Translation of "Kızı" in French

0.016 sec.

Examples of using "Kızı" in a sentence and their french translations:

Kızı tanıyorum.

Je connais cette fille.

Kızı görüyorum.

Je vois la fille.

Bir D kızı.

une fille D.

Onların kızı hemşire.

Sa fille est infirmière.

O kızı tanıyorum.

Je connais cette fille.

O, onun kızı.

- C'est sa fille.
- Elle est sa fille.

O, kızı gördü.

- Il a vu la fille.
- Il vit la fille.

Oğlan kızı öptü.

Le garçon embrassa la fille.

Onun kızı hasta.

Sa fille est malade.

Üç kızı var.

Il a trois filles.

Kızı kurtaran Tom'du.

C'est Tom qui a sauvé cette fille.

- Oğlu kadar kızı da ünlüydü.
- Kızı oğlu kadar ünlüydü.

Sa fille, tout autant que son fils, fut célèbre.

- Kızı için hep endişelenir.
- Kızı hakkında her zaman endişeleniyor.

Il se fait tout le temps du souci au sujet de sa fille.

10 yaşındaki kızı Abir'i,

ont tué sa fille de 10 ans, Abir,

Karısı ve kızı bile

même sa femme et sa fille

Adam kızı bileğinden yakaladı.

L'homme attrapa la fille par le poignet.

Onun büyük kızı evlidir.

Sa fille aînée est mariée.

Onun kızı bir hemşiredir.

Sa fille est infirmière.

Mary bir parti kızı.

- Marie est une fêtarde.
- Marie est une noceuse.

Onun kızı çok güzel.

Sa fille est très jolie.

O kızı gerçekten seviyorum.

- J'aime vraiment cette fille.
- J'apprécie vraiment cette fille.
- Cette fille me plaît vraiment.

Onun iki kızı var.

Elle a deux filles.

Bu kızı tanıyor musun?

Connais-tu cette fille ?

Tenis oynayan kızı tanıyorum.

Je connais la fille qui joue au tennis.

Onlar kızı bulmaya çalıştılar.

Ils ont essayé de trouver la fille.

Kralın kızı bir prensestir.

Une fille de roi est une princesse.

Küçük kızı elinden tuttum.

Je pris la petite fille par la main.

Onun bir kızı vardı.

Il avait une fille.

O kızı tanıyor musunuz?

- Reconnais-tu cette fille ?
- Reconnaissez-vous cette fille ?

O kızı tanıyor musun?

- Est-ce que tu connais cette fille ?
- Connaissez-vous cette fille ?

O benim hayallerimin kızı.

C'est la fille de mes rêves.

Belediye başkanının kızı kaçırıldı.

La fille du maire a été enlevée.

Sen Tom'un kızı mısın?

Êtes-vous la fille de Tom ?

Tom kızı için okur.

Tom lit à sa fille.

Kızı iyi yemek pişiremez.

Sa fille ne cuisine pas bien.

Dün tanıştığım kızı seviyorum.

J'aime la fille que j'ai rencontrée hier.

Tom'un küçük kızı evlidir.

La fille cadette de Tom est mariée.

Tom'un üç kızı vardır.

Tom a trois filles.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

Elle a une fille qui est pianiste.

"Ben bir D kızı mıyım?"

Es-tu une fille D ? »

Ve patent yenilikçisi avukat kızı

le chercheur qui détient les brevets

Yanında orta yaşlı kızı var

avec sa fille quinquagénaire dans le siège passager

Helen kızı hakkında çok endişeli.

Helen est très inquiète pour sa fille.

Genç adam kızı boğulmaktan kurtardı.

Le jeune homme sauva la fille de la noyade.

O, kızı ile gurur duyuyordu.

Il était fier de sa fille.

Bu küçük kızı evlat edindi.

Il adopta cette petite fille.

Sevimli olan bir kızı var.

Il a une fille qui est jolie.

Polis, kızı öldüren adamı tutukladı.

La police a arrêté l'homme qui avait tué l'enfant.

Bay Suzuki'nin üç kızı var.

M. Suzuki a trois filles.

O kızı daha önce gördüm.

- J'ai vu cette fille auparavant.
- J'ai déjà vu cette fille.

O kızı hiç düşünüyor musun?

- Penses-tu jamais à cette fille ?
- Pensez-vous jamais à cette fille ?

O kasabanın en çekici kızı.

C'est la fille la plus mignonne en ville.

Kızı güzel bir kadın oldu.

Sa fille est devenue une belle femme.

O, küçük kızı evlatlık aldı.

Ils ont adopté la petite fille.

Onun üç tane kızı var.

Il a trois filles.

Gel ve dışarıdaki kızı seyret.

Viens et regarde cette fille dehors.

Onun güzel bir kızı var.

Il a une belle fille.

Ben o kızı hiç sevmedim.

Je n'ai jamais aimé cette fille.

Tom bir kızı olduğunu söyledi.

Thomas a dit qu'il avait une fille.

Onun kızı yemek pişirmede kötüdür.

Sa fille est mauvaise cuisinière.

Mary'nin Tom'un kızı olduğunu bilmiyordum.

Je ne savais pas que Marie était la fille de Tom.

- Bir kızı hiç öpmedin mi?
- Şimdiye kadar, bir kızı hiç öpmedin mi?

- N'avez-vous jamais embrassé une fille ?
- N'as-tu jamais embrassé une fille ?

Bir arkadaşım vardı, kızı doğduğu zaman

J'ai une amie qui disait que quand sa fille est née,

Bu küçük kızı hatırladık mı acaba

Je me demande si on se souvient de cette petite fille

Onun ilk kocasından bir kızı vardı.

Elle eut une fille de son premier mari.

Onun kızı birçok şiiri ezbere okuyabilir.

Sa fille sait réciter de nombreux poèmes.

Onun Mary adında bir kızı var.

Elle a une fille qui s'appelle Marie.

Onu başka bir kızı öperken gördüm.

- Je l'ai vu embrasser une autre fille.
- Je l'ai vu en train d'embrasser une autre fille.

Tom kızı için bir hediye aldı.

Tom a acheté un cadeau pour sa fille.

O kızı bir yerde görmüş olabilirim.

J'ai dû voir cette fille quelque part.

O güzel görünümlü kızı tanıyor musunuz?

Connais-tu cette jolie fille ?

Tom'un 13 yaşında bir kızı var.

Tom a une fille de treize ans.

Tom Mary'nin kendi kızı olduğunu söyledi.

Tom dit que Mary était sa fille.

Onun kızı güzel bir kadın oldu.

Sa fille est devenue une belle femme.

Bir kocası ve iki kızı vardır.

Elle a un mari et deux filles.

Onun Mary adlı bir kızı var.

- Elle a une fille prénommée Marie.
- Elle a une fille du nom de Marie.

Tom'un müzisyen olan bir kızı var.

Tom a une fille qui est musicienne.

O şarkı bana belirli bir kızı hatırlatıyor.

Cette chanson me rappelle une certaine fille.

Onun kızı ve benim oğlum iyi arkadaşlar.

Sa fille et mon fils sont de bons amis.

Onun çok sevimli olan bir kızı var.

Il a une fille qui est très jolie.

Onun çok güzel olan bir kızı var.

Il a une fille qui est très jolie.

Sen bir şehir kızı değilsin, değil mi?

- Tu n'es pas citadine, si ?
- Vous n'êtes pas citadine, si ?

Onun bir oğlu ve iki kızı vardır.

Elle a un fils et deux filles.

Tom kızı Boston'da yaşayan bir adam tanıyor.

Tom connaît un homme dont la fille vit à Boston.

Orada bize el sallayan kızı tanıyor musun?

Connais-tu la fille qui nous fait signe de l'autre côté ?

Tom'un bir oğlu ve bir kızı var.

Tom a un fils et une fille.

Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.

Sa fille est devenue une belle femme.

Tom kızı için bir armağan satın aldı.

Tom a acheté un cadeau pour sa fille.

Tom'un üç oğlu ve bir kızı var.

Tom a trois fils et une fille.

Tom, şehrin en güzel kızı ile evlendi.

- Tom a épousé la plus belle fille de la ville.
- Tom épousa la plus belle fille de la ville.