Translation of "Yabancıyla" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yabancıyla" in a sentence and their english translations:

Ben yabancıyla evlendim.

I married foreigners.

O, bir yabancıyla evli.

She is married to a foreigner.

Yabancıyla, ne yapacağımız hakkında konuşalım.

Let's talk about what to do with the stranger.

Şimdiye kadar bir yabancıyla konuşmadım.

- I have never been spoken to by a foreigner before.
- Until now, I've never been spoken to by a foreigner.

Ben bir yabancıyla otel odasını paylaşmak istemiyorum.

I don't want to share the hotel room with a stranger.

Ebeveynlerim kız kardeşimin bir yabancıyla evlenmesine karşı.

My parents are opposed to my sister marrying a foreigner.

İki yabancıyla tanıştım: bir Kanadalı ve bir Britanyalı.

I met two foreigners: a Canadian and a Brit.

- O bir yabancı ile evli.
- O, bir yabancıyla evli.

- She is married to a foreigner.
- She's married to a foreigner.

Tom bir yabancıyla bir otel odasını paylaşmak zorunda kaldığını söyledi.

- Tom said he had to share a hotel room with a stranger.
- Tom said that he had to share a hotel room with a stranger.