Translation of "şirketi" in German

0.010 sec.

Examples of using "şirketi" in a sentence and their german translations:

Bugünkü şirketi kurdu.

Er hat aus dem Unternehmen das gemacht, was es heute ist.

Tom'un şirketi var.

Tom hat Gesellschaft.

O şirketi kurdu.

Er gründete die Firma.

Bu şirketi seviyorum.

Ich liebe diese Firma.

Tom şirketi sever.

Tom liebt Gesellschaft.

Tom'un şirketi vardı.

Tom hatte Gesellschaft.

"Facebook bir medya şirketi değil bir teknoloji şirketi."

„Facebook ist keine Medienfirma es ist eine Technologiefirma.“

Şirketi bırakmaya karar verdi.

Sie entschied sich, die Firma zu verlassen.

O şirketi ağabeyim yönetiyor.

- Mein älterer Bruder leitet diese Firma.
- Mein älterer Bruder ist der Geschäftsführer dieser Firma.

Tom'un şirketi iyi çalışıyor.

Toms Geschäft geht sehr gut.

O bir Çin şirketi.

Das ist eine chinesische Firma.

Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.

Die Firma meines Vaters ist am Rande des Bankrotts.

Dünya'nın en büyük teknoloji şirketi

Das weltweit größte Technologieunternehmen

Bir ambalaj şirketi için çalışmaktadırlar.

Sie arbeiten bei einer Verpackungsfabrik.

Tom babasının şirketi için çalışıyor.

Tom arbeitet in der Firma seines Vaters.

Bir de Dixon kalem şirketi var.

Und da ist noch die Bleistiftfirma Dixon.

Dünyanın en büyük teknoloji şirketi yahu

Weltweit größtes Technologieunternehmen Yahu

Dünya'nın en büyük şirketi Apple olmuştu

Das größte Unternehmen der Welt war Apple

O bir Amerikan şirketi için çalışıyor.

Er arbeitet bei einer amerikanischen Firma.

Tom bir Alman şirketi için çalışır.

Tom arbeitet bei einer deutschen Firma.

Tom bir Japon şirketi için çalışır.

Tom arbeitet bei einer japanischen Firma.

Tom bir Amerikan şirketi için çalışır.

Tom arbeitet bei einer amerikanischen Firma.

Tom bir İtalyan şirketi için çalışır.

Tom arbeitet bei einer italienischen Firma.

Mary bir Kanada şirketi için çalışıyor.

Maria arbeitet bei einer kanadischen Firma.

Tom bir bilgisayar şirketi için çalışıyor.

Tom arbeitet für eine Computerfirma.

Tom bir petrol şirketi için çalışıyor.

Tom arbeitet bei einem Ölkonzern.

Birçok büyük Japon şirketi ihracata bağlıdır.

Viele große japanische Unternehmen sind vom Export abhängig.

İşte şirketi genişletmek için bir şema.

Es gibt einen Entwurf für die Expansion des Unternehmens.

Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor.

Toms Firma bohrt nach Öl.

Tom'un şirketi Hindistan'dan çay ithalatı yapıyor.

- Toms Firma führt Tee aus Indien ein.
- Toms Firma importiert Tee aus Indien.

Tom'un şirketi Brezilya'dan kahve ithal ediyor.

- Toms Firma importiert Kaffee aus Brasilien.
- Toms Firma führt Kaffee aus Brasilien ein.

Ben, bir deniz nakliyat şirketi için çalışıyorum.

Ich arbeite für eine Reederei.

Bu uçak şirketi sadece nakliye ile ilgilenir.

Diese Flugzeuggesellschaft macht nur mit Fracht Geschäfte.

Sigorta şirketi zarar için onu telafi edecek.

- Die Versicherungsgesellschaft wird ihren Schaden kompensieren.
- Die Versicherungsgesellschaft wird ihr den Verlust ersetzen.

Tom Boston'da bir ticaret şirketi için çalışıyor.

- Tom arbeitet für eine Handelsgesellschaft in Boston.
- Tom arbeitet in einem Bostoner Handelsunternehmen.

Tom Boston'da bir yapı şirketi için çalıştı.

Tom arbeitete bei einer Baufirma in Boston.

Yeni patron şirketi daha iyi bir hale getirdi.

Der neue Chef hat das Unternehmen auf Vordermann gebracht.

Tom Silikon Vadisi'nde bir teknoloji şirketi için çalışıyor.

- Tom arbeitet bei einem Technikunternehmen im Siliciumtal.
- Tom arbeitet bei einem Technologieunternehmen im Silicon Valley.

Kraliyet Shakespeare Şirketi önümüzdeki hafta Venedik Tüccarını sunuyor.

Die Royal Shakespeare Company führt nächste Woche Der Kaufmann von Venedig auf.

Bunlardan Elon Musk ın SpaceX şirketi ve NASA var.

Die SpaceX-Firma von Elon Musk und die NASA gehören dazu.

İlaç şirketi bir gecede hayat kurtaran ilacın fiyatını yükseltti.

Der Pharmakonzern hat den Preis eines lebensrettenden Medikamentes über Nacht angehoben.

örneğin Silikon Vadisi şirketi Theranos'u kan testi için birçok patent almadan

wäre etwa die Firma Theranos im Silicon Valley aufgeflogen,

Şirketi iflas etti ve daha da kötüsü o bir trafik kazası geçirdi.

Seine Firma ging Pleite und zu allem Übel hatte er einen Verkehrsunfall.

Bu ilaç şirketi bir tabletin fiyatını bir gecede 13,50 dolardan 750 dolara yükseltti.

Diese Arzneimittelfirma hat den Preis einer Tablette über Nacht von 13,50 Dollar auf 750 Dollar angehoben.

Gardırobumun dört kapısı ve iki aynası var. Adı, üç sesli harf ve bir ünsüz içeren bir İsveç şirketi tarafından üretildi.

Mein Kleiderschrank hat vier Türen und zwei Spiegel. Hergestellt hat ihn eine schwedische Firma. Ihr Name enthält drei Vokale und einen Konsonanten.