Translation of "Çocuklarla" in German

0.027 sec.

Examples of using "Çocuklarla" in a sentence and their german translations:

Çocuklarla ilgilen, Tom

Betreue du die Kinder, Tom.

Çocuklarla alay etme.

Mach dich nicht über Kinder lustig.

Tom çocuklarla iyi.

Tom kann gut mit Kindern umgehen.

Tom çocuklarla ilgileniyor.

Tom kümmert sich um die Kinder.

Park çocuklarla doludur.

Der Park ist voller Kinder.

Çocuklarla ilgilenmede iyidir.

Er kann mit Kindern gut umgehen.

Kedi yavruları çocuklarla oynamaktadır.

Die Kätzchen spielen mit den Kindern.

Çocuklarla aram iyi değildir.

- Ich kann nicht gut mit Kindern.
- Ich kann nicht gut mit Kindern umgehen.

Tom çocuklarla iyi anlaşıyor.

Tom kann mit Kindern gut umgehen.

Tom evde çocuklarla ilgileniyor.

Tom ist zu Hause und kümmert sich um die Kinder.

Çocuklarla uğraşırken sabırlı olmalısın.

- Du solltest nicht ungeduldig mit Kindern sein.
- Man sollte im Umgang mit Kindern nicht seine Geduld verlieren.

Belki Tom çocuklarla kalmalıydı.

Vielleicht hätte Tom bei den Kindern bleiben sollen.

Tom çocuklarla konuşmaya alışkın.

Tom ist es gewohnt, mit Kindern zu sprechen.

- Tom çocuklarla nasıl konuşulacağını biliyor.
- Tom çocuklarla nasıl konuşacağını biliyor.

Tom weiß, wie man mit Kindern spricht.

- Tom'un küçük çocuklarla arası iyidir.
- Tom küçük çocuklarla güzel anlaşır.

Tom kann gut mit kleinen Kindern umgehen.

Çocuklarla nasıl baş edeceğini bilmez.

Er weiß nicht, wie man mit Kindern umgeht.

Bu öğleden sonra çocuklarla ilgilen.

Betreue heute Nachmittag die Kinder.

O, çocuklarla nasıl konuşacağını biliyor.

- Er weiß, wie man mit Kindern spricht.
- Er versteht es, mit Kindern zu sprechen.

Çocuklarla yumuşak bir sesle konuştu.

Sie sprach mit sanfter Stimme zu den Kindern.

Ben çocuklarla gerçekten iyi değilim.

Ich kann wirklich nicht gut mit Kindern umgehen.

Çocuklarla aram pek iyi değildir.

Ich kann nicht sehr gut mit Kindern umgehen.

Ben diğer çocuklarla konuşursam kıskanır.

Er wird eifersüchtig, wenn ich mit anderen Typen rede.

Çocuklarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.

Ich weiß nicht, wie man mit Kindern umgeht.

O, çocuklarla başa çıkmada iyidir.

Sie kann gut mit Kindern umgehen.

Bu çocuklarla gerçekten gurur duyuyorum.

Ich bin echt stolz auf diese Kinder.

Tom çocuklarla iyidir, değil mi?

Tom kann gut mit Kindern umgehen, nicht wahr?

Tom çocuklarla nasıl başa çıkılacağını bilmiyor.

Tom kann nicht mit Kindern umgehen.

- O, çocuklara baktı.
- O, çocuklarla ilgilendi.

Sie kümmerte sich um die Kinder.

Tom, Meryem'in evde çocuklarla kalmasını istedi.

Tom wollte, dass Maria zu Hause bei den Kindern bleibe.

Çocuklarla gittikçe daha az zaman harcıyorsun.

Du hast immer weniger Zeit für die Kinder.

Çocuklarla, çocuklarını büyütmek için çalışan bekâr annelerle.

Vor allem mit alleinerziehenden Müttern.

O, çocuklarla nasıl başa çıkılacağını iyi bilir.

- Sie weiß gut, wie sie mit Kindern umgehen soll.
- Sie versteht es gut, mit Kindern umzugehen.

Tom, Mary'nin diğer çocuklarla oynamasına izin vermedi.

Tom ließ Maria nicht mit den anderen Kindern spielen.

Tom diğer çocuklarla aynı olmadığını fark etti.

Tom sah ein, dass er nicht so wie die anderen Kinder war.

Tom her akşam çocuklarla birlikte TV seyreder.

Tom sieht jeden Abend mit den Kindern zusammen fern.

Çocuklarla çok iyisin, Tom. Senden gerçekten hoşlanıyorlar.

Mit den Kindern weißt du wirklich umzugehen, Tom. Die haben dich richtig gern.

Tom'un çocuklarla arası çok iyi, değil mi?

Tom kann so toll mit Kindern umgehen, oder?

Polis, çocuklarla elinden geldiğince samimi bir şekilde konuştu.

Der Polizist sprach so freundlich, wie er konnte, mit den Kindern.

Matthew ve Marilla çocuklarla ilgili hiçbir şey bilmiyorlar.

Matthew und Marilla haben von Kindern keine Ahnung.

Onlar çocuklarla ilgili düşük ölüm oranını tıbbın ilerlemesine bağladı.

Sie führten die niedrige Kindersterblichkeitsrate auf den Fortschritt in der Medizin zurück.

Tom kamp ateşinin etrafında oturan çocuklarla birlikte şarkı söylüyordu.

Tom sang mit den Kindern, die um das Lagerfeuer herum saßen.

çocuklarla yarışıyorsunuz belli bir yere gelmişsiniz ve arkadan şu ses

du konkurrierst mit den Kindern, du bist an einen bestimmten Ort gekommen und diese Stimme von hinten

Ben diğer çocuklarla elim sende oynamak istedim ama onlar bana izin vermediler.

Ich wollte Fangen mit den anderen Kindern spielen; die ließen mich aber nicht.

Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.

Man kann viel lernen, indem man ein Kind dabei beobachtet, wie es beim Spielen mit anderen Kindern interagiert.

Tom Mary'ye gitmemesi için yalvarmasına rağmen, o, çocuklarla birlikte ayrıldı ve annesiyle birlikte yaşamaya gitti.

Obwohl Tom Maria anflehte, nicht zu gehen, nahm sie die Kinder und fuhr zu ihrer Mutter, um dort zu leben.