Translation of "Yapayalnız" in French

- Onun teyzesi Londra'da yapayalnız.
- Onun halası Londra'da yapayalnız.

Sa tante est toute seule à Londres.

Yaşlı adam yapayalnız oturdu.

Le vieil homme était assis tout seul.

O ormanda yapayalnız yaşıyor.

Il vit tout seul dans les bois.

Tom ormanda yapayalnız yaşıyor.

Tom vit tout seul dans les bois.

Fare küçük ve yapayalnız.

La souris est petite et absolument seule.

O burada yapayalnız yaşıyor.

Il vit ici tout seul.

- Çok yalnız hissediyorum.
- Yapayalnız hissediyorum.

- Je me sens si seul.
- Je me sens si seule.

Yapayalnız yemek yiyen şu güzel kadın kim?

Qui est cette belle femme qui mange toute seule ?

Hayatımda ilk kez kendimi, bilmediğim bir şehirde yapayalnız halde buldum.

- Pour la première fois de ma vie, je me suis trouvé tout seul dans une ville inconnue.
- Pour la première fois de ma vie, je me suis trouvée toute seule dans une ville inconnue.

Tom yapayalnız oturan bir kız gördü, bu yüzden onunla konuşmaya gitti.

Tom a vu une fille assise toute seule, alors il est allé lui parler.