Translation of "Allah'ın" in French

0.010 sec.

Examples of using "Allah'ın" in a sentence and their french translations:

- Allah'ın sabrını deneme!
- Allah'ın sabrını denemeyin.

N'éprouvez pas la patience de Dieu !

Sen Allah'ın cezasısın.

Vous saignez.

Müzik Allah'ın bir hediyesidir.

La musique est un don de Dieu.

Allah'ın bereketi üzerinize olsun.

Que la bénédiction de Dieu soit sur vous.

Allah'ın varlığına inanıyor musun?

Crois-tu en l'existence de Dieu ?

- İnşallah.
- Kısmetse.
- Allah'ın izniyle.

Si Dieu le veut…

Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.

Je ne crois pas que Dieu existe.

Onlar Allah'ın gösterdiği yola değilde

ils ne sont pas le chemin indiqué par Allah.

İslamiyete göre Allah'ın koyduğu kurallara göre

Selon l'islam, selon les règles établies par Allah.

- Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla.
- Bismillahirrahmanirrahim.

Au nom d'Allah, le Clément, le Miséricordieux !

Hiçbir şey Allah'ın bilgisi olmadan gerçekleşmez.

Rien ne se passe sans la connaissance de Dieu.

- Bir Allah'ın kulu yoktu.
- İn cin top oynuyordu.
- Tek bir Allah'ın kulu yoktu.
- Kimsecikler yoktu.

Il n'y avait pas un chat.

Bu adam, kafayı tamamen tırlatmış. Allah'ın delisi!

Ce mec est complètement à la masse, quel dingue !

Yapayalnızdı, ortalıkta tek bir Allah'ın kulu yoktu.

Il était tout seul ; pas un chat n'était en vue.

Allah'ın siktir ettiği yerde küçük bir kasaba.

C'est une petite ville au milieu de nulle part.

- Biz Allah'ın varlığına inanıyoruz.
- Biz Tanrı'nın varlığına inanıyoruz.

Nous croyons en l'existence de Dieu.

Onlar misafirleri ağırlamak için Allah'ın emrini yerine getiriyorlar.

Ils remplissent l'ordre d'accueillir les invités.

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

Il n’y a pas d’autre dieu qu’Allah et Mohammed est son messager.

- Tanrının sizin için bir planı var.
- Allah'ın senin için bir planı var.

- Dieu a un projet pour toi.
- Dieu a un projet pour vous.

- Görünürde kimse yoktu.
- İn cin top oynuyordu.
- Tek bir Allah'ın kulu yoktu.
- Kimsecikler yoktu.
- Etrafta hiç kimseler yoktu.

- Il n'y avait pas âme qui vive en vue.
- Il n'y avait personne en vue.