Translation of "Askeri" in French

Askeri tarih okudu.

- Il étudia l'histoire militaire.
- Il a étudié l'histoire militaire.

Milyonlarca askeri olduğunu düşünün

imaginez qu'il y a des millions de soldats

Paris'teki Askeri Okul'a gönderildi .

manquant de peu un jeune Napoléon Bonaparte, diplômé quelques semaines auparavant.

İç savaşın askeri kahramanıydı.

Il a été le héros militaire de la guerre civile.

ABD'nin askeri birlikler için bütçesi

le budget américain pour les fanfares militaires

1980 askeri darbesinden sonra ise

Après le coup d'État militaire de 1980

O askeri operasyonun lojistik sorumlusudur.

Il est responsable de la logistique de l'opération militaire.

Bassam, kızını öldüren askeri bile affetti.

Bassam a même pardonné le soldat qui a tué sa fille.

Mümkün olan en yüksek askeri otoriteyi

Il représente la position la plus élevée possible

Soult'un askeri zihniyle . Olağanüstü askerlik becerileri,

Ses remarquables talents de soldat manqueraient énormément à l'empereur

. Ney, Moskova'dan çekildiği sırada askeri tarihin

C'est lors de la retraite de Moscou que Ney a assuré sa place parmi les légendes de

Buraya yakın bir askeri üs var.

Il y a une base militaire à proximité.

Büyük bir askeri lider olmak istiyordu.

Il voulait être un grand chef militaire.

O Teksas'da konuşlandırılmış bir askeri polistir.

C'est un policier militaire stationné au Texas.

Mahkemeye gitti ve "askeri gereklilikler" hikayesini anlattı

Il est entré et a raconté l'histoire de la « nécessité militaire ».

Onu tüm Fransız askeri yönetiminden sorumlu yaptı.

mettant à la tête de toute l'administration militaire française.

Kalelerin askeri rolleri topçu hisarları tarafından alındı.

Leur rôle militaire remplacé par des forts d'artillerie.

Diplomatik ve askeri stratejimiz açıkça çelişki içindeydi.

Notre diplomatie et notre stratégie militaire étaient à l'évidence en contradiction.

O, görevden kaçtığı için askeri mahkemede yargılandı.

Il fut traduit en cour martiale pour abandon de poste.

Diktatör bir askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi.

Le dictateur a pris le pouvoir par un coup d'état militaire.

Ve askeri disiplini bozduğunu gerekçesiyle eğitimlere alınmamaya başlandı

et a commencé à ne pas être formé au motif qu'il a perturbé la discipline militaire

Milyonlarca askeri olan bir ordusu var ve yenilmiyorlar

ils ont une armée avec des millions de soldats et ils ne sont pas vaincus

Babası onu disipline edebilmek için askeri akademiye gönderdi

son père l'a envoyé à l'académie militaire pour le discipliner

Ve Moldovya tahtını ele geçirmeye çalışan Prens Stefan'a askeri-

en son pouvoir, il fournit une aide militaire au prince Stefan qui tentait de prendre le

Topoğrafya Mühendisleri'nde bir albaydı - bir askeri araştırma uzmanları birliği.

était colonel dans les ingénieurs topographiques - un corps spécialisé d'arpenteurs militaires.

Yardımcıları, irtibat subayları ve kuryelerden oluşan özel askeri personeli.

Son état-major privé, composé d'aides de camp, d'officiers de liaison et de courriers.

Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.

Un changement d'opinion est quelque chose de presqu'inconnu chez un vieux militaire.

İngilizlerin New York'un Hudson Nehri boyunca askeri üsleri vardı.

Les Britanniques disposaient de bases militaires le long de la rivière Hudson à New-York.

Ancak tüm askeri yeteneklerine rağmen Davout popüler bir figür değildi.

Mais malgré toutes ses prouesses militaires, Davout n'était pas une figure populaire.

Berthier, askeri örgütlenme ve komuta sorunları üzerinde çalışmış ve çok düşünmüş

Berthier était un général de brigade avec 25 ans de service,

Mümkün olan en yüksek askeri otoriteyi temsil eder - bir mareşalin sopasıyla

Il représente la position la plus élevée possible de l'autorité militaire - l'autorité symbolisée

Askeri mahkeme hapis cezasını reddetti, bu yüzden davası Akranlar Odası'na gitti.

Un tribunal militaire a refusé de prononcer une sentence, alors son cas a été renvoyé à la Chambre des pairs.

Tom Afganistan'daki askeri hizmetinden döndükten sonra geçmişin yansımaları ve kabuslarla boğuştu.

Après son retour de services en Afghanistan, Tom était tourmenté par des flashbacks et des cauchemars.

İber Yarımadası'nda iki yıldan fazla zaman geçirdi ve Napolyon'un çoğu askeri gibi,

Il a passé plus de deux ans dans la péninsule ibérique et, comme la plupart des maréchaux de Napoléon, a

Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.

Cet article analyse à la fois les avantages et les inconvénients de la réduction des dépenses militaires.

askeri yeteneklerinden dolayı övgü gördü. Fakat kendisinin sert ve korkusuzca Müslüman olmayı istememesi

pour ses qualités de soldat, mais sa rudesse et une résistance courageuse à devenir un musulman

İsviçreli bir subay ve askeri teorisyen olan Albay Henri Jomini ona eşlik etti.

Il était accompagné du colonel Henri Jomini, officier suisse et théoricien militaire.

Ney, restore edilen Bourbon monarşisi tarafından Fransa'nın en büyük askeri olarak kabul edildi.

Ney a été célébré par la monarchie des Bourbons restaurée comme le plus grand soldat de France.

Sınır çizme anlaşması olan bir dizi güvenlik ve askeri anlaşma imzaladı ve ardından

provoqué la colère de la Grèce et d'un certain nombre de pays européens, puis la Turquie a

Ve askeri birliklerin hareketi influenza yayılımını sürdürmek için mükemmel bir araç haline geldi.

et ce mouvement de troupes était le vecteur parfait pour continuer la propagation de la grippe.

Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.

Ne commettez pas d'erreur : Nous ne voulons pas garder nos troupes en Afghanistan. Nous ne cherchons pas à y établir de bases militaires.

Yardım etti. Jomini, 19. yüzyılın en büyük askeri düşünürlerinden biri olarak ün kazandı ve

Jomini gagnera la renommée en tant que l'un des grands penseurs militaires du 19ème siècle et servit Ney ainsi

İlki, ek birlik hareketlerinin yanı sıra hastaneler, askeri polislik, savaş esirleri ve ikmal hatlarının güvenliği

la première s'occupait des mouvements de troupes supplémentaires, ainsi que des services auxiliaires tels que les hôpitaux,

Ancak, parlak yönetimi ve yorulmak bilmeyen çalışmaları Napolyon'un askeri başarısının büyük bir kısmının temelini oluşturan

Mais il était «l'indispensable maréchal», dont la brillante administration et le travail inlassable

Ancak, Desaix'in Yukarı Mısır'a yaptığı seferde bir dizi çatışmayı kazanarak askeri becerisini daha da kanıtladı

Mais il a en outre démontré son talent militaire, remportant une série d'escarmouches lors de l'

Daha sonra 1809'da Soult, Kral Joseph'in baş askeri danışmanı olarak Mareşal Jourdan'ın yerini aldı

Plus tard en 1809, Soult remplaça le maréchal Jourdan en tant que conseiller militaire en chef du roi Joseph