Translation of "Gitmeyeceğim" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Gitmeyeceğim" in a sentence and their spanish translations:

Gitmeyeceğim.

- No voy a ir.
- No iré.

Partiye gitmeyeceğim.

No voy a la fiesta.

Oraya gitmeyeceğim.

No voy a ir allí.

Uzaklara gitmeyeceğim.

No me voy a ir.

Yarın sinemaya gitmeyeceğim.

- Mañana no voy al cine.
- Mañana no iré al cine.

Yarın okula gitmeyeceğim.

- Mañana no iré al colegio.
- No iré mañana a la escuela.

Gitmemi istemiyorsanız gitmeyeceğim.

No me voy a ir si no quieres.

Boston'a seninle gitmeyeceğim.

No voy a ir a Boston contigo.

Ben Avustralya'ya gitmeyeceğim.

No iré a Australia.

Hiçbir yere gitmeyeceğim.

No voy a ninguna parte.

Ben artık oraya gitmeyeceğim.

- Yo no iré más allí.
- Ya no voy más allí.

Ben hiçbir suretle gitmeyeceğim.

No iré de ningún modo.

Sanırım bugün işe gitmeyeceğim.

Creo que hoy no iré a trabajar.

Bu yıl Avustralya'ya gitmeyeceğim.

No iré a Australia este año.

Yarın yağmur yağarsa, gitmeyeceğim.

Si llueve mañana, no iré.

- Sensiz gitmeyeceğim.
- Sensiz gitmem.

- No iré sin ti.
- No pienso ir sin ti.

- Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

Si llueve mañana no iré al picnic.

Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.

Si llueve mañana no iré al picnic.

Sen olmadan bir yere gitmeyeceğim.

No iré a ningún lado sin ti.

Tom gitmemi istiyor ama gitmeyeceğim.

Tom quiere que me vaya, pero no me voy a ir.

Tom gitmezse ben de gitmeyeceğim.

Si Tom no va, yo tampoco.

Eğer yarın yağmur yağarsa gitmeyeceğim.

Si llueve mañana, no voy a ir.

Belki gideceğim, ve belki gitmeyeceğim.

Quizás vaya, quizás no.

Hasta olduğum için, seninle gitmeyeceğim.

Como estoy enfermo, no iré contigo.

Vallahi bir daha oraya gitmeyeceğim.

Te juro que no vuelvo a ir allí.

Oraya gitmek zorundayım fakat gitmeyeceğim.

Tengo que ir, pero no lo haré.

Eğer yarın yağmur yağarsa toplantıya gitmeyeceğim.

Si llueve mañana, no iré a la reunión.

Derse gitmeyeceğim çünkü ev ödevini yapmadım.

No voy a clase porque no he hecho los deberes.

Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

Si llueve mañana no iré al picnic.

Nereye gideceğimizi bana söylemezsen seninle gitmeyeceğim.

No iré contigo a menos que me digas adónde vamos.

Ben de korktum, bu yüzden gitmeyeceğim.

Yo también tengo miedo, así que no voy a ir.

Ben, hasta olduğum için seninle gitmeyeceğim.

Como estoy enfermo, no iré con usted.

Ben hasta olduğum için seninle gitmeyeceğim.

Como estoy enfermo, no iré con usted.

- Eğer yarın yağmur yağarsa gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa gidiyor olmayacağım.

Si llueve mañana, no voy a ir.