sadece üç yüz doların var.
- Harcayacak sadece üç yüz doların olduğunu unutma.

Denke daran, dass dir nur 300 Taler zur Verfügung stehen!

Diyelim bin doların vardı, onunla ne yapardın?

Angenommen, du hättest 1000 Dollar. Was würdest du damit machen?

O işten, ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır.

Er verdient mehr als 500 Dollar pro Monat mit dieser Arbeit.

O işte, ayda 500 doların üzerinde kazanıyor.

Er verdient mehr als 500 Dollar pro Monat mit dieser Arbeit.

Bir milyon doların üzerinde mal varlığı var.

Er verfügt über ein Vermögen von über einer Million Dollar.

Petrolün fiyatı varili 30 doların alına düştü.

Der Ölpreis ist auf unter 30 Dollar pro Fass gefallen.

O işle, o ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır.

Er verdient mehr als 500 Dollar pro Monat mit dieser Arbeit.

Varsayalım ki on bin doların olsa ne yaparsın?

- Was würden Sie tun, wenn Sie beispielsweise zehntausend Dollar hätten?
- Was würden Sie tun, wenn Sie, sagen wir, zehntausend Dollar hätten?

- Beş dolarınız var mı?
- Beş doların var mı?

- Hast du fünf Dollar?
- Habt ihr fünf Dollar?
- Haben Sie fünf Dollar?