Translation of "Bağırarak" in German

0.005 sec.

Examples of using "Bağırarak" in a sentence and their german translations:

Polis hırsızın peşinden "Dur!" diye bağırarak koştu.

Der Polizist rannte hinter dem Dieb her und rief: „Stehenbleiben!“

Bağırarak, "Sibirya'da korkaklar ölecek, cesurlar onur tarlasında ölecek!"

rief: "Die Feiglinge werden in Sibirien sterben, die Tapferen werden auf dem Ehrenfeld sterben!"

Onun içinde bir kişi vardır. Simit diye bağırarak birisini kovalar

Es ist eine Person darin. Er ruft jemanden, indem er Simit ruft

Ben ve diğerleri Fransa için savaşıyorduk " diye bağırarak onunla yüzleşti .

andere haben für Frankreich gekämpft, während Sie in englischen Gärten Tee getrunken haben."

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

- Ein Mann rief etwas, während er winkte.
- Der Mann winkte und rief etwas.