Translation of "Yapacağımız" in English

0.010 sec.

Examples of using "Yapacağımız" in a sentence and their english translations:

Yaptığımız veya yapacağımız

We make or do

Bütün yapacağımız çalışmaktır.

All we do is study.

İşte yapacağımız şey.

Here's what we're going to do.

Eğer ki yapacağımız şey

If we are going to do

Yapacağımız bir şey yoktu.

There was nothing for us to do.

Ne yapacağımız sana bağlı.

What we do is up to you.

Bize ne yapacağımız söylendi.

We've been told what to do.

Bize ne yapacağımız söylenmedi.

We weren't told what to do.

Yabancıyla, ne yapacağımız hakkında konuşalım.

Let's talk about what to do with the stranger.

Onu nasıl yapacağımız hakkında konuşmalıyız.

We need to talk about how to do it.

Burada yapacağımız bir şey yok.

There's nothing for us to do here.

Sorun onun hakkında ne yapacağımız?

The question is what do we do about it.

Sorun onun hakkında ne yapacağımız.

The question is what're we going to do about it.

Zaten bize ne yapacağımız söylendi.

We've already been told what to do.

Bugün yapacağımız şey yürüyüşe çıkmak.

What we're going to do today is go for a walk.

Bugün yapacağımız şey kolay olmayacak.

What we're going to do today isn't going to be easy.

Büyük sorun onun hakkında ne yapacağımız.

The big question is what do we do about it.

Bu konuda ne yapacağımız hakkında konuşalım.

Let's talk about what we're going to do about it.

Toplumda ne yapacağımız hakkında oldukça gururluyuz.

We're pretty proud of what we do in the community.

Biz ne yapacağımız hakkında konuşmak zorundayız.

We have to talk about what to do.

Ne yapacağımız konusunda hiçbir fikrimiz yok.

We have no idea what to do.

Ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.

We had no idea what to do.

Ne yapacağımız konusunda nadiren aynı fikirde oluruz.

We rarely agree on what to do.

Size ne kadar ödeme yapacağımız, yeteneğinize bağlıdır.

How much we pay you depends on your skill.

"Benden uzak dur" diyor. Yapacağımız şey de bu.

It basically says, "Stay away from me." Which is exactly what we're gonna do.

İlk yapacağımız bu. Sonra küçük bir ateş yakacağız.

That's the first thing. Then, we'll make a little fire here.

O, olmadan önce yapacağımız bir sürü şey var.

We have a lot of work to do before that happens.

Bu yıl yapacağımız daha büyük araştırmamız için heyecan duyuyoruz.

and we're excited to be doing a bigger study this year.

Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.

Okay, first thing we're gonna do is dig a little bit of a hole here.

Tom muhtemelen tam olarak bizim yapacağımız aynı şeyi yapacaktı.

Tom would probably do exactly the same thing we would do.

Bu konuda ne yapacağımız hakkında uzun bir tartışma yaptık.

- We had a long discussion as to what to do about it.
- We had a long discussion about what to do about it.

Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.

The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.

O zaman yapacağımız bir şey var yoksul ve davacı filminden de bahsedelim bitirelim

then we have something to do, let's talk about the poor and the plaintiff movie