Translation of "'bilgi'" in German

0.030 sec.

Examples of using "'bilgi'" in a sentence and their german translations:

Bilgi güçtür.

- Wissen ist Stärke.
- Wissen ist Macht.

Bilgi istiyoruz.

Wir wollen Informationen.

Kesin bilgi yayalım

Lassen Sie uns die genauen Informationen verbreiten

Bilgi için teşekkürler.

- Danke für die Information.
- Danke für die Auskunft.

Bilgi kaynakların neler?

Was sind deine Informationsquellen?

Bu bilgi gizlidir.

Diese Information ist vertraulich.

- Çeşitli kaynaklardan bilgi ediniyorum.
- Çeşitli kaynaklardan bilgi edinirim.

Ich erhalte Informationen aus verschiedenen Quellen.

İlginç bir bilgi daha:

Hier ist ein interessanter Fakt:

Bilgi için teşekkür ederim.

- Danke für die Information.
- Danke für die Auskunft.
- Vielen Dank für die Auskunft.

Daha fazla bilgi toplamalısın.

Du musst mehr Informationen sammeln.

Adam bir bilgi kaynağıydı.

Der Mann war ein Quell des Wissens.

İlerleme bilgi alışverşiyle olur.

Der Fortschritt lebt vom Austausch des Wissens.

Henüz yeni bilgi yok.

Es gibt noch keine neuen Informationen.

O, ortak bir bilgi.

Das weiß man.

Lütfen bilgi masasında sor.

Bitte fragen Sie an der Information nach.

Daha detaylı bilgi istiyorum.

Ich hätte gerne ausführlichere Informationen.

Kitap okuyarak bilgi alırım.

- Durch Bücherlesen eigne ich mir ein Wissen an.
- Ich erlange Wissen, indem ich Bücher lese.

O bilgi doğru değil.

Diese Information ist nicht korrekt.

Lütfen Tom'a bilgi ver.

Bitte informiere Tom.

Mektubu okuyarak bilgi alabilir.

Er konnte die Informationen durch das Lesen des Briefes bekommen.

Tom'un bilgi eksikliği belliydi.

Toms Unkenntnis war allzu deutlich.

Bu bilgi doğru mu?

- Ist diese Information korrekt?
- Ist diese Information richtig?

Biz bilgi toplamak zorundayız.

Wir müssen Informationen sammeln.

Ne tür bilgi arıyorsun?

- Was für Informationen suchst du?
- Was für Informationen sucht ihr?
- Was für Informationen suchen Sie?

- O faydalı bir bilgi parçası.
- O faydalı bir bilgi parçasıdır.

Das ist eine nützliche Information.

- Dünyayı değiştiren iletişimdir, bilgi değil.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.

- Was die Welt verändert, ist Kommunikation, nicht Information.
- Nicht Information, sondern Kommunikation ist es, was die Welt verändert.
- Nicht Information ist es, was die Welt verändert, sondern Kommunikation.

Klasiklerle ilgili birkaç iç bilgi.

Es sind ein paar Spoiler dieser Klassiker enthalten.

Bana verdiğin bilgi az kullanılır.

Die Information, die Sie mir gegeben haben, ist von geringem Nutzen.

Moteller hakkında biraz bilgi istiyorum.

Ich hätte gerne einige Informationen über Motels.

Oteller için bilgi merkezi nerede?

Wo ist die Informationszentrale für Hotels?

Kitaptan birçok değerli bilgi alabiliriz.

Wir können aus dem Buch eine Menge wertvoller Informationen bekommen.

Geçmiş deneyimleri hakkında bilgi aldılar.

Sie fragten ihn nach früheren Erfahrungen.

Havva, Adem'e bilgi elmasını verdi.

Eva gab Adam den Apfel der Erkenntnis.

İyimserlik yalnızca bir bilgi eksikliğidir.

Optimismus ist lediglich ein Mangel an Wissen.

Memnuniyetle detaylı bilgi almak isterim.

Ich würde gerne über detailliertere Informationen verfügen.

Bana biraz bilgi verebilir misin?

- Kannst du mir ein paar Einzelheiten nennen?
- Könnt ihr mir ein paar Einzelheiten nennen?
- Können Sie mir ein paar Einzelheiten nennen?

Havva, bilgi ağacından meyve kopardı.

Eva pflückte eine Frucht vom Baum des Wissens.

Radyo, kaza hakkında bilgi vermedi.

Das Radio informierte nicht über den Unfall.

O bilgi sağlamaya söz verdi.

- Er hat versprochen Informationen zu liefern.
- Er versprach Informationen zu liefern.

Size biraz yararlı bilgi verebilirim.

- Ich kann dir ein paar nützliche Informationen geben.
- Ich kann Ihnen ein paar nützliche Informationen geben.
- Ich kann euch ein paar nützliche Informationen geben.

Bunu ortak bilgi olduğunu düşünüyorum.

Ich denke, das weiß man.

İletişim dünyayı değiştirir, bilgi değil.

- Kommunikation verändert die Welt, nicht Information.
- Nicht Information, sondern Kommunikation ist es, was die Welt verändert.
- Nicht Information ist es, was die Welt verändert, sondern Kommunikation.

Bana bilgi verebilmen için geldim.

- Ich bin gekommen, damit du mich informieren kannst.
- Ich bin gekommen, damit Sie mich in Kenntnis setzen können.

O faydalı bir bilgi parçasıdır.

Das ist eine brauchbare Information.

- Herkes biliyordu.
- Herkes bilgi sahibiydi.

Alle wussten es.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın

Keine Ideen ohne Wissen

O yüzden bilgi sahibi olun ki

also sei informiert

Lütfen bize daha fazla bilgi gönderin.

Schicken Sie uns bitte weitere Informationen.

Yeni bilgisayarların hakkında biraz bilgi istiyorum.

Ich wüsste gerne Näheres über Ihre neuen Rechner.

O, yararlı bir bilgi parçası değil.

- Diese Information ist nutzlos.
- Das ist keine nützliche Information.

Mümkün olduğu kadar çok bilgi almalıyız.

Wir müssen so viele Informationen sammeln wie möglich.

O, hayvanlar hakkında çok bilgi sahibi.

Sie kennt sich sehr gut mit Tieren aus.

Güvenilir kaynaklardan onun hakkında bilgi edindim.

Das haben wir aus verlässlicher Quelle erfahren.

Bu bilgi bizim için çok önemlidir.

Diese Information ist sehr wichtig für uns.

Polis, ondan önemli bir bilgi aldı.

Die Polizei bekam von ihm eine wichtige Information.

Bilgi içinde boğulduk ama bilgiye susadık.

Wir ertrinken in Informationen, aber wir hungern nach Wissen.

Ben sadece biraz daha bilgi istiyorum.

- Ich will nur ein wenig mehr Information.
- Ich möchte nur ein paar mehr Informationen.

Bu sözlük pek çok bilgi içermektedir.

- Dieses Wörterbuch enthält viele Informationen.
- Dieses Wörterbuch enthält viele Angaben.

Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.

Näheres hierzu auf www.beispiel.de.

Bizim sitemizde daha fazla bilgi mevcuttur.

Mehr erfahren Sie durch unsere Netzpräsenz.

Bunun gerçek bir bilgi olduğunu sanmıyorum.

- Ich glaube nicht, dass das ein richtiges Wort ist.
- Ich glaube, das ist kein richtiges Wort.

Tom bilgi için araştırma yapmak istiyor.

Tom will Informationen einholen.

- Bilgi, kullanılmazsa körelir.
- Bilgini kullanmazsan körelir.

Wissen rostet ein, wenn man es nicht benutzt.

- "Bunun hakkında bilgi sahibi miydin?" "Neyin hakkında?"
- "Bu konuda bilgi sahibi miydin?" "Hangi konuda?"

- „Wusstest du davon?“ – „Wovon?“
- „Wussten Sie davon?“ – „Wovon?“

Sadece konuşmalarının yüzde 25'ini bilgi aktarmaya

nur 25 % Ihres Vortrags für Fakten auf

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

Alles, was zählt, sind Fertigkeiten, Wissen und Risiko.

Bir ilginç bilgi daha aktarayım yarasalarla ilgili

Lassen Sie mich noch eine interessante Information über Fledermäuse geben

Google İnternet kullanıcılarının oluşturduğu bilgi ve belgeleri

Von Google Internetnutzern erstellte Informationen und Dokumente

Fiber-optik kablolar büyük miktarda bilgi taşıyabilirler.

Glasfaserkabel können riesige Mengen von Informationen transportieren.

Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Bilgi sınırlıdır.

Phantasie ist wichtiger als Wissen, denn Wissen ist begrenzt.

Bu bilgi bir şifa bulmana yardımcı olabilir.

Diese Information kann Ihnen vielleicht auf der Suche nach Heilung behilflich sein.

Bu bilgi olması gerektiği kadar güncel değil.

Diese Information ist nicht so aktuell, wie sie sein sollte.

Bu şu anda ihtiyacımız olan tüm bilgi.

Das sind alle Informationen, die wir im Moment benötigen.

O konuda daha fazla bilgi edinmek istiyorum.

Ich möchte mehr darüber erfahren.

Detaylı bilgi için example.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Für mehr Informationen besuchen Sie example.com.

Bilgi ile ikna edemediklerinin, saçmalayarak kafalarını karıştır.

Wenn du sie nicht mit Wissen überzeugen kannst, verwirre sie mit Schwachsinn.

Ve bilgi ve barış için yeni umutlar var.

Und neue Hoffnungen auf Wissen und Frieden sind da.

Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi.

Die Wissenschaft ist seit dem 16. Jahrhundert weit vorangeschritten.

Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.

Unser Führer informierte uns falsch über die Lage des Hotels.

Televizyon bilgi sağlamak için çok önemli bir araçtır.

Das Fernsehen ist ein sehr wichtiges Medium zur Informationsvermittlung.

Japon öğrencilerin bilgi toplamada çok iyi olduklarını düşünüyorum.

Ich denke, japanische Schüler sind richtig gut bei der Anhäufung von Wissen.

Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret edin.

Besuchen Sie unsere Website für mehr Informationen.

- Ben senin bilgilendirildiğini düşündüm.
- Sana bilgi verildiğini sanıyordum.

Ich dachte, du wärest benachrichtigt worden.

Altının bir bedeli var ama bilgi paha biçilmez.

Gold hat einen Preis, aber Wissen ist unbezahlbar.

Onun hakları ile ilgili tanığa bilgi verdin mi?

Haben Sie den Tatverdächtigen auf seine Rechte hingewiesen?

Tüm şehri ezbere bilmeniz gerekiyor ve buna 'Bilgi' deniyor.

müssen Sie die Stadt auswendig kennen. Man nennt es "Das Wissen".

İnternet aynı zamanda 1990'larda bilgi otobanı olarak adlandırıldı.

Das Internet wurde in den 1990ern auch als die „Datenautobahn“ bezeichnet.

Bu bilgi hem iyi ya da kötü için kullanılabilir.

Dieses Wissen kann Gutem wie auch Bösem dienen.

Size progeria ile ilgili biraz daha bilgi vermek istiyorum.

Lassen Sie mich mehr über Progerie erzählen.

Butan, hakkında çok az bilgi sahibi olduğum bir ülkedir.

Bhutan ist ein Land, über das ich nur sehr wenig weiß.

Daha fazla bilgi için lütfen web sitemizi ziyaret edin.

Um weitere Informationen zu erhalten, besuchen Sie bitte unsere Website.

ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.

In den USA ist es illegal, Menschen zu foltern, um von diesen Informationen zu erhalten.

Tom Mary'nin geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor.

Tom will mehr über Marys Vergangenheit erfahren.

Bir şey öğrendiğinizde ya bu bilgi kesin doğrudur deyip bunu

Wenn Sie etwas lernen, können Sie sagen, dass diese Informationen absolut korrekt sind.