Translation of "Yağarsa" in French

0.009 sec.

Examples of using "Yağarsa" in a sentence and their french translations:

Kar yağarsa umursamam.

Peu m'importe s'il neige.

Yağmur yağarsa beni ara.

Téléphone-moi s'il pleut.

Eğer yağmur yağarsa kalacağım.

Je resterai, s'il pleut.

Yarın yağmur yağarsa gitmem.

S'il pleut demain, je ne viens pas.

Yağmur yağarsa ne yapmalıyız?

Que devrions-nous faire s'il pleut ?

Yarın yağmur yağarsa, gitmezler.

S'il pleut demain, ils n'iront pas.

Yarın yağmur yağarsa gelmeyeceğim.

Je ne viendrai pas s'il pleut demain.

Yağmur yağarsa, beni ara.

Appelle-moi s'il pleut.

Yarın yağmur yağarsa, gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'y vais pas.

Yağmur yağarsa ne yapacaksın?

- Que vas-tu faire s'il pleut ?
- Qu'allez-vous faire s'il pleut ?

Yağmur yağarsa ne yaparsın?

- Que feras-tu s'il pleut ?
- Que ferez-vous s'il pleut ?

- Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.
- Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

- Je resterai chez moi s'il pleut demain.
- S'il pleut demain, je reste à la maison.
- S'il pleut demain, je resterai à la maison.

- Eğer yağmur yağarsa, o gelmez.
- Eğer yağmur yağarsa o gelmeyecek.

S'il pleut, il ne viendra pas.

- Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas faire un pique-nique.

Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas faire un pique-nique.

Yarın yağmur yağarsa, oraya gitmeyiz.

S'il pleut demain, nous n'y irons pas.

Yağmur yağarsa, çamaşırı içeri getir.

S'il pleut, rentre le linge.

Yağmur yağarsa, oyun iptal edilir.

S'il pleut, la partie sera annulée.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalırım.

- Je resterai à la maison s'il pleut demain.
- Je resterai chez moi s'il pleut demain.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağız.

Si demain il pleut on reste à la maison.

Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.

S'il pleut demain, je resterai à la maison.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

S'il pleut demain, je reste à la maison.

Yağmur yağarsa bahçe partisi düzenlenmez.

Si la pluie survient, la fête champêtre n'aura pas lieu.

Yağmur yağarsa sanat müzesine gideceğiz.

S'il pleut, on ira au musée d'art.

Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.

S'il te plaît, appelle-moi s'il pleut.

Yarın yağmur yağarsa televizyon seyredeceğim.

S'il pleut demain, je vais regarder la télévision.

Eğer yarın yağmur yağarsa toplantıya gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas à la réunion.

Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.

S'il devait pleuvoir demain, l'excursion serait annulée.

Eğer yağmur yağarsa,gezi iptal edilecek.

En cas de pluie, l'excursion sera annulée.

Bir ihtimal yağmur yağarsa, o gelmez.

Si, par le plus grand des hasards, il devait pleuvoir, il ne viendrait pas.

Yarın yağmur yağarsa, o buraya gelmez.

S'il pleut demain, elle ne viendra pas ici.

Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas faire un pique-nique.

Yarın yağmur yağarsa, oraya arabayla gideriz.

- S'il pleut, demain, nous irons en voiture.
- S'il pleut, demain, nous nous y rendrons en voiture.

Yarın kar yağarsa kardan adam yapacağım.

S'il neige demain, je ferai un bonhomme de neige.

Yarın yağmur yağarsa, oraya araba ile gideriz.

S'il pleut, demain, nous nous y rendrons en voiture.

Bir ihtimal yağmur yağarsa bahçe partisi olmayacak.

Si jamais il pleut, la fête champêtre n'aura pas lieu.

Eğer dağda kar yağarsa, vadide hava soğuktur.

S'il neige sur la montagne, il fait froid dans la vallée.

Yarın kar yağarsa bir kardan adam yapacağım.

S'il neige demain, je ferai un bonhomme de neige.

Eğer yarın yağmur yağarsa maç iptal edilecek.

S'il devait pleuvoir demain, le match serait annulé.

Eğer yarın çok kar yağarsa, bir kardan adam yapalım.

S'il neige beaucoup demain, on fera un bonhomme de neige.

Bence yağmur yağarsa diye bir şemsiye alman daha iyi olur.

Je pense que tu ferais mieux de prendre un parapluie, au cas où il pleuvrait.