Translation of "Ölümü" in French

0.027 sec.

Examples of using "Ölümü" in a sentence and their french translations:

Ölümü unutma.

- N'oubliez pas la mort.
- N'oublie pas la mort.

Onun ölümü yakın.

Il a un pied dans la tombe.

Onun ölümü yakındır.

- Il est au bout de ses forces.
- Il est à bout de force.

Tom'un ölümü önlenebilirdi.

La mort de Tom était évitable.

Kimse ölümü düşünmez.

Personne ne pense à la mort.

Onun ölümü hepimizi şaşırttı.

Sa mort nous a tous surpris.

Tom'un ölümü bir kazaydı.

La mort de Tom fut un accident.

Onun ölümü beni şaşırttı.

Ce fut un grand choc pour moi lorsqu'elle mourut.

Oğlunun ölümü üzerine ağladı.

Elle pleura la mort de son fils.

Hiç kimse ölümü önleyemez.

Personne ne peut éviter la mort.

Hayatı öldürmeden ölümü nasıl yeniyorsunuz?

Comment vaincre la mort sans tuer la vie ?

Onun ölümü kısmen benim hatamdı.

Sa mort était en partie ma faute.

Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.

La mort de son mari fut sa renaissance.

Onun ölümü cinayet olarak nitelendirildi.

Sa mort a été qualifiée en meurtre.

O sadece gerçeğin bir ölümü.

Ce n'est qu'une partie de la vérité.

Ve böylece babanın ölümü ve intikamın

Et ainsi vous inventez une histoire sur la mort du père et la façon dont la vengeance a

Ben onurlu bir ölümü tercih ederim.

Je préfèrerais une mort honorable.

Kralın ölümü bir savaşa yol açtı.

La mort du roi a entraîné une guerre.

Babanızın ani ölümü ne zaman gerçekleşti?

- Quand le décès de ton père est-il survenu ?
- Quand le décès de votre père est-il survenu ?

Onun ani ölümü bir trajedi idi.

- Sa mort subite fut une tragédie.
- Son soudain décès fut une tragédie.

Kocasının ölümü onu tamamen şaşkına çevirmiş.

La mort de son mari l'a complètement bouleversée.

Oğlumun ölümü hakkındaki gerçeği bilmek istiyorum.

Je veux connaître la vérité au sujet du décès de mon fils.

"Tom'un ölümü bir kazaydı." "Emin misin?"

« La mort de Tom était un accident. » « En êtes-vous sûr ? »

Onun ölümü hakkındaki gerçeği asla bilmeyeceğiz.

- Nous ne saurons jamais la vérité sur sa mort.
- Nous ne saurons jamais la vérité quant à sa mort.

Erkek kardeşinin ani ölümü onları şaşırttı.

La mort soudaine de son frère les a surpris.

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

Sa mort lente et douloureuse a profondément bouleversé Napoléon.

Roman bir kahramanın ölümü ile sona erer.

Le roman se termine par la mort de l'héroïne.

Birçok şairler uyku ile ölümü eşit tutarlar.

De nombreux poètes assimilent la mort au sommeil.

Onun ölümü, firmamız için büyük bir kayıptır.

Son décès est une grande perte pour notre société.

Prenses Diana'nın trajik ölümü dünyayı şoka uğrattı.

La mort tragique de la princesse Diana a choqué le monde.

Putperestler hayatı tanrılaştırdılar ve hıristiyanlar ölümü tanrılaştırdılar.

Les païens ont divinisé la vie et les chrétiens ont divinisé la mort.

Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.

Son décès fut une grosse perte pour notre entreprise.

Bir aşkın ölümü başka bir şey doğurur.

La mort d'un amour donne naissance à un autre.

Bir sevginin ölümü bir başkasına yol açar.

La mort d'un amour donne naissance à un autre.

Kasabadaki herkes Sami'nin ölümü karşısında hayrete düşmüştü.

Tout le monde en ville a été stupéfait par la mort de Sami.

Mezarlıklar İslamiyet'e göre sadece ölümü hatırlamak için vardır

les cimetières ne sont selon l'Islam que pour se souvenir de la mort

Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümü neredeyse kesinlikle icat edilmiştir.

La mort de Ragnar dans une fosse aux serpents est presque certainement inventée.

Tom'un ölümü resmen bir kaza olarak hükme bağlandı.

La mort de Tom a été officiellement écartée comme un accident.

- Genelde ölümü siyahla bağdaştırırız.
- Sık sık siyahı ölümle ilişkilendiririz.

Nous associons souvent le noir à la mort.

Onun ölümü, eğer iyi anladıysam, bir kaza sonucu oldu.

Sa mort, si j'ai bien compris, fut un accident.

Tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

et c'est une des raisons pour laquelle je crois que les orangs-outans n'ont jamais tué d'humains.

Mareşal Lannes'in ölümü, Napolyon ve ordu için büyük bir darbe oldu.

La mort du maréchal Lannes fut un coup dur pour Napoléon et l'armée.

Ölümü bir ceza olarak kullanmaya karşıyım. Onu bir ödül olarak da kullanmaya karşıyım.

Je suis contre l'utilisation de la mort en tant que punition. Je suis aussi contre son utilisation en tant que récompense.

Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.

Chers frères et sœurs, Jésus-Christ est ressuscité ! L'amour a triomphé de la haine, la vie a vaincu la mort, la lumière a dissipé les ténèbres !

İnsanın gerçekten yapmak istemediği bir sürü istekleri vardır, ve aksini düşünmek bir yanlış anlama olurdu.O onların istekler kalmasını ister, onların sadece onun hayalinde değeri vardır; Onların yapılması ona karşı daha şiddetli bir hayal kırıklığı olurdu. Böyle bir istek sonsuz hayat için istektir.Eğer onlar yerine getirilse, insan sonsuza kadar yaşamaktan tamamen usanırdı ve ölümü isterdi.

L'homme a plusieurs souhaits qu'il ne souhaite pas vraiment réaliser, et ce serait une erreur de supposer le contraire. Il veut qu'ils demeurent des souhaits ; ils n'ont de valeur que dans son imagination ; leur réalisation serait pour lui une amère déception. Il en est ainsi avec le désir de la vie éternelle. S'il était réalisé, l'Homme deviendrait complètement dégoûté de vivre éternellement, et désirerait la mort.