Translation of "Kabuğu" in French

0.015 sec.

Examples of using "Kabuğu" in a sentence and their french translations:

Bir muz kabuğu evreninde yaşıyoruz

Nous vivons dans un univers peau de banane

Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.

La coquille d'un œuf se casse facilement.

Huş ağaçlarının beyaz kabuğu var.

Les bouleaux ont l'écorce blanche.

Ağaç kabuğu hemen yandı, oldukça yanıcı.

L'écorce s'allume direct tellement c'est inflammable.

Koruyucu kabuğu sayesinde aralarından geçmeyi başarıyor.

Grâce à sa carapace protectrice, elle parvient à passer.

Yer kabuğu hareketli bir şekilde yüzebiliyor

la croûte terrestre peut nager en mouvement

Bu ağaç kabuğu hemen yandı. Çok yanıcı!

L'écorce s'allume direct tellement c'est inflammable !

Onun en dış çevresini ise yer kabuğu çevreliyor

la croûte externe est entourée par la croûte terrestre

Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor

avant d'administrer un poison, à la manière d'un serpent.

Bu yer kabuğu o akışkan olan magmanın üzerinde bildiğimiz yüzüyor

cette croûte terrestre flotte sur le magma qui est fluide comme nous le savons

Burada duralım. Bu yüzen yer kabuğu da çarpışıyor mu yoksa?

Arrêtons-nous ici. Cette croûte terrestre flottante entre-t-elle également en collision?

Ağaç kabuğu daha iyi bir seçim olurdu. Geri dönmemiz lazım, hadi.

L'écorce de bouleau aurait peut-être été mieux. Allez, on doit ressortir.

Özellikle balıkçılar bir eklem gibi iki kabuğu bir arada tutan organları

Les pêcheurs sont particulièrement intéressés par les muscles adducteurs,