Translation of "Yüzümü" in French

0.003 sec.

Examples of using "Yüzümü" in a sentence and their french translations:

Yüzümü kuruladım.

Je me suis séché le visage.

Yüzümü yana çevirdim.

J'ai regardé ailleurs.

- O, yüzümü gördüğünde ağlamaya başladı.
- Yüzümü görünce, ağlamaya başladı.

À la vue de mon visage, elle commença à pleurer.

Yüzümü TV'de göstermemi istedi.

Il me demanda de montrer mon visage à la télévision.

Her sabah yüzümü yıkarım.

Je me lave le visage chaque matin.

Yüzümü görünce, ağlamaya başladı.

Quand elle a vu mon visage, elle s'est mise à pleurer.

O, bana yüzümü yıkamamı söyledi.

Il m'a dit de me laver la figure.

Tıraş olmadan önce yüzümü sabunlarım.

Je me savonne le visage avant de me raser.

Kendimi kaybetmemek için yüzümü çevirmem gerekiyor.

Dans le but de ne pas perdre pied, je détourne mon regard.

- Yüzümü ağartacağını biliyorum.
- Beni gururlandıracağını biliyorum.

Je sais que tu me rendras fier.

- O kadar çok sarhoşum ki artık yüzümü hissedemiyorum.
- Artık yüzümü hissedemeyecek kadar çok sarhoşum.

Je suis tellement bourré que je ne peux plus sentir mon visage.

Ve öne savrularak atın kafasının arkasına yüzümü çarptım.

j'ai basculé en avant et me suis cognée sur l'arrière de la tête du cheval.

- Benim yüzümü kara çıkarma.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.

- Ne me laissez pas tomber.
- Ne me laisse pas tomber.

Birkaç gün önce yaptığın gibi yüzümü kara çıkarma.

- Ne me laisse pas tomber comme tu l'as fait l'autre jour.
- Ne me laissez pas tomber comme vous l'avez fait l'autre jour.

Şarkı söylerken yüzümü yıkarken bir sabun köpüğü yuttum.

J’ai avalé une bulle de savon en me lavant la figure tout en chantant.