Translation of "Yaktım" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yaktım" in a sentence and their english translations:

- Ben kâğıdı yaktım.
- Kâğıdı yaktım.

I burned the paper.

Kendimi yaktım.

- I've burnt myself.
- I burned myself.

Mumları yaktım.

I lit the candles.

Keki yaktım.

I burned the cake.

Kurabiyeleri yaktım.

I burned the cookies.

Mumu yaktım.

I lit the candle.

Kibriti yaktım.

I lit the match.

Gazeteyi yaktım.

I burned the newspaper.

Damağımı yaktım.

I burned the roof of my mouth.

Onu yaktım.

I burned it.

Onları yaktım.

I burned them.

Çöpü yaktım.

I burned the trash.

Dilimi yaktım.

I burnt my tongue.

Elimi yaktım.

My hand was burned.

Sobayı yaktım.

I lit the stove.

Ocağı yaktım.

I lit the oven.

Sigortayı yaktım.

I lit the fuse.

Ateşi yaktım.

- I lit the fire.
- I started the fire.

Parmağımı yaktım.

I burned my finger.

Ben tostu yaktım.

I've burnt the toast.

Ben parmağımı yaktım.

I burned my finger.

Parmak ucumu yaktım.

I burnt my fingertip.

Izgarada kolumu yaktım.

I burned my arm on the grill.

Bir lamba yaktım.

I turned on a lamp.

Kendimi sobada yaktım.

I burned myself on the stove.

Mumlardan üçünü yaktım.

I lit three of the candles.

Dün kendimi yaktım.

I burned myself yesterday.

Üç mum yaktım.

I lit three candles.

Bir mum yaktım.

I lit a candle.

Derhal bir ateş yaktım.

I started a fire right away.

Ben bir kibrit yaktım.

- I lit the match.
- I lit a match.

Kaynar suyla kendimi yaktım.

I burned myself with boiling water.

Ben bir tane yaktım.

I lighted one.

Hemen bir ateş yaktım.

- I started a fire right away.
- I immediately built a fire.

- Işıkları açtım.
- Işıkları yaktım.

- I turned on the lights.
- I turned the lights on.

Bir ütüyle elimi yaktım.

I burned my hand with an iron.

Japonya'ya geldiğimde köprüleri yaktım.

When I came to Japan, I burned my bridges.

Dilimi sıcak çorbayla yaktım.

I burned my tongue on the hot soup.

Kendimi fena şekilde yaktım.

I've burned myself badly.

Kendimi fena halde yaktım.

- I've burned myself badly.
- I burned myself badly.

Tüm kredi kartlarımı yaktım.

I burned all my credit cards.

- Bana yazdığın tüm mektupları yaktım.
- Senin bana yazdığın bütün mektupları yaktım.

- I burned all the letters that you wrote to me.
- I burned all the letters that you wrote me.

Ateş maşasıyla işaret parmağımı yaktım.

I burned my forefinger on fire tongs.

Patlamış mısır hazırlarken parmağımı yaktım.

I burnt my fingers while I was preparing popcorn.

Sıcak bit ütüde parmaklarımı yaktım.

I burned my fingers on a hot iron.

Sıcak su dökerken elimi yaktım.

I burnt my hand while pouring hot water.

- Makarnayı yaktım.
- Makarnayı çok pişirdim.

I overcooked the pasta.

Bana yazdığın tüm mektupları yaktım.

- I burned all the letters that you wrote to me.
- I burned all the letters that you wrote me.

Bu sabah parmaklarımı ocakta yaktım.

I burnt my fingers on the hob this morning.

Bir mum yaktım, böylece görebildik.

I lit a candle so we could see.

Ben sadece mumlardan üçünü yaktım.

I only lit three of the candles.

Ben ona o zaman abayı yaktım.

I had a crush on him at the time.

Tom'un bana gönderdiği tüm mektupları yaktım.

I burned all the letters that Tom sent me.

Mum yanarak bitti bu nedenle başka bir tane yaktım.

The candle burned out, so I lit another one.

Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.

I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them.