Translation of "Söyleyerek" in French

0.004 sec.

Examples of using "Söyleyerek" in a sentence and their french translations:

"belki sana bir şarkı söyleyerek"

peut-être pourrais-je t'aider et te chanter une chanson,

- Mary ninni söyleyerek Tom'u yatıştırmaya çalıştı.
- Mary bir ninni söyleyerek Tom'u sakinleştirmeye çalıştı.

Marie a essayé d'apaiser Tom en lui chantant une berceuse.

Yani yalan söyleyerek aldıkları bir dolar,

Cela veut dire qu'un dollar reçu quand ils mentent

Onlar şarkı söyleyerek caddeden aşağı yürüdüler.

- Ils descendirent la rue en chantant une chanson.
- Elles descendirent la rue en chantant une chanson.
- Ils ont descendu la rue en chantant une chanson.
- Elles ont descendu la rue en chantant une chanson.

Neden ne gördüğünü bize söyleyerek başlamıyorsun?

- Pourquoi ne commencez-vous pas par nous dire ce que vous avez vu ?
- Pourquoi ne commences-tu pas par nous dire ce que tu as vu ?

O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

Il a commencé par dire qu'il ne parlerait pas très longtemps.

Sadece bunları söyleyerek hiçbir şey yapmadan yaşanabileceği

En se la répétant, on n’a plus envie d'agir.

Ama çocuk beni şunu söyleyerek ikna etti,

mais le gamin m'a convaincu en disant :

Aldıkları parayı yalan söyleyerek yaklaşık %25 eksiltiyorlar.

réduisent la valeur de l'argent reçu en mentant, d'environ 25%.

Nerede olduğumuzu düşmana söyleyerek bize ihanet etti.

Il nous trahit en disant à l'ennemi où nous nous trouvions.

Tom, nasıl sonlandığını söyleyerek, filmi Mary'ye berbat etti.

Tom a divulgaché le film à Mary en lui disant comment il se termine.

Noel partisi bittikten sonra hepimiz şarkı söyleyerek dışarı çıktık.

Après la fête de Noël, nous sommes tous allés chanter.

Tom yiyemeyecek kadar çok yorgun olduğunu söyleyerek akşam yemeğini geçiştirdi.

Tom sauta le dîner en disant qu'il était trop fatigué pour manger.

, tahtın varisi olan kardeşi Basil'in öldüğünü ve Şam'a dönmesi gerektiğini söyleyerek sonlandırdı.

revenir Pour Damas pour se préparer à la règle, un retour à Ibn al- Assad ne le quittera pas tant qu'il

Olabileceğini söyleyerek dışarı çıktı Suriye rejiminin sadık ama zarar İlki , 2000 yılının

imposé des sanctions, les premières du genre, à faire officiellement partie de la guillotine des